Görüşme

112 31 45
                                    

Hayatım boyunca sevdiğim ve özlemini çektiğim pek az kişi ve şey vardı. Yanımda ailemden sadece bir kişi kalmasına karşın, ayakta durabilme metanetini göstermek için çabalasam da ziyadesiyle yoruluyordum. Şimdi ise o özlemini çektiğim ve içimde hâlâ yaşadığına dair bir umudun filizlenmesine engel olamadığım şahsiyeti araştırmak için buradaydım. Önüme konulan belgeler bu araştırma da ya kademe atlayıp, bir şeyler öğrenememe yardımcı olacaktı ya da tek bir bilgi kırıntısına muhtaç halde, olduğum yerde saymaya devam edecektim.

"Buyrun bakın Mihra hanım bunlar bizden istediğiniz doğum belgeleri. Ve ailenizin ölüm belgeleri."

Kalın bir adamın sesi düşüncelerimi bölüğünde önümde ki belgelere bakmaya devam ettim. Bu sırada da müezzin önüme başka bir kaç belge daha koydu.

"Bunlarda abinin çalışmalarıyla ilgili ve şehadetine dair bazı belgeler. Bir de..."

"Başka ne var müezzin bey?"

Sorum üzerine elini kaldırarak önüme bir defter bıraktı. Bu defter hayli tanıdıktı. Geçmişimde izleri olduğunu da hissediyordum lakin henüz zihnimin kapıları o hatıralar için aralanmamıştı. Merakımı anlamış olan müezzin ise sorumu tereddütle yanıtladı.

"Bu... abinizin yanından ayırmadığı bir deftermiş. Şehit olduğu gün, yola çıkmadan önce Fethi amcaya verip, muhafaza etmesini ve eğer kendisine bir şey olur da kardeşleri sağlam kalırsa onlara bunu uygun bir müddette vermesini rica etmiş. Onun kardeşinin kim olduğunu bulmamız bir müddet uzadı. Biz o kişinin siz olduğunu anladığımızda ise siz hastahane sürecindeydiniz. Şuan ancak size teslim edebiliyorum hanımefendi. Lütfen bundan dolayı da bana tepki almayın."

Merak ve hüzün tüm hücrelerimi ele geçirmişti. Ve gözlerimin yanmaya başladığını hissettim. Burnumda ki sızlama ise defterin geçmişimde ki yerini hatırlamamdan kaynaklıydı. Şuan zihnim dış dünyaya kapanmıştı ve ben meraktan ve kalbimde ki ince sızıdan başka hiç bir duygu hissetmiyordum. Belki, belki biraz da özlem...

Defteri alıp önüme çektim. İlk satırlarında gördüğüm yazılara hasretle baktım. Eğer ortam müsait olsaydı koklaya koklaya okurdum her sayfasını. Bu defter, yıllardır hasretini çektiğim ve asla geri gelmeyeceğini bildiğim babamın defteriydi...

Her satırında el yazısı her sayfasında kokusu vardı sanki. Geçmişime pek yakın şuanıma pek uzaktım şimdi. Hatıralarım peşimi bırakmazken geçmişin bu kadar içine dalmak bana iyi gelmemişti. Özlemim hatsafhaya ulaşmıştı ve bununla baş etmek beni hayli zorluyordu. Onların eksikliği ömrümün bir yanını öyle boş bırakmıştı ki ben o boşluğu doldurmayı hiç beceremedim...

Bir kaç önemini veya önemsizliğini algılayamadığım kelâmdan sonra getirdiklerini inceleyip, ikinci bir görüşme ayarlayacağımızı bildireceğimi söyleyerek konuşmayı sonlandırdım. Elimde belki hazine değerinde ipuçları taşıyordum artık ve bunların her birini pür dikkat incelemek şuan için en büyük arzumdu. Yanlarından ayrılmak için müsaade isteyerek ayaklandım. Oklarımı ve silahımı kontrol ederek kapıya yöneldiğim sırada bir el tarafından durdurulmuştum.

"Kızım, biraz konuşmak için vaktin var mı?"

Omuzumda ki el aylar önce beni burada kalmaya ikna etmiş olan Halime teyzeye aitti.

"Tabi."

Onaylamamla birlikte yüzünde sıcak bir tebessüm belirmişti. Her ne kadar bu benzetme canımı acıtsa da sıcak tebessümü bana annemi anımsatıyordu. Sığınağın sakin bir kısmına geçtiğimiz de konuşmak için araladığı dudakları tedirginliğini ele verir şekilde bir açılıp bir kapanıyordu.

BİR KUDÜS MASALI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin