Hayat;
Kimisine çok güzel, kimisine de en acı, en kötü şeylerle geliyordu. Ama ne olursa olsun sizin yaşadığınız şeyler asla en kötü olmazdı, olamazdı.
Çünkü sizden başka sizden daha kötü şeyler yaşayan insanlar vardı.
Bunu her zaman aklınızın köşesinde bulundurmak lazımdı.
Olurda çok kötü bir duruma düşerseniz ve tutunacak dalınız kalmadığında, bunu aklınıza getirip, çok çok küçük bir şekilde bile içinizi rahatlatabilirdiniz...
Hayat;
Bu kelime size neleri ifade ediyor?
Hatırlatıyor?
Andırıyor?
Hayat, asla adil değildi. Aksini iddia edenin olacağını inanmıyordum.
Kimisi hayattan nefret eder bir an önce ölmek isterdi, ya da kolay yolu seçip intihar eder, girişiminde bulunur, belki kurtulur belki de amacına ulaşıp ölürdü.
Kimisi ise hiç ölmek istemez, bu Dünya'yı sahiplenirdi. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi...
Bu Dünya, ona rüya gibi gelirdi, herkesin o bahsettiği pembe bulutların üzerinde dolaşmak, gezmek, yaşamak gibi.
Hayat, Araf'a hem iyi hem kötü geldiği de olmuştu.
Biraz ironik ama Araf'ın hayatı aynı bir araf gibiydi.
Hayır, isim olan Araf değil, bir şeyin arasında sıkışmak, arada kalmak olan araf...
Ahmet'in beni dürtmesi ile kafamda verdiğim Hayat Savaşı'ndan çıktım. Bu aralar düşünmekten artık delirecek noktaya gelmiştim.
Gerçekten delirmekten korkuyordum.
"Lan, kalk hadi bir şeyler yiyelim. Gebereceksin burada, bir de senin cesedin ile mi uğraşacağım göt." Ayağa kalkıp onu takip ettim. Burası hem ıssız hem de bir o kadar da yerleşim yeri gibi gözüküyordu.
Ahmet'in ailesi uyuşturucu kaçakçılığı, satıcılığı ile uğraşıyordu. Hatta kendi labaratuvar ve ot yetiştirmek için bahçeleri olduğunu bile biliyordum. Ahmet...
Tek arkadaşım, tek sırdaşım, tek kardeşim...
Ona yapılanları hiçbir şekilde hak etmiyordu.
Küçük yaşta babasından yediği dayakları,
Annesinin psikolojik baskılarını,
Abisinin ona tecavüz etmesini,
Ailesinin daha küçük yaşta altmış yaşında ki bir amcaya onu uyuşturucu ve para karşılığında satmalarını,
Laboratuvara girip onlar için hap yapmadığında saatlerce maruz kaldığı işkenceleri,...
Hayır, lafta olan işkence değil.
Gerçekten işkence.
Onun kimseye söyleyemediği, söylemekten çekindiği, gerçekleri sadece ben biliyordum.
Onun yıllarca işkence çektikten sonra güç bela evden kaçtığını, yanıma gelip yaralarına pansuman yapmamı istediğini, ona yardım edebilmek için ailemden gizli sağlık kurslarına gittiğimi,
Bir ben, bir Ahmet, bir de Allah biliyordu.
Çektiği işkenceler gerçekten akıl sır erdirmiyordu, erdiremiyordum,
![](https://img.wattpad.com/cover/328718457-288-k669042.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 Dakika 1 Dakikayı Tutmaz BxB
Подростковая литератураWATTPAD DE AİLE KURGULU BXB İLK HİKÂYEDİR ! Araf Kumsal 17 yaşında kendi hâlinde bir gençti. Ailesinden memnundu. Araf'ın tek sorunu vardı, ailesine karşı olan hissizliği... Peki sizce ailesini sevmemekte haklı mı? Şöyle yapalım ona sevmemek demeyel...