📌İndirdiği Her Bir Dert İçin...

8 1 0
                                    

📌İndirdiği Her Bir Dert İçin Allah teala'nın BirDe Derman İndirmiş Olduğu Hakkında

Yüce Allah’a hamd olsun.

Sahih-i buhari'de Ebu hüreyre Radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem Şöyle buyurmuştur; "Allah bir dert indirmemiştir ki onun için bir de Şifa indirmemiş olsun."

Buhari,H.no;5678

Sahih-i müslim'de Cabir Radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;"Her derdin bir dermanı vardır.Derdin dermanına isabet edildiği zaman Allah'ın izniyle iyileşir."

Müslim,H.No:2204

İmam Ahmed'in Müsned'inde Usame b. Şerik'den rivayet edildiğine göre peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem Şöyle buyurmuştur;"Allah hiçbir dert indirmemiştir ki Onun için bir de Şifa indirmemiş olsun.Onu bilen bilir,bilmeyen de bilmez."

Ahmed,Müsned,4/278.

Bir lafızda ise "Allah bir dert  koymamıştır ki onun içinde bir de Şifa veya Derman koymamış olsun.
Tek bir dert müstesnadır."
"Ey Allah'ın Rasulü, nedir o dert?"dediler. "Aşırı İhtiyarlıktır." buyurdu.
Tirmizi bu hadisin sahih olduğunu söylemiştir.

Ebu Davud,H.No:3855;Tirmizi,H.No:2038

Bu hadisler,kalbin,ruhun ve bedenin dertlerini ve Dermanlarını kapsamaktadır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem cehaleti bir dert olarak belirtmiş, derman olarak da "Alimlere danışma"yı işaret etmiştir.Bununla ilgili olarak;Ebu Davud,Sünen'de Cabir b.Abdillah radıyallahu anh'dan rivayet etmiştir:

Bir sefere çıkmıştık.İçimizden bir adama bir taş isabet etmiş ve başı yarılmıştı.Daha sonra bu adam ihtilam olmuş ve "Teyemmüm etmem konusunda benim için bir ruhsat görüyor musunuz?"diye arkadaşlarına danışmıştı.Arkadaşları da "Senin için hiçbir ruhsat görmüyoruz.Senin su kullanmaya gücün yeter."demişlerdi. Bunun üzerine adam boy abdesti aldı ve vefat etti.Yanına gelip bu durumu haber verdiğimizde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,"Onu katletmişler.Allah da onları katletsin.Madem bilmiyorlar, danışmalı değiller miydi?Bilgisizliğin şifası, ancak sorup danışmaktır.Teyemmüm etmesi, yarasının üzerine bir bez parçası bağlayarak onun üzerinden meshetmesi ve bedeninin geri kalan yerlerini yıkaması kafi idi."buyurdu."

Ebu Davud,H.no:336

Yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem cehaletin bir hastalık olduğunu, şifasının ise sorup danışmak olduğunu bildirmiştir.
Allah Teala da Kur'an'nın şifa olduğunu haber vermiş ve Şöyle buyurmuştur:

"Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'an kılsaydık,diyeceklerdi ki;'Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi?Arab'a, yabancı dilden (kitap)olur mu?'
Deki:O ,inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır..."

Fussilet 44

"Biz,Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o,müminler için şifa ve rahmettir."

İsra 82

Bu ayette var olan "Kur'an'dan" ifadesinde bulunan (-den anlamındaki) "min" edatı,bir şeyin parçası olma anlamını değil,o şeyin cinsinden olma anlamını taşımaktadır.Buna göre -Allah Teala'nın önceki ayette de buyurduğu gibi Kur'an'ın tamamı şifadır.Kur'an;cehalet şüphe ve kuşku hastalıklarına karşı -kalpler için- bir şifadır.Allah teala Kur'an'a nisbetle daha kapsamlı,daha yararlı,daha muazzam ve derdin izalesinde daha etkili başka birşey indirmemiştir.

Buharı ve Müslim'in Sahih'lerinde rivayet edildiğine göre Ebu Sa'id şöyle anlatmıştır:"Peygamber sallalllahu aleyhi ve sellem'in ashabından bir grup,bir seferde yola koyulmuşlardı.En nihayetinde Arab kabilelerinden birinin yanında konakladılar.O kabileden kendilerini misafir etmelerini istediler.Ama kabile mensupları bu talebi kabul etmedi.Ardından kabilenin liderini bir hayvan (böcek veya yılan)soktu.Tedavisi için bir sürü şey uyguladılar ama fayda etmedi.İçlerinden biri"Şu konaklayanlara gitseniz,belki onlardan birinde bir şey vardır."dedi.

Bunun üzerine o sahabe grubuna geldiler ve "Ey Gruptakiler!Bizim liderimizi bir hayvan soktu.Ne varsa denedik ama fayda etmedi.Sizden birinizde (tedaviye yarayacak)bir şey var mıdır"?dediler.
Gruptakilerden biri"Vallahi,ben rukye yaparım.Ama biz sizden bizi misafir etmenizi istedik,kabul etmediniz.İmdi ben,mukabilinde bana birşey vermediğiniz sürece rukye yapmam."dedi.Bir koyun sürüsüne karşı anlaştılar.Ardından o,gidip kabile liderine Fatiha Suresini okuyup üfledi.Adam adeta bukağısından kurtulmuşçasına atıldı ve hiçbir derdi yokmuş gibi yürüyüp gitti.Üzerinde anlaşmış oldukları bedeli verme sözünü tuttular.O sahabi grubundakilerden biri"Aranızda bölüşün!"dedi
Rukye yapan ise "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve sellem'in yanına varıp olanları kendisine anlatana ve ne emir vereceğini görene kadar birşey yapmayalım."dedi.Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve sellem'in yanına geldiler ve olanları kendisine anlattılar.Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve sellem "Onun (Fatiha suresinin)rukye olduğunu nereden bildin?"dedi,sonra da "İsabetli davranmışsınız.Aranızda taksim edin,benim için de bir pay ayırın!"buyurdu."

Buharı,H.No:2276;Müslim,H.No:2201

Bu derman,o derde etki etmiş ve adeta öyle bir rahatsızlık hiç olmamışçasına izale etmiştir.
Bu en kolay, en basit çaredir.
Kul,Fatiha ile tedaviyi iyi yaparsa,çok ilginç derecedeki şifalı etkisini görecektir.
Mekke'de türlü hastalıklara maruz vaziyette bir süre kalmış ve ne bir tabib,ne de çare bulabilmiştim.Kendi kendimi Fatiha Suresi ile tedavi etmeye çalışıyor ve bu surenin çok ilginç etkilerini görüyordum.Ağrısı olan kimselere de bunu öneriyordum.O kişilerden birçoğu süratli bir şekilde şifa buluyorlardı.

@kalplerin_ilaci💫

Kalbin İlacı (İbn-i Kayyım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin