Give Love A Try 11. Bölüm

449 48 19
                                    

Sonunda eve dönüyorduk, henüz takımda atılmamıştım ama muhtemelen atılacaktım, herkes bana anormal şekilde bakıyor, onlara ihanet ettiğimi düşünüyorlardı, Yixing onları kışkırtmıştı. Aynı şekilde Luhan'ın takımını da Kai kışkırtıyordu fakat orada kimse Luhan'ın üzerine laf söyleyemezdi, benim ise bizim takımda öyle bir rolüm yoktu...

Eve vardığımda Luhan'ı arkamda bırakıp kapıyı çaldım. Kısa süre sonra annem kapıyı açtı bana sıkıca sarıldı ve geri çekildi. Luhan'a artık eve girmesini söyleyip içeri girdim.

"Kamp nasıldı?"

"Imm gayet iyi, takımdan atılma ihtimalimi saymazsak bu kamp bana çok şey kazandırdı."

"Ama sen kaptan değil misin? Yoksa o karşı komşunla alakalı bir durum mu? Ondan hoşlandın diye arkadaşların karşı mı oldu buna?"

Ne? Hoşlanmak? Annem bunu nereden biliyordu? Ona gözlerimi kocaman açıp bakınca pot kırdığını anlayıp sevimli hareketlerine başvurmaya çalıştı ama sonunda pes edip dürüstçe düşüncelerini dile getirdi.

"Ondan hoşlandığını uzun zamandır sezinliyorum Minseok, sonuçta sen benim oğlumsun ve en son böyle olduğunda yaz tatilindeydik, gözlerinin içi parlıyordu, her an ve her saniye, yoksa o, o yaz tanıştığın kişi mi? Erkek olduğu için bana söylemekten çekiniyorsan da sakın çekinme tamam mı?"

Pekala anneme diyecek bir şey bulamıyordum, sadece başımı salladım ve oradan kaçmak için yavaşça odama süzüldüm. Hemen üzerimi değiştirip camımı açtım ve karşı taraftan Luhan'ın beni izlediğini fark ettim. Sapıklık yapmakta üzerine yoktu. Bana oradan gülümserken somurtan suratımın gülümsemeye dönmesi çok uzun sürmemişti.

"Sonra görüşürüz." diye fısıldayarak camın karşısından çekildim ve perdeyi kapattım. Biraz uyumak istiyordum ve bu süre boyunca beni oradan dikizlemesine gerek yoktu. Kendimi yatağıma bıraktım ve gözlerimi kapattım kısa süre sonra ise telefonumun titreşimleriyle gözlerimi açtım. Arayan Yixing'di. Hemen telefonu açtım. Sesi oldukça soğuktu.

"Yarın antrenman var. Sabah beşte okulda ol. Takımdaki yerine de o zaman karar veririz artık." dedi ve telefonu kapattı. Acaba kendisi böyle bir duruma düşseydi ne yapardı. Takımdaki yerim garanti değilse neden antrenmana gidecektim ki hem? Bu çok saçma.

~Xing~

Minseok'a hala kızgındım. Düşman okuldan biriyle çıkması bizi daha da mahvederdi. Ne sanıyordu yani bunca zaman bizi geçiştirdikten sonra hala kaptan olarak mı kalacaktı?

Kapının çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Daha yeni eve dönmüştük gelen Tao olamazdı ya da Minseok aramamın üzerine buraya gelmezdi. Belki de Sehun gelmiştir...

Kapıyı açtığımda dona kalmıştım gelen gerizekalının tekiydi. Evimi nereden biliyorsa artık... Ne diyeceğini duymak dahi istemiyordum. O karizmatik sesiyle konuşmaya başlamadan önce suratına kapıyı kapatacaktım ki elini araya koyup acıyla kıvranmaya başlayarak bunu yapmamı engelledi.

"Gerçekten gerizekalısın. Ne sanıyordun elini koyunca sıkışmayacağını mı?"

"Orada öyle dikileceğine eve alıp bir buz falan koysan."

"Bunu neden yapacakmışım acaba kendi suçun."

"Kapıyı kapatan sendin!"

"Git buradan!"

"Elim kanıyor!"

Ne eli mi kanıyor o kadar kötü olamazdı ya. Farkında olmadan ileri atılıp elini ellerimin arasına aldım. Gerçekten kanıyordu. İyi kalpli olma zamanı değil Xing...

Give Love A TryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin