Merida astronomi kulesinde tek başına idi. Yada değildi. Her an Riddle yanında bitebilirdi.
Riddle'ın her zaman yanında bitmesi sinirini bozuyordu. Niye onu istiyordu ki?
Yakışıklı, zeki, güçlü biriydi. Herkesi manipüle ederek kandırır, güçlerini ellerinden alırdı. İmperio uygulayarak istediği kişiyi yönetebilirdi. Ona platonik olan kızları kullanabilirdi. Sorguladığı tek şey bu değildi. Riddle'a katılmayan biri onun sırrını biliyor, hatta onu ifşa edip Azkaban'da çürütmek istiyordu. Bunu bilmesine rağmen ona işkence etmiş, ne hafızasını silmiş, ne de onu öldürmüştü. Bunun sebebini kendi gücü ve zekasına bağlıyordu. Eğer hafızası silinirse zekasını kullanmayıp akıl sağlığını kaybetmesinden korkuyordu. Kendisine işkence etse bile sonuç almazdı. Acıya dayanıklı idi. Bağırmazdı. Yalvarmazdı. Eğer ölürse de Riddle güçlü birini kaybederdi.
Biliyordu, az sonra Riddle yanına gelip onu manipüle etmeye çalışacaktı. O da reddecekti. En sonunda sinirden dolayı Riddle onu öldürecekti. Derin bir iç çekti. Arkasına döndü yine aynı yüzü gördü. Beklediği yüzü.
"Şimdiden cevap vereyim mi?"
"Cevaba gerek yok."
"Neden? Ölecek miyim?"
Riddle kıza yaklaşıp asasını çıkardı.
"Bu sefer teklif için gelmedim. Seninle düello yapmaya karar verdim Merida."
"Benimle mi? Neden? Beni yenip egonu tatmin etmek için mi?"
"Hani güçlüydün?"
"Hala öyleyim."
"O zaman düello yapmaktan çekinmezsin."
Merida şöyle bir düşündü. Fena fikir değildi. Eğer düello da baskın gelirse Riddle onun çetin ceviz olduğunu düşünüp onu bırakırdı.
Oda asasını çıkardı.
"Peki."
Düello pozisyonları alınmıştı. İlk hamleye Merida başladı. Sert başlamıştı.
"Stupefy!"
Riddle ise büyüyü engelledi.
"Colloshoo!"
Merida büyüyü başka bir yöne kaydırarak karşılık verdi.
"Reducto!"
Büyü az da olsa Riddle'ı sarsmıştı. Merida tam yeni büyü atacakken eliyle durdurdu kızı.
"Tamam. Bu kadar yeter."
"Bencede."
"Ne kadar yetenekli olduğunu fark ettin mi?"
"Evet, her zaman öyleyim."
"Yeteneğini boşa harcama derim."
"Konuyu oraya bağlamayı kes."
"Konuyu oraya getirmeyecektim ki. Sadece konuşmamızda ilgisi var."
"Ne ilgisi var?"
Riddle yavaşça kıza yaklaştı. O kadar yaklaştı ki, kız trabzana yaklaştı. Düşecek gibiydi. Riddle biraz daha yaklaşsa düşüp ölürdü. Nefes vererek konuşmaya başladı Riddle.
"Bilmem hiçbir şeyi değiştirmez, Merida. Eninde sonunda bu okuldan mezun olup Lord Voldemort olarak büyücülük dünyasına ben hükmedeceğim. Bilirsin savaşlarda iki taraf olur. Aydınlık ve karanlık taraf. Her şekilde lideri olduğum karanlık taraf kazanacak. İyi düşün derim. Çünkü eğer karşımda olursan senin gibi zeki birini öldürmek zorunda kalırım. "
Merida cevap vermedi. Uzun süre yeşillere baktı. İçlerinde kaybolmak için ideal yeşillerdi. Bir karar vermek zorunda idi. Ya Riddle'ın teklifini kabul edecek yada onun sonunu getirecekti. Başını itaatkar bir şekilde eğdi, en son duyduğu şey oğlanın "Yarına kadar vaktin var." Sözü olmuştu.
Selam. Naber?
Evde canım sıkıldı bende bölüm yazayım dedim. Zaten 6. Bölüme kadar defterime yazdım hehe.
Neyse bu arada benim dışımda kurguyu bilen bir kişi daha var adını söylemem niye mi? Çünkü kaos severim ben hihi.
Bu arada drarry kitabına niye yorum gelmiyor? Sitem gibi olmasın ama yani.
İyi okumalar oy ve yorumları bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Cehennem/ Tom Marvolo Riddle
Fanfiction"Cehennem buzdan zihinlerde saklıdır." Ne yapacağımı bekleme, her şeyi yapabilirim.