Kartal

İnanmak

"Allah zihin açıklığı versin. Sınava girmeden arayım dedim. Boşuna etrafına bakma, evdeyim. Kahvaltı yapıyorum ablamla."

Ablam taze ekmeği ısırarak başını kaldırdı. Dudaklarıma gülümseme yerleştirdim. Sabah ablamın bakım parası yatınca alışveriş yaptım. Biraz midemiz bayram etsin. Ana olacak kadını da postaladım, iyi oldu. Ne haltı varsa yesin. Onu doyuracak çok kişi vardır.

"Günaydın sevgilim! Afiyet olsun." diye cıvıldadı. Duraksadım. Nadir seslenirdi böyle bana. Kesin çok güzel bir şey oldu. Sırıttım.

"Hayırdır ne oldu? Anlatsana."

"Rüyamda seni gördüm. Minnak Kartalımızın b*kunu temizliyordun."

Gözlerimi devirip güldüm. Devam etti.

"Üzerimde beyaz bir elbise vardı, çok hoştu. Sen de çok yakışıklıydın yine. Oğlumuz sana benziyordu. Uzun sık yeşil otların içindeydik önce. Alnımdan öpüyordun-"

"Yanlışlık olmasın." dedim gülerek. "Sadece bir çocuğumuzun olması ilginç. Hem öyle bir ortamda dudakların varken neden alnından öpüyorum?"

"Bütün heyecanım kaçtı, Kartal. Takılman gereken yerler burası mı gerçekten?" dedi üzüntüyle. Telefonu kulağımda düzeltip oturduğum yerde dikleştim.

"Sen ciddisin?" dedim sırıtarak. Ofladı.

"Ciddiyim tabii. Neyse kapatıyorum, sınav için çağırıyorlar."

Ağzımın içinde küfür savurdum.

"Jale kapatma hemen. Tamam inandım kızım. Ama bir çocuk çok az, hak ver bana. Evde ablamla tek olmasam öpmeye gelirdim seni."

Cilveli gülüşü doldu kulağıma. Ve birkaç öpücük sesleri. Sırıtıyorum.

"Öptüm say. Sınavdan sonra hemen yurda geçerim. Görüşürüz."

"Böyle de pek kuru oldu." dedim mızmızlanarak. Güldü. Kocaman bir öpücük attım telefona doğru. "Görüşürüz, dikkat et kendine. Çıkınca ara."

"Tamam."

Telefonu kapatıp kenara bıraktım. Ablam iştahla kahvaltısını yapıyordu. Gülümsedim. Aklıma Jale'nin dedikleri geldiğinde güldüm. Cıkladım kendi kendime. Baba falan olmaz benden. Bu b*k dünyaya çocuk getirmeyecek kadar aklım çalışıyor çok şükür.

******

"Kartal... Hiç iyi geçmedi bu sınav."

Kanalı değiştirip kumandayı sehpanın üzerine bıraktım. Ablam dikkatle televizyona bakıyordu.

"B*ktan sorular sormuşlardır kesin. Sıkma canını. Dünkü sınav iyiydi sanki? Yaptın soruları?"

"İyiydi dünkü. Bu olmadı-"

"Kazanırsın her türlü. Hadi yurda git. Düşünme sınav mınav. Geçti gitti. Yollara dikkat et, aklın bulanık."

İç çekişini duydum. "Bankta oturuyorum şimdi. Bu hâlde gidemem bir yere zaten. Mal öğretmenler sorguya çekiyor bizi. Kafamı dinlemek istiyorum biraz." dedi nazlı nazlı. Kaşlarımı çattım.

"Bank ıslak değil, değil mi? Kıçını ıslatma yine."

"Kuru. Düne göre iyi hava. Güneş bile var."

Gözlerimi ablama çevirdim. Pür dikkat televizyon izliyordu. Bana bakması için koluna dokundum. İrkilip bana döndü. Gidip geleceğimi işaret ettiğimde başını televizyona çevirdi tekrar. Dünya yansa umrunda değildi şu an.

"Bekle, geliyorum."

******

Banka doğru yaklaştığımda beni fark etti. Banktan kalkıp koşarak bana geldiğinde kollarımı açtım. Boynuma sarıldı sıkıca. Kollarımı beline sarıp rasgele öpmeye başladım onu. İyice sokuldu bana. Mayışıyorum.