Fecr Meltemi

110 30 20
                                    

Kan kokusu soluyan ciğerler ve zulmün sağnak sağnak yağdığı bir şehir ve nice şehirler... acıya doymuş insanlar ve onların acılarına acı katan insanlıktan yoksun kapkara vicdanlar... En dehşet verici olanı ise bunların her birinden haberdar olan ve gözleri dünyalığa boyanmış zifiri bir çok yürek var...

Bir haftadır şahit olduğum manzara içler acısı, yürek yarası, vicdan karasıydı... bedenimde ki yorgunluğumu hissetmeyecek kadar yorgundu yüreğim. Koşturmaktan ayaklarıma inmesi gereken kara sular kanlı kanlı yağmıştı gönlüme...

Neden mi yağmıştı zulüm yine üzerimize? Hiçbir suçu olmamasına rağmen hücreye tıkılmakla tehdit edilen bir yiğit, Allah'a güvendiğini ve onlara kendilerinden korkmadığını söylediği için.

Evet bizler, masumların böyle meselelerden dolayı darp edildiği ve gereksiz, yersiz aynı zamanda da bir o kadar dengesiz öfkenin sahiplerinin hırslarının sonucunda bir çok yaralı küdüslüyü katletmek adına hastaneyi hedef alacak kadar alçaldıkları bir coğrafyanın kurbanlarıydık. Namlunun ucunun ne zaman alnınıza değeceğini, ne zaman bir sonraki kurbanın siz olacağınızı asla tahayyül edemezdiniz.

Kelimeler kifayetsiz, duygular çaresizdi durumumuzu anlatmaya. Lâkin tek bir cümleye sığdırmak gerekirse bu katliamı Allah'ın kendilerinden gafil olmadığı zalimlerin kıyamet gününde ki hesap vakitlerine kadar bizlere yaptıkları zulümlerin her gün bir başkasına şahitlik ediyoruz derdim. Bu kara zulmün altında, Allah'ın korumasını her zerremizde hissederken, karşılaştığımız her imtihanın yeni bir yaraya sebep olmaktansa imanımızı olgunluğa eriştirmesi ise isyan duygusunu ortadan izale eden bambaşka bir şükür sebebiydi...

Biz nefislerimiz adına değil, bilakis Allah'ın yüce davası için mücadele veriyorduk. Allah kendisine her saniye küfreden bir topluluğa bile rahmet kanatlarını indirirken ve sabrederken, Onun davası için canını ortaya koyanları zayi etmezdi; işte biz buna iman ediyorduk. Biz gücümüzü buradan alıyorduk. Dünya kıymetsizdi. Kıymetsizliğini ise Allah Resulü (s.a.v) "Eğer Dünyanın Allah katında bir sineğin kanadı kadar dahi değeri olsaydı, içinde yaşayan kafirlere bir yudum su bile nasip etmezdi" hadisi ile vurguluyordu. Biz Alçak bir dünya için Yüce bir makamı terk etmeyi göze alamayan, ve göğsünü her türlü zulme germiş, bir avuç müslümandık sadece.
Bizler Allah'a iman etmiş bir kaç genç yiğittik; küffarın göğsüne, Allah'ın izniyle korku salan...

Birçok kişinin yine yeniden haksızca hücrelere kapatıldığı, bir çok insanın yaralandığı bir günün daha sabahına ulaşmıştım. Bir nefesten sonrasını alamayacak kadar halsiz, yelkovanın akrebi kovalamasını bekleyemeyecek kadar yorgun ve dinlenmeye muhtaçtım. Yelkovanın akrebi, akrebin yelkovanı kovaladığı bir kaç saatin daha ardından yığılıp kalmamak için odama yol aldım. Kaç ameliyata girdiğimi yada kaç yerimden yara aldığımı bile hissedemeyeceğim kadar ağır bir bitkinlik hakimdi üstüme. Günlerdir kendimde olmama ve ayakta durmama yardımcı olan şeylerin başında bana abimin emaneti olan Şifa'mın bir kaç ufak yarayla hâlâ hayatta ve ayakta olduğunu bilmek geliyordu. Ama bu bitkinliğimi ne yazık ki tamamen söküp atacak kadar güçlü bir sebep değildi. Tek kardeşim, tek can parçam o değildi çünkü. O kadar çok kardeşim içler acısı haldeydi ki kendime durma fırsatı şöyle dursun neredeyse nefes alma fırsatı bile tanımazken bitkinliğimi giderecek hayati ihtiyaçlardan da bağımı koparmıştım. Günlerdir sadece hayatta kalacak kadar bir kaç lokma ve bir kaç saatlik uyku eşlik ediyordu bana. O da sadece bir yere yorgunluğumun getirisi olarak sızarsam...

Kış günlerinde, karın yeryüzünü örttüğü zamanlarda yahut yağmurlu havaların sıcak havaları örtbas edip güneşin bulutların arkasına sığındığı karanlık anlarda, o kalın yorganın üstten atılması ve yataktan çıkılması ne kadar zorsa şimdi benim için bir adımı atmak hatta iki ayağımın üstünde yalpalamadan durmak da o kadar zordu. Attığım her adım yünlü bir yorgan kadar ağırlığı yükleniyor, yürüdüğüm koridor balçık gibi adımlarıma saplanıyor ve beni yavaşlatıyordu sanki.

BİR KUDÜS MASALI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin