Ben imkansız aşklar için yaratılmışım. Hangi meydan, hangi sokak, kavuşturur bizi? Hangi yalan, hangi yasak, karşılar bizi...
Bazı aşklar vardır, kavuşmak zordur. Nilüfer daha 18 ve Alparslan'da daha 20 yaşındayken bu gerçeği yaşamışlardı. Babaları...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayat bazen hiç olmadık bir yerde , hiç olmadık bir zamanda alt üst olabilirdi. Aynı Nilüfer'inde şuanda yaşadığı gibi...
8 sene ardından sevdiği adamı ellerinde kelepçeler ile görmüştü. Her zaman neşeyle bakan o iki çift bakmaya doyamadığı gözlerindeki korku dolu bakışlar kalbinin sızlamasına neden oluyordu. Yüzüne kapanan soğuk sorgu odasının kapısıyla hala şoktan çıkamamışken yanına yaklaşan arkadaşı Kevser'i fark etmemişti.
" Nilüfer , iyi misin ?" Kevser'in endişeli sesiyle Nilüfer şaşkın bakışlarla Kevser'e bakarken zorla yutkundu." Kevser, o burada !" dedi, sesi titriyordu.
Kevser, Nilüfer'in bu tarz hallerine alışık olmadığı için iyice paniğe kapılırken," Kim bur da kız? Kalk yüzün kireç gibi olmuş, gel anlat." dedi , Nilüfer'in kolundan girip baştan aşağıya süzerken.
"Olmaz, onla konuşmam gerek!" diye Nilüfer, Kevser'e karşı çıktığında Kevser sinirle gözlerini devirdi." Kız delirme beni! Kiminle konuşman lazım?" diye istemsizce sesi yükselmişti.
"Alparslan ile..."
Nilüfer'in titreyen dudaklarının arasından çıkan isim ile Kevser'in gözleri kocaman açılırken arkadaşının neden böyle olduğunu anlamıştı. Hemen kollarını açıp Nilüfer'e sarılırken Nilüfer hemen dolan gözlerini silip burnunu çekerek sıkı sıkı Kevser'e sarıldı. Sarılmak bedenine iyi gelirken, kendine gelmeye çalıştı.
"Tamam, ben iyiyim. Ne oldu sen eve geçmeyecek miydin?" Nilüfer az da olsa kendine gelerek Kevser'e yönelttiği soruyla hala hafiften titreyen sesine kızdığı yüzünden belli oluyordu. Nilüfer'in sorusu karşısında Kevser elini çantasına atıp bir dosya çıkardığında," Bunu unutmuşsun, o yüzden geldim." dedi. Ardından Nilüfer, Kevser'in uzattığı dosyayı titreyen elleriyle alırken başıyla Kevser'e teşekkür etti.
"Seni beklememi ister misin?" Kevser'in yönelttiği soruyla Nilüfer 'hayır' anlamında kafasını sallarken Kevser istemese de onaylayıp Nilüfer'e son kez sarılıp oradan ayrıldı...
On dakika geçmişti, lakin bu on dakika Nilüfer için bir ömür gibi gelmişti. Sonunda sorgu odasından çıkan Fatih ile Nilüfer hızla yanına gelirken kızarmış gözleriyle Fatih'e baktı.
"Ne oldu? Sen neden ağlı-"
"Fatih, beni hemen içerideki adam ile görüştüre bilir misin? Yalnız." Nilüfer, Fatih'in cümlesini ağzını geri tıkarken Fatih," Hop hop sakin, iyi misin sen?" diye sordu.
"Ya iyiyim, sorup durmayın. Tekrar söylüyorum, benim o adam ile görüşmem gerekiyor." dedi, Nilüfer.
"Neden ki tanıyor musun adamı?" Nilüfer'in diretmesi üzerine Fatih'in sorduğu soruyla Nilüfer duraksarken neden onla görüşmek istediğini bilmediğini fark etti. Bir süre öylece sessiz dururken Fatih'in soran bakışlarıyla duruşunu dikleştirdi.
