Yüklerim Bana Çok Ağır Geliyor /2

234 28 4
                                    

Kolumdaki sızı ile gözlerimi yavaş yavaş açtım ve görüşümün netleşmesi için birkaç kez gözlerimi kırptım.

Gözlerimi ilk önce sızısı, kendini yavaş yavaş daha fazla belli eden koluma çevirdim.

Kolumda serum vardı.

Kaşlarımı yukarı kaldırıp düşünmeye başladım. Aklıma bir bir olanlar gelince omuzlarım tekrar yenilmişlik içinde düştü.

Seni kaçırdılar!

Onlar senin gerçek ailen değil!

Yurtta kalacaksın!

DNA testi!

Aklımda hala dönen sesler ile derin bir nefes koyuverdim.

Psikolojim bok yolunda ilerliyordu. Ne yapacağım ya? Ben beynimin içinde kaybolmuş iken kapıyı birisi açtı, aniden gelen ses ile yerimde hoplamıştım.

Kafamı kapıya çevirdiğimde, aşağı yukarı benimle aynı boyda olan, buğday tenli, kıvırcık koyu kahve saçlı, saçı ile aynı renkte olan gözleri, burnunun orta kısmında da hızması olan bir çocuk gördüm.

Çocuk ta beni görünce şaşırmıştı. Herhalde odaları karıştırdı. Sonrada "Şey... Kusura bakma yanlış odaya gelmişim. Sanada geçmiş olsun." Diyerek benim cevap vermeme izin vermeden kapıyı biraz sesli bir şekilde çarpıp gitmişti.

Hızlı konuşmasından dolayı sesini fazla duymasamda çok hoş bir sesi vardı.

Ben durmuş, giden çocuğun sesini düşünürken kapı tekrar açılmıştı. Kafamı bir daha kapıya çevirdiğimde doktoru gördüm.

Benim uyanmış olduğumu gördüğünde gülümsedi ve "Günaydın Araf. Dün den beri baygınsın ama korkulacak bir şey yok, sadece bedenin yorgun düşmüş o kadar, kendini iyi hissetiğinde çıkabilirsin." Dedi.

Tam dışarı çıkıyordu ki bana dönüp "Unutmadan, senden de kan aldık. DNA testi için." DNA testi lafını duyunca sanki bacaklarımda ki güç gitmişti.

Yatakta uzanıyor olmama rağmen bacaklarım titremeye başladı.

Son kez bana tekrar gülümseyip "İyi günler." Diyerek gitti. Doktorun gitmesiyle odada yalnız kalmıştım.

Sesli bir şekilde iç çektim ama sanki iç çekişim duvarlarda yankılanıp kulağıma geri döndü.

Neyse, herhalde oda boş olduğundan yankı yaptı.

Kolumdaki seruma baktığımda zaten bitmiş olduğunu gördüm. Yavaş hareketler ile kolumdan serum iğnesini çıkarttım ve bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım.

İyi hoş da şimdi nereye gidecektim ben?...

^^^

Akşam saatlerinde telefonuma mesaj gelmiş, sabah uyandığım hastaneye DNA testi sonuçları için gitmem gerektiğini söylenmişti yani yazılmıştı.

Şimdi de 'Ben yorulduuum hayat, gelme üstüüüme' modunda ellerim eşofmanımın cebinde hastaneye doğru yürüyordum. Yavaş yavaş gidiyordum çünkü benim için ne kadar geç, o kadar iyiydi.

O değilde, ben gerçekten onların çocuğu değilsem ne yapacaktım. Yurda gitmek istemiyordum. Kim isterdi ki!

Yaklaşık bir on dakika sonra hastanenin kapından içeri girmiştim. Resepsiyona gidip derdimi anlattım ve bana gideceğim yeri söylemesini istedim.

"Üçüncü kat, sol taraftaki kapılardan ikincisi, Doktor Adnan Karatepe'nin odası genç adam." Resepsiyonda ki kadının gülümseyerek söylediklerinden sonra bende ona zoraki bir gülümseme sunup, asansöre doğru ilerledim.

1 Dakika 1 Dakikayı Tutmaz BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin