"Olmayacağını biliyordum. Yerleşemedim. Neyse beni boş ver de ilk tercih Ankara tutmuş senin. Kıç dondurmaya devam."
Gözlerini devirip keyifsizce önüne döndü. Gülüşüm donuklaşırken boğazımı temizledim. Onu kendime çektiğimde yüzünü bana döndü. Öptüm önce.
"Ekşitme yüzünü." deyip sırıtarak burnumu burnuna sürttüm. İyice sokuldu bana. Kolumu beline sarıp tutkuyla öpmeye başladım. Onu bırakmak istemiyorum, beni bırakmak istemiyor. Kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyor.
Birbirimizden ayrıldığımızda kollarını boynuma doladı. Bakışları beni bitiriyor.
"Ek tercih diye bir şey var. Onu denesek." deyip dudaklarını büzdü. Öptüm büyükçe. Elini yanağıma getirip cilveyle güldü. Sırıttım.
"Tercih işini kapatalım. Üniversite kazandın, kutlama yapalım. Karnım biraz kıyımladı benim. Yemek yiyelim, üzerine de tatlı. Oh."
İyice sokuldu bana. Ona olan yakınlığım ile öpmek için yaklaştığımda cilveli sesini duydum.
"Sana aşığım adam!" dedi gülerek. Kollarımı beline yerleştirip öptüm hızla. Güldü.
"Ölürüm lan ölürüm!"
******
"Meyveli pasta çok güzeldi-"
"Meyveler kendinden geçmişti, ne güzeli. Haram zıkkım olsun verdiğim para."
Düşünceli hâlde önüne döndü. Keyif kaçırmaya gerek yok.
Kolumu omzuna atıp kendime çektim onu. Başını bana çevirdiğinde gülümsedim.
"Sen nasıl beğendin o pastayı ya?" deyip yanağını sıktım. Omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Ne bileyim Kartal, yedik işte. Yanımdaydın ya."
Mavi gözleri ışıldadı. İç çektim. Yanağına uzanıp öptüm büyükçe. Sonra birden önüme geçip sımsıkı sardı kollarını belime. Kollarımın arasına aldım onu. Evleneceğim onunla. Karım diyeceğim.
"Minnak Gezginlerimiz ne zaman olacak?" dedim sırıtarak. Güldü. Keyiflenelim.
Başını çıkartıp yüzüme baktı. Düşünür gibi yapıp gözlerini gözlerime çevirdi. Dayanamayıp öptüm. Güldük.
"Ben öğretmen olduktan sonra... Yani en az bi' beş yılımız var." dediğinde keyifsizce başımı salladım. Kız haklı.
Yanağıma uzanıp sulu sulu öptü. Mavi gözlerine döndüm tekrar. Etkileyici bakışlar atıyor bana. Sırıttım.
"İstersen şimdi evlenelim." dediğinde atıldım.
"Tamam! Hemen eve gidiyoruz. Yok! Önce nikah dairesi, sonra eve."
Güldü. Kollarını boynuma sarıp sıkıca sarıldı bana. Kollarımı beline yerleştirip omzundan öptüm. İçimdeki heyecan yerini korurken gerçekler yüzüme çarptı. Ona güzel yaşam sunmam lazım. Bu hâlimle bi' b*ka yaramam.
"Beş yıl bekleyeceğiz artık." deyip yanağından öptüm. Başını kaldırdı. Durgundu bakışları. Başını salladı.
"Kartal, bak yine söylüyorum. Kendini çok yorma-"
"Kendimi yorduğum yok, mis gibi işim var. Benimle birlikte çalışanlar da iyi."
İnanmaz bakışlar attı bana. Her şeyimi anlıyor.
"Neyse ne!" dedim kendi kendime. Gözlerimi yüzüne çevirdim. "Kendi ayaklarımın üstünde duruyorum. Geleceğimiz için yatırım yapıyorum. İşleri büyüteceğim. Hem..."
Durdum. Pür dikkat beni dinliyordu.
"Okula ben götürüp getiririm seni. Bir sürü dallamalar vardır üniversitede. Sahipsiz sanmasınlar seni."
Başını salladı. Dudaklarında beliren gülümseme ile hoşuna gittiğini anladım. İtiraz etmiyordu. Bana güveniyor, inanıyordu. Keşke babam yaşayıp zengin olsaydı da yanıma alsaydım hemen onu. Ablam da yaşardı mis gibi. Sürünüyoruz.
"Kartal..." dedi cilveyle. Gözleri ışıldıyor. Gözlerimi kıstım.
"Aslına bakarsan şimdi evlenebiliriz."
Cıkladım. Yüzü düştü. Kollarımı ondan ayırıp elini tuttum sıkıca.
"Aklımı karıştırma, vakti var. Yurda az kaldı." deyip peşimden götürdüm. Ofladı.
Yurda yaklaştığımızda yurdun dış kapısının önünde mal öğretmenleri beklemiyordum. Başımı Jale'ye çevirdim. Bana döndü. Gözlerindeki tedirginlikle elimi daha sıkı kavradı. Elini bırakmadım. Bırakmam.
"Ne kadar büyümüş. Ne güzel kız olmuş." dedi bir kadın. Gözlerimi mal öğretmenlerde gezdirdim. Hâllerinden memnun gözüküyorlar. Az önce konuşan kadının yanına bir adam geldi. Bi' b*k anlamadım.
"Tanıyor musun?" dedim kısık sesle. Jale'ye küçük bir bakış attım. Başını iki yana salladı. Kaşlarımı çatıp önüme döndüm.
"Sen kimsin delikanlı?" dedi adam. İnceledim bir süre ikisini. Takım elbise vardı üzerinde. Yanındaki kadın da kokoş. Ne bulduysa takıştırmış. Kodaman bunlar.
"Sen kimsin asıl?" diye çıkıştığımda bize yaklaştılar. Jale'yi arkama aldım. Kimseden korkum yok benim.
"Uraz Bey ve eşi Selen hanım seni almaya geldiler Jaleciğim. Yıllar sonra seni bulmuşlar. Anne-baban..."
Yaşadığım şokla birlikte Jale'ye döndüm. İrileşen gözleriyle karşısına bakıyordu. Elini daha sıkı kavradım. Kaşlarını çattı sonra. Mavi gözlerini bana çevirdiğinde gözlerimin acıdığını hissettim. Gözleri doldu ve taştı.
"Gel kızım, gidelim."
Kadının eli Jale'ye uzandığında hızla kendime çektim. İzin vermem!
"O benim! Kimse alamaz onu benden. Şimdi mi aklınıza geldi lan!"
Adam bir hışım kolumdan tutup kenara çekti beni. Jale elimden kaydı. Tutamadım onu.
"Kartal! Yardım et!" dedi Jale uzaktan gelen sesiyle. Ağlıyordu. Küfür savurdum.
Adamın kolunu ısırdığımda inleyerek kolumu bıraktı. Jale'ye koştum. Kadın arabaya sokmaya çalışıyordu onu. Bağırdım.
"Onun tek ailesi benim! Jale'yi bırakmam!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kartal
Spiritual"Meyveli pasta çok güzeldi-" "Meyveler kendinden geçmişti, ne güzeli. Haram zıkkım olsun verdiğim para." Düşünceli hâlde önüne döndü. Keyif kaçırmaya gerek yok. Kolumu omzuna atıp kendime çektim onu. Başını bana çevirdiğinde gülümsedim. "Sen nasıl b...