Bölüm : 6

127 78 9
                                        

  Aşağı indiğinizde ablam sinirli bir şekilde bize bakıyordu. Sona hafif bir ses tonuyla " 10 dakikadır sizi bekliyoruz. Neredesiniz?" Dedi. Ben de ablama baktım ve " Senle konuştuktan sonra biraz başım ağrıdı ben de dinlenme kararı aldım. ( ablamın azarından kaçmak için hastalık jokerimi kullanıyordum) Uyandığım da ise tam 1 saat geçmişti. Bende koşup bizimkileri alıp buraya indim. Lütfen kusura bakma." dedim. Ablamın yüzü garip bir hal aldı ve " Önemli değil. Sen iyisin değil mi bir yerinde bir ağrın yok. Kolunda falan ( hayır manasında başımı salladım.) Oh iyi bir yerine bir şey olmasın. Mevzuyu çok uzatmayız. Hızlıca Feray ve Çağın'dan bilgi alırız geri kalanı yarın hallederiz." Dedi. Hepimiz merakla Feray ve Çağın'a döndük. Feray üzgün bir ifadeyle " hepsini tek tek konuşturduk ama öğlen ki o sesin sahibini bulamadık." Dedi.

Bu imkansızdı. O sırada yine zindandan bir ses geldi " Feray ne kadarda doğru söyledin hepimizi teker teker konuşturdun( başka bir sesle) am benim kim olduğumu ( çocuk sesiyle) bulamadınız. (Tekrardan ilk sesiyle) bu kadar aptalsınız işte. Bu arada Mayda iyice annene benzemişsin hızlı bir şekilde yalan söyleyebiliyorsun. Zekan ise dedene benzemiş o da çok zekiydi ve hatta senin gibi zekilerden, güçlülerden bir grup kurmuştu kendine. He bu arada Akel senin hakkın da hiç konuşmadık değil mi , babana benziyorsun başkaları tarafından yönetiliyorsun. Bu arada çok merak ediyorum yanlış anlama ama hala gücünü kaybetmekten korkuyor musun? Ahhh doğru halen korkuyorsun. Çünkü şuan gözünde ki korkunun sebebi ( cidden de gözleri büyümüştü) senin sırrını söyleyeceğimden korkmak. Merak etme söylemeyeceğim. Neyse ben artık susayım sizde biraz dinlenin yarın yine bir şeyler düşünürsünüz" dedi. Merakla ablama baktım ve " abla iyi misin?" Dedim. Baktı ve "İyiyim merak etmene gerek yok. Hepiniz beni dinleyin yarın erken bir saatte burada olmanıza gerek yok öğlen çalışmaya başlayacağız. Ben annem ve babama mektup yolladım. Akşam da orada yemekte olacağız. Simdi hepiniz odalarınıza dağılabilirsiniz." Dedi ve hızlı adımlarla zindandan çıktı onun arkasından abim çıktı. O sıra Afşin ile göz göze geldik bana baktı " Bizden ne gizliyorsun bilmiyorum ama sanki gizliden gizleye bir şeyler çeviriyorsun. Anlatmak istersen ben hep odamdayım." Dedi ve oda zindandan çıktı ardın da bizimkiler ve Feray çıktı. Tam arkasından da Çağında çıkacaktı ki kolundan tutup "Gece 3 te odamda ol. Sakın bir dakika bile geç kalma." Dedim. Bana cevap vermesini beklemeden zindandan çıktım.

Odama geldim. Derin bir nefes aldım. Üzerime rahat bir şeyler giydim birkaç içecek hazırladım. Birkaç atıştırmalık hazırladım ortaya masayı çektim. Beş tane sandalye koydum. Sonrada Odamın kapısında bekleyen personele "Daniş, Vera, Barlas bu üçlüyü odama çağır dikkatli ol sakın birine yakalanma. Birde Daniş'e benim eski defterimi de getirsin." dedim. Bana " Hay hay prenses" dedi ve hızlıca bizimkilerin yanına gitti. Bende onları beklemeye başladım. Bu personelin benim odamın kapısında beklemesi o kadar iyi oldu ki diye düşünürken kapım çaldı içeri personel girdi " Prenses çağırdığınız kişiler geldi." dedi. Bende " Tamamdır. Ha bu arada senin adın neydi?" Dedim. Bana şaşkın bir şekilde bakıp "Pera" dedi sonrada odadan çıktı.

İçeri bizimkiler geldi. Oturmaları için masayı işaret ettim. Sakince oturdular. Bende oturdum sonra da hepimiz Daniş'e bakmaya başladık defteri ortaya koyması için. Oda anlamış gibi defteri çıkardı ve ortaya koydu. Yavaşça kendime doğru çektim ve kitabın kapağını açıp sesli bir şekilde okumaya başladım :

-Merhabalar şuan bu kitabı kim okuyor bilmiyorum ama ben Diyar. Kral Tanyar'ın (dedem) bilgesiyim. Durumumuz çok vahim Alam (babam) ve Alim (Çağın ve Afşin'in babası. Benim ise amcam.) Beraber ava çıktılar. O sırada Alam'ın daha önce kuyruğuna bastığı askerlerden biri Alam'a oklamış. Bunu görünce de Alim Alam'ın önüne atlamış. Biraz önce saraya getirildiler. Alim'i hemen şifahane'ye götürdük. Elimden geleni yaptım ama ne yazıktır ki Alim'i kurtaramadım. Durum açık seçik ortadadır artık benim yaşanacak ömrüm kalmadı ya kral alacak canımı yada kendim alacağım. Kararımı verdim. Kendi canımı kendim alacaktım bunu yapmadan öncede canım torunum Daniş'e defterimi teslim edeceğim. O bir gün iyi bir bilgin olacak.

Ejder YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin