🌠(Günahkarların Söz Oyunlarının ve Aldanmalarının Sebebi)
2-Yukarıda sözü geçen sebeplerle ilgili olarak nefsin yanıltmalarına karşı dikkatli olması. En önemli hususlardan biri budur. Çünkü kul, masiyetin ve gafletin hem dünyası hem de ahireti açısından -kaçınılmaz olarak- kendisine zarar verdiğini bilir. Bilir ama nefsi, bazen Allah’ın affına ve bağışlamasına güvenmesini sağlayarak, bazen tevbe etmeyi geciktirerek, bazen yalnızca dille bağışlanma dilemesini temin ederek, bazen mendub (istenen, arzulanan) şeyleri işleterek, bazen ilimle, bazen kaderi gerekçe göstererek, bazen eşbah (Şahıslar) ve nezairi (birbirine benzeyen şeyler) delil göstererek, bazen de büyükleri örnek almasını sağlayarak onu yanıltır/aldatır.
Çoğu insan sanır ki bir şey yaptıktan sonra ‘’estağfurullah’’ derse günah zail olacak, işlediği şey yok olacak.
Fıkıh sahibi bir adam. Bana ‘’Ben yapacağımı yapıyorum sonra da yüz defa ‘SubuhanAllahi ve bi’hamdihi’ diyorum. Yaptığım şeyin tamamı bağışlanıyor. Zira sahih bir hadiste Peygamber sallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: ‘Kim bir gün içinde yüz defa ‘Subuhanallahi ve bihamdihi’ s-derse, denizin köpüğü kadar dahi olsa işlediği hatalar ondan dökülüp gider’’
( Buhari, H.No:6405;Müslim,H.No:2692)demişti.
Mekke halkından bir adam şöyle demişti: ‘’ Bizden biri bir şey (günah) işlediğinde gusleder. Yedi kere Beytullah’ı tavaf ederse işlemiş olduğu şey (günah) silinirdi.’’
Bir başkası da şunları söylemişti: Peygamber sallahu aleyhi ve sellem, sahih bir hadiste şöyle buyurmuştur:
‘’ Bir kul bir kul bir günah işledi, ‘’Ya Rabbi! Bir günah bana isabet etti. Bağışla beni!’ dedi. Bunun üzerine Allah azze ve celle ‘Kulum, günahı bağışlayacak olan ve cezalandıracak olan bir Rabbi olduğunu biliyor. Ben kulumu bağışladım. Dilediğini yapsın.’ der. (Buhari,H.No:7507;Müslim,H.No:2758.) (Hadisi söyledikten sonra) bu adam, ‘’Ben günahı bağışlayacak olan ve cezalandıracak olan bir Rabbimin olduğunu biliyorum.’’ dedi.
Bu tür insanlar ümit aşılayan naslara sarılarak ve güvenerek iki elleriyle bu naslara sıkı sıkı tutunurlar. İşledikleri hatalar ve bu hatalara dalmış oldukları için uyarıldıklarında, Allah’ın rahmetine ve merhametine dair ezberlerinde olan metinleri, ümit aşılayan nasları sıralarlar.
Cehalet içindeki bu insanların türlü türlü gariplikleri, ilginç halleri vardır. Mesela bu cahillerden biri şöyle demiştir.
‘’ Yapabildiğin kadar çok işe hatayı,
Biliyorsun madem Kerim’e varacağını.’’
Biri de ‘’Günahlardan kaçınmaya çalışmak, Allah’ın affının ne kadar büyük olduğunu bilmemektendir.’’ demiştir.
Bir diğeri de ‘’ Günahları terk etmek; Allah’ın mağfireti karşısında cüretkar olmak ve mağfiretin küçümsenmesi demektir.’’ demiştir.
Ebu Muhamme b. Hazm, ‘’Bunlardan birini, duasında ‘Allah’ım! Masumiyetten Sana sığınırım.’ derken işittim.’’ derken işittim.’’ demiştir.
Aldanan insanlardan bazısı de cebr’e; kulun fiilinin ve seçiminin kesinlikle bulunmadığı, masiyetleri işlemeye mecbur olduğu görüşüne sarılmaktadır.
Yine bu kesimdekiler arasında irca meselesine kananlar olduğu gibi imanın yalnızca kalple tasdik olduğu, amellerin imandan olmadığını, en fasık kişinin imanının da Cebrail ve Mikail’in imanı gibi olduğu görüşünde olanlar da vardır.