yirmi iki

131 29 34
                                    

yeni kapağımızla gelen ilk bölüm
ve ben kapağa aşığım..

"Sana güvenmek çok zor ama bilemiyorum be Jun!"

Kai market raflarında arasında gezinirken söylediğinde Yeonjun kaşlarını çatıp market arabasını sürmeyi bırakıp Kai'ye baktı.

"Bilemiyorum, derken?"

"Sanırım güveneceğim sana."

Yeonjun sırıtıp Kai'nin yüzünü inceledi, ona ılımlı yaklaşmasını beklemediğinden dalga geçtiğini düşünüyordu.

"Ama bu demek değil ki gözüm üstünde olmayacak." İşaret parmağını Yeonjun'un yüzüne salladı. "Her an tetikteyim."

Yeonjun gülüp kollarını market arabasına yasladığında Kai raftaki çikolata paketlerini avuçlayıp sepete attı elindekileri.

"Bak" dedi Yeonjun'a göz ucuyla bakıp dinleyip dinlemediğini kontrol etti ve onun bakışlarının üzerinde olduğuna emin olduğunda konuştu. "Arin önceden bunu çok severdi ama sonra çok şekerli geldiğini söyleyip yemeyi bıraktı." dedi ve sonrasında Yeonjun'a baktı. "Bunları aklında tutman lazım."

Yeonjun göz devirip Kai'nin ensesine vurdu hafifçe. "Boş yapma, ne alacaksak alalım da çıkalım."

Kai eliyle ağzınu kapatıp birkaç adım geriledi. "Az önce sen Arin'le ilgili şeylere "boş" mu dedin?"

"Hayır." dedi Yeonjun raftan aldığı birkaç şeyi sepete atarken. "Daha önemli sıkıntılarımız var, bunlar detay."

Yeonjun yürümesi için ona yolu işaret ettiğinde Kai dalga geçer gibi güldü. "Bi' kızı etkilemenin yolu onunla ilgili detayları bilmekten geçer aptal!"

Yeonjun dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı. "Yalnız olmanı göz önünde bulundurursak senden tavsiye almayacağım aşk doktoru."

"Arin ve Hyunjin'in ilişkisi gibi harika ve ciddi bir şey aradığım için yalnızım, sen ve Jiyeon arasındaki saçmalıktan istesem çoktan bulurdum."

Yeonjun kaşlarını kaldırıp Kai'yle dalga geçmeye hazırlanırken Kai arkasına dönüp onun yüzüne salladı parmağını. "Eğer Jiyeon'dan ayrılmadan Arin'e yaklaşırsan seni gebertirim, Beomgyu'ya anlatırım biriciğime yaptıklarını."

"Guys!!"

Kai kapıyı açan Soobin'i ittirip salona daldı ve poşetleri göstermek için kollarını havaya kaldırdı. "Neler aldık size bakın!!"

Beomgyu onun yanına gidip poşetleri uzandığında ise ufak bir tekme ile uzaklaştırmıştı Kai onu. "Arin'im nerede, mutfakta mı?"

Mutfağın yanan ışığını işaret ettiğinde Yeonjun elindekileri bırakmış oradan çıkıyordu. "Burada kimse yok." dedi basitçe.

Kai kaşlarını çatıp Soobin'e döndüğünde omzunu silkmişti. "Sanırım biraz rahatsızdı, gelmek istemedi."

"Yeonjun gelecek, dedi bana!"

Kai arkasına dönüp Yeonjun'a baktığında o tek kaşını kaldırmış kapıya yaslamıştı omzunu.

"Sen nereden biliyordun ki?" Beomgyu kaşlarını çatmış ona bakarken omzunu silkti. "Her zaman geliyor, gelir diye düşündüm." dedi Arin'e attığı mesajdan bahsetmeyip.

Beomgyu başını sallarken Kai yüzünü asmıştı. "Nife bugün rahatsızlanıyor ki, en sevdiklerini ellerimle seçtim iyi hissetsin diye."

Elindeki poşetleri yere bırakıp koltuğa oturdu. "Bugün Arin yok, efkar var!"

Kollarını iki yana açıp koltuğun üstüne bıraktığında Soobin onun elini ittirip kendine yer açtı.

"Neyi varmış?" diye sordu Beomgyu. Bahaneye pek inanmamış gibiydi.

Soobin arkasına yaslandı rahatça. Arin'e sorarlarsa ne diyeceğini sormuş, dersine hazırlıklı gelmişti. "Midesi kötüymüş sanırım." dediğinde Beomgyu başını salladı.

"Geri zekalı." dedi kendine kendine. "Sürekli midesini üşütüyor."

"Ben mutfağa gidip bunların aldıklarına bakayım." Taehyun ayağa kalktığında Lola onun amacını anlayıp yanında gitmemişti.

Yeonjun mutfak masasına yaslanmış Arin'e mesaj atıp atmamak arasında gidip gelirken içeri giren Taehyun yüzünden dikkati dağılmıştı.

"Sana geleceğini söylemişti." dedi Taehyun umutsuzca. "Evet, başından atmak için söylemiş."

Yeonjun öfkeli sayılabilecek bir tavırla konuştuğunda tezgaha yaslandı Taehyun. "Mesaj atma, arama." dedi omzunu silkerek.

"Üstüne gitmemek işe yaracak mı?"

Yeonjun telefonun ekranını kapatıp masaya koyarken Taehyun gülümsedi. "Üstüne gideceksin ama mesajla seni her türlü başından atar." dedi başını sallayıp. "Yüz yüze soracaksın neden yalan söylediğini."

Yeonjun alt dudağını dişleyip sandalyeyi çekti ve oturdu. "Yine aynısı yapacak, yine başından atacak."

Taehyun onu onaylayarak başını salladı. "Boşuna uğraşmayacağım." dedi Yeonjun başını kaldırıp ona bakarak. "Zorla güzellik olmaz."

"Tamam uğraşma o zaman, en başından sal gitsin!"  Taehyun onu denemek için konuşup yüzünü dikkatle inceledi.

"Ama.." Yeonjun mırıldanırken Taehyun gülmüştü. "Ne kadar vazgeçmek istersen iste, olmaz."

Elini onun omzuna koyup hafifçe eğildiğinde Yeonjun'un yüzü asıktı. "Sonunda iyi ya da kötü illaki bir şey olacak ve denemezsen sonucu asla bilemezsin."

Yeonjun sessiz kaldığında Taehyun dolaptan birkaç büyük kase çıkardı. Poşetlerdeki cipsleri çıkarıp kaselere dökerken Yeonjun ayaklanmıştı.

"Gitsem mi?"

"Nereye?"

"Evine." dedi telefonunu cebine koyarken. Taehyun onun önüne geçip kapıya gidişini engellemek istedi. "Annesi evdedir, kızı zor durumda bırakırsın."

Yeonjun omuzlarını düşürüp öfkeyle baktı. "Ne yapayım lan o zaman!?" Sesini yükseltmemeye özen göstermişti ama gerçekten elinden bir şey gelmediği için sinirliydi.

"Sabret." dedi Taehyun kaşlarını çatıp. "Hafta sonu geçsin zaten pazartesi tatil köyüne gideceğiz. Orada yeterince birbirinizi görmek zorunda kalacaksınız."

Yeonjun dalga geçer gibi gülüp masaya yasladı kendini. "Koca otelde kaç kere denk geleceğiz ki?!"

"Otel değil." dedi Taehyun. "Beomgyu'nun dedesinin evinde kalacağız. Yani koca otel değil, yan odada olacak."

Yeonjun şaşkınca kaşlarını kaldırmıştı. Taehyun onun bu haline güldü. "Onunla arkadaş olmaya çalış, direkt olarak onu aşka boğmaya kalkmazsan hislerini daha gerçekçi bulacak, güven bana."

lemonade ❧ yeonjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin