Yılbaşı

72 47 22
                                    

2 hafta sonra

"Aaaay!" diye bir çığlık attığımda Ahsen pes ederek kendini yere attı. Kafamı tutarak aynaya baktığımda acıdan gözlerim sulanmıştı. "Ay yok, olmuyor. Ne saçmış arkadaş!" diyerek yerden kalktı Ahsen.

"Böyle kaldım Amazon Ormanları gibi. Saçımı mı kessem?" diyerek Ahsen'e baktım dolmuş gözlerle. Oflayarak elleriyle saçıma sülük gibi yapışmış tarağı ayırmaya çalıştı. "Nasıl becerdin bunu ya! Bravo gerçekten, büyük başarı."

Tarak bir türlü saçımdan ayrılmayınca Ahsen, telefonunu çıkarıp tarağı nasıl çıkaracağımızı aramaya başladı. "Saç kremi sürüp yıkaman gerekiyormuş." dediğinde hemen banyoya koştum.

Koşmaz olaydım. Banyoya girdiğim an yere kapaklandım. Bir an ne olduğunu şaşırdım ama sonra etrafa bakınca Salep'i, saç kremi ve şampuanın üstünde tepinirken gördüm. Banyonun her yeri saç kremi ve şampuan olmuştu. Şimdi ağlamıyım da ne yapayım?

Aynen Balca, ana sınifındaki çocuklar gibi bir de "Anneeeeğ!" de istersen.

Bak, derim ha! Uğraşma benimle.

Gözümden bir damla yaş aktığında Salep'e uzandım ama Salep korkuyla etrafa sıçrayıp her şeyi dağıtmaya başladı. Tabii kafamda değişik bir cisimle bir anda karşısına çıkarsam böyle olur. Korktu çocuk.

"Salep! Şşt! Benim, kız! Aa, anasını da tanımıyor!" diyerek onu yakalamaya çalışırken içeriye Ahsen girdi ve o da zeminde kayarak düştü ve çığlığı apartmanı inletti. "Ne oluyor lan? Bismillah!" diyerek etrafına baktı.

O sırada ben, yere düşmüş kaygan zeminde sürüngen gibi sürünüyordum. Salep, duşa atlayıp yanlışlıkla suyu açınca Ahsen ile sudan nasibimizi aldık. "Ay, bu ne? Salep! Dur kız yerinde!" Ahsen ciyaklamaya başlayınca Salep daha çok ürküp duşun içinden çıktı ve klozetin içine düştü.

"Olacağı buydu. Kızım, yavrum, çocuğum, gül parem, sen, neden yerinde durmuyorsun? Kıçında kurt mu var?" diyerek yerden kalkmaya çalıştım ama kalktığım an yine düştüm.

En son Ahsen ile birbirimize tutunarak kalktığımızda su yüzünden her yer daha çok kayganlaşmıştı ve olduğumuz yerde Ahsen ile kayıyorduk. Salep ise olduğu yerde çırpınıyordu. "Geliyorum Salep, sakin ol. Boruya kaçacaksın şimdi." diyerek oraya doğru Ahsen ile süzüldük.

Duvara tutunarak durup Salep'i klozetin içinden çekip aldım. "Allah, seni ne yapmasın? Tipe bak ya!" Salep'in her yeri su olmuştu ve şu an aşşırı komik gözüküyordu. "Miyav!"

"Hiç bir şey söyleme, cezalısın ve yıkanacaksın." diyerek onu duşa koyduğumda kaçmaya çalışsa da gidemedi. Yerler kaygan olduğu için anca yerinde saydı.

Bir anda kapı çalınca irkildim ve tekrar yere kapaklandım. Ahsen, kapıya doğru düşe kalka gitmeye çalıştı. En son kendini dışarı atıp evin kapısına koştu. Doğukan ile Alp gelmiş olmalıydı çünkü bu gün yılbaşıydı. Ben de patrondan izin koparmıştım.

Ben, Salep'i yıkamaya çalışırken banyonun kapısında Doğukan belirdi. Etrafın, benim ve en son Salep'in hâlini görünce kahkaha attı. "Pardon pardon, burada ne yaşandı? Meydan muharebesi olmuş gibi." diyerek yere bir havlu attı.

Havluya basarak içeriye girip elindeki çekçekle banyodaki tüm suyu boruya göndermeye başladı. "Teşekkürler, çok makbule geçti." dediğimde elimdeki duş başlığı elimden kayınca su Doğukan'ın üstüne doğru fışkırdı.

"Ay, pardon pardon!" diyerek duş başlığının üstüne atladım. Atlayışımdan korkan Salep, ciyaklayınca Doğukan, banyonun kapısını kapattı. Evet, Salep o kapıdan kesin kaçardı ama şansına küssün.

Hayal mi? Gerçek mi? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin