çöpçatan || •texting•✔️

beş

selamm

keyifli okumalar!

opuldunuz

🐘

| zehra

"Kanka! Ben aşık oldum."

Sezen, halay çeken erkeklere bakarak omzumu sarsmaya devam ediyor, ben ise bu gürültüden kurtulmak için toz bulutuna dönüşerek puf diye yok olmak istiyordum. Gürültü, hayatımda nefret ettiğim şeyler arasındaydı ve gelmiş olduğum düğün o kadar gürültülüydü ki duymamayı diliyordum bir saatten sonra.

Annem, Taha'yı düğüne davet ettiği için beni de davet eder diye düşünüyordum ama bu işi arkadaşım Sezen devralmış olmalıydı. Sabah erken saatlerde Taha'ya özenerek bizim eve damlamış ve "zeybek oynayan yakışıklı çıtır görmek istiyorum" diye omzumda ağlamıştı. Gerçekten ağlamıştı. Onun ağlamasına dayanamadığımdan, ama en çok düğün yemeği yemek için geldiğim düğün, eziyetten ibaretti.

Giydiğim siyah elbisenin eteklerini düzeltirken Sezen'e yanıt verdim. "Erkek kesmek için kameramanın yerini almalısın bence."

Gözleri ışıldadı. "Zehra süpersin! Arkadaş dediğin böyle olmalı." Hafifçe gülümsedim ve önümdeki boş tabaklara baktım. Yemekleri yemiştik ama on dakikadır tatlıları bekliyordum. Cehennem ateşiyle mi pişiriyorlardı da bu kadar uzun sürmüştü?

Oflayarak etrafa bakarken duyduğum zeybek melodisiyle âdeta yanımdan kameranın yanına ışınlanan Sezen'e gülmeye başladım. Yakışıklı erkek görmek için her şeyi yapıyordu ama kestiği erkeklere bunu asla belli etmiyordu. Garip ama oldukça iyi bir arkadaştı.

Tebessümle Sezen'i izlerken zeybek oynayan erkeklerin arasından Taha gözüme çarptı. Kollarını iki yana açmış, ayaklarını değişik hareketlerle bir sağa bir sola bükerek zeybek oynuyordu. Parlayan beyaz dişleri ve içinde dehşet derecede yakışıklı durduğu siyah takımı ile gülümsediğini görebiliyordum. Mutluydu, her şeye rağmen.

Annemin yaptıklarından sonra yüzüne bakmayacağımı düşünüyordum ama o kadar normal karşılamıştı ki bu durumu, gerek tepkileri gerek sözleriyle beni oldukça şaşırtıyordu. Birkaç dakika sonra zeybek bittiğinde ve başka bir halay çalmaya başladığında Sezen hâlâ kameramanlık yapıyordu.

Annem nerede diye düşünüyorum ki Taha'nın sırtına vurarak benim yanıma geldiğini fark ettim. "Hoy maşallah! Yavrum benim," gibi şeyler söylüyordu Taha'ya, masaya geldiğinde. "Dizinin değdiği sahne olayım be."

Dikkatimi tatlıları servis etmeye başlayan garsonlar çekerken annem Taha'yı solumdaki boş sandalyeye oturttu ve kendisi de sağımda yer aldı. Taha'nın gülümseyen dudakları aralandığında bana döndü. "Merhaba Zehra'm," dedi ve kafasını tabağıma doğru eğdi. "Tatlın geldi, mutlusundur."

Garsonların bizim masaya gelmesine üç masa vardı. Suratına baktığımda sırıtıyordu. Tatlı diye kendisini mi kastediyordu bu salak? "Üzgünüm Taha," dedim ve alnından tutup ittiğimde kafası benden uzaklaştı. "Sen tatlı değil, benim yerim diye aldığım berbat yiyeceklersin."

Taha'nın yeni açan bir çiçeği andıran gülümsemesi dudaklarında solarken annem garsonlara bir şeyler söylemekle ilgilendiği için bizi duymuyordu.

"Hâlbuki," dedi Taha, zorlukla tebessüm ederek ve az önce alnından iteklediğim için elime doğru baktı. "Senin elinin değdiği şeyin berbat olması imkânsız."

Bana öyle bir baktı ki, ruhumdan bir parça koptu sandım. "Zehra, elinin dediği yerde çiçekler tomurcuklanır." Masanın üzerindeki sol elimi kavradı ve sol göğsüne, kalbinin tam üzerine yerleştirdiğinde kalbi avucumun içerisindeydi. "Kalbim şimdi bahar bahçe."

Gözlerim irileşirken ona dediğim şeye böyle bir karşılık vermesi kalbimi sızlattı. "Beni," dedim zorlukla konuşarak ama devamını içimden söyledim. Her şeye rağmen, hâlâ seviyor musun?

"Seni," dedi Taha, devamını söylememi beklemedi çünkü söyleyemeyeceğimi o da biliyordu. "Her şeye rağmen ve hâlâ, tüm kalbimle," gülümsedi. "Yani seninle..."

Cümlesini tamamlayamadı çünkü onu annem susturdu. "Gelmişken sizin nikâhı da kıysak mı?"

...

su kadinin agzina oklava sokmak istiyorum ama yersiz tepkileriyle de ayni bana benziyor anasini satayim

seviyorum sizi

muahh

devamını istiyorsanız oy verip yorum yapmanız yeterli.

•pargalı sarma paşa hazretleri

instagram: eskimisprangalar