Huzur

178 19 19
                                    

Kartal

Hayvan gibi çalışıyorum. Her şey ablam ve Jale için. İlerde güzel yaşamımız olsun diye. Melek ablam için. Jale'nin ışıldayan o mavi gözleri için. Çalışmak zorundayım.

Elimin tersiyle alnımı silip bir koli kavradım. Yerinden kaldırırken kolumu bir el sardı. Başımı çevirdiğimde benimle çalışan bir abiyi gördüm. Çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Nefes nefese kalmış hâlde ne oldu bakışı attım.

"Yavaş ol, ağırları alıp duruyorsun. İlerde sıkıntı yaşarsın. Sağlığınla oynuyorsun lan. Küçüksün zaten, küçükleri al. Atlı kovalamıyor, canım sıkılıyor bu hâline. Bırak oğlum."

Gülerek önüme döndüm. Koliyi tek hamlede kaldırdım. Ablam evde, beni bekliyor. Bir an önce eve dönmem lazım. İşime devam ettim.

İşler bittiğinde vakit kaybetmeden işverenin yanına gittim. Yevmiyemi alıp ayrıldım ordan. Belimi hissetmiyorum. Kıçım çıktı.

Birkaç parça bir şeyler alıp eve doğru ilerledim. Telefonu elime alıp hatunumu aradım hemen. Çalışıyorum diye beni aramaya çekiniyor.

"Kartal!" diye heyecanla açtı telefonu. Güldüm. Sesini yediğim.

"Bugünlük işim bitti. Eve dönüyorum. Kıçım çıktı valla. İşler hafiflesin, görüşelim hemen."

"Görüşelim." dedi aynı heyecanla. "Kartal..." dedi sonra durgunca. Kaşlarımı çattım.

"Ne oldu? Mal öğretmenler sıkıntı mı çıkartıyor yine-"

"Hayır, sıkıntı yok... Seni özledim galiba." dedi sesi sonlara doğru kısılırken. Burun çekişlerini duydum. Küfür savurdum.

"Ağlama... O gözlerinden yaş akmayacak!"

Hıçkırık sesini duydum. "Yorma kendini." dedi ağlayışları arasından. "Çok yorma kendini."

Yutkundum. "İyiyim ben." dediğimde atıldı.

"İnanmıyorum sana, görmem lazım." dedi nazlı nazlı. Bu hâline moralim yavaş yavaş düzelirken gözlerimi devirip gülümsedim.

"Rüyanda bizi gördün anlaşılan." dedim sırıtarak. Cilveyle güldü. Keyfim yerine geldi lan.

Eve yaklaştığımda adımlarımı hızlandırdım. Ablamı merak ediyorum. Bir şey olmasın ona.

"Görüşeceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyorum." dedi mutlu olduğu belli olan sesiyle. Sırıttım. O sırada kapıyı açmakla meşgulüm.

"Bu gidişle beklemeyeceğim ben. Yanına geleceğim."

Eve girdiğimde salona doğru ilerledim. Jale'den ses gelmeyince sırıtışım gülüşe döndü. Salona geçtim. Ablam kanepede yatıyor. Yanına yaklaşıp nefesini kontrol ettim hızla. Nefes alıyor, çok şükür.

Telefonu kulağımla omzum arasına sıkıştırıp ablamın üzerinden kayan yorganı iyice örttüm. Yerinde kıpırdansa da yine uykusuna devam etti. Gülümsedim.

"Ablam uyuyor. Birkaç şey aldım. Onları masaya hazırlayacağım. Sonra yanına geliyorum tipini yediğim." dedim sırıtarak. Aldığım yiyecekleri poşetlerden çıkartıp masaya yerleştirmeye başladım.

"Gerçekten mi?" dedi şaşırdığı belli olan sesiyle. Güldüm. "Hemen hazırlanmaya başlıyorum."

"Kısa giyme. Sert esiyor rüzgar. On dakikaya yurdun önünde olurum. On dakikadan önce çıkma dışarı, kıçın üşümesin."

Cilveyle güldü. Ve öpücük sesi. "Bekliyorum sevgilim!" dediğinde iç çektim. Bu kız benim aklımı başımdan alıyor.

******

Yurdun önüne geldiğimde kendimi gizleyerek  beklemeye başladım. Yurdun kapısı açıldı ve koşar adım dış kapıya doğru ilerledi. Gözlerimi ondan ayıramadım. Her gün özlüyorum seni.

Dışarı çıktığında etrafına bakındı. Beni fark etmesi için boğazımda gıcık varmış gibi öksürdüm. Başını hızla benim bulunduğum tarafa çevirdi. Mavi gözleri cam gibi parlıyordu. Dayanamayıp yanına doğru seri adımlarla ilerledim. Koşarak bana gelmeye başladı. Aramızdaki mesafe kapandığında kollarımı beline sarıp kendime çektim onu. Kollarını boynuma sarıp sokuldu bana. Araba sesleri geliyordu kulağıma. Kenara çektim bizi. Başını kaldırdığında göz göze geldik. Yüzümü inceliyordu. Aklıma telefonda dedikleri geldi. Çok yorma kendini, demişti.

Düşünmesini istemiyorum. Elimi yanağına getirip öpmeye başladım. Belindeki kolumu sıklaştırdım. Omzumu sarışı güvende hissettiriyor beni. Onu her öpüşümde onu saklamak istiyorum. Sadece bende kalsın.

Birbirimizden ayrıldığımızda ondan uzaklaşmadan minik bir öpücük kondurdum dudaklarına. Gözlerini araladığında dudaklarında gülümseme belirdi. Omzumdaki elini tutup yumuşak, üşümüş elini uzunca öptüm. Kokusunu içime çektim. Kollarımın arasına alıp sakladım onu. Isınsın. Güldü. Seviyorum.

"Sevgilim..." dedi tatlı tatlı. Elini tekrar omzuma bırakıp başımı kaldırdım. Dudaklarındaki gülümseme ile yaklaştı bana. Sırıttım.

"Kartal bir şey söylemeyecek misin?" deyip gözlerini gözlerime çevirdi. Yanağına uzanıp öptüm. Kulağına doğru fısıldadım sonra.

"Seni öpeceğim." dediğimde güldü. Başımı boynuna gömüp öptüm uzunca. Kolunu boynuma sarıp saçlarımı okşamaya başladı.

"Yorulmuşsun." deyip diğer elini sırtımda gezdirdi. Gözlerimi kapattım. Sesi ninni gibi geliyordu kulağıma. Huzur veriyor.

"Şimdi evli olsaydık sana masaj yapıp kollarımda uyuturdum seni. Uyurduk. Ama önce okumamız lazım." deyip ofladı. Elimi saçına daldırıp başımı kaldırdım. Öptüm önce. Sırıtıyorum.

"Ben okumayacağım. Sen okuyacaksın. Ben çalışacağım. Sen de istersen çalışırsın. Garantiye al kendini. Ben de kendimi geliştirip işleri büyütmem lazım-"

"Sen de okuyabilirsin. Sen de garantiye al kendini." dedi beklentili bakışlarıyla. Sıkıntılı nefes verdim. Bakışlarına dayanamayıp kendime çektim. Alnından öptüm uzunca.

"Benim yaptığım sınav bi b*ka yaramaz. Sonuçlar kötü geldi zaten. Senin iyi puanın. Tercihini yaptın değil mi?" dediğimde somurttu bana. Sonra beklemediğim bir anda öptü beni.

"Yaptım. Bugün, yarın açıklanır sonuçlar zaten. Ve..." deyip sustu. Duraksadım. Elimi boynuma getirip okşamaya başladı. Bir şey var.

"Ve?"

Mavi gözlerini gözlerime çevirdi. "Sana da tercih yaptım." dediğinde bir an duraksasam da yüzümü buruşturdum. "Ciddisin?" dedim kınar şekilde. Omuz silkti.

"Ciddiyim. En azından önlisans programlar tutabilir-"

"Tutar tutar." dedim gülerek. Buna inanıyor mu bir de?

"Dalga geçme." deyip kaşlarını çattı. Burnunu sıkıp iyice yaklaştım ona. Bakışlarını benden ayırmadı. Sırıttım.

"Diğer sayfaya geçelim."




KartalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin