1. Bölüm (Av&avcı)

796 50 20
                                    

Tüm karakterler ve olaylar hayal ürünü olup, kurgudan ibarettir.

Keyifli okumalar...

●●●

Herkes iyi biri olduğunu iddia ederken, tek cesur olan bendim.

Zekiyim, çünkü bir zamanlar aptaldım.

Cesurum, çünkü bir zamanlar korkaktım.

Güçlüyüm, çünkü bir zamanlar zayıftım.

Kötüyüm, çünkü bir zamanlar iyidim.

Bu gün sahip olduğum her şeye eskiden malik değildim.

Kalbimde büyüyen saf kötülük zaman geçtikçe bedenimin her bir uzvuna yayılmaya başlamıştı. Damarlarımda hissettiğim güç beni zafere götürecekti.


Pirus zaferi olsa bile, ben kazanacaktım.

Elimdeki bıçağın sivri ucunu şah damarının üstüne bastırıp, karşımdaki korku dolu gözlerle hareketlerimi izleyen adama baktım.

"Söyle! Neden evime girdin?" Elimdeki bıçağa ürkek bakışlarını atarken, siyah açlarını elimden kurtarmaya çalışıyordu.

Bıçağın hedefini yeniden gözleri yaptığımda, rus aksanıyla "Tamam... dur artık."dedi titrek bir nefes alarak.

"Söyleyeceğim." Sonunda itirafçı olacağını söylediği için rahatladım. Konuşmasını beklerken bıçağı gözünden uzaklaştırmışdım.

Yine susmaya devam ettiğinde karnına bir tekme attım. Saçlarını tüm gücümle geri çekip "Oyun mu oynuyorsun pezevenk? Kimin yemisin söyle, sabrım taşmak üzere!"diye sesimi yükselttim.

"Vasili Çuykov!"

Bağırarak söylediği isimi, zihnimin ıssız köşelerinde bir tanıdıklık bulmak için aradım. Yabancısı olduğum bu isim sinirlerimi bozarken "Ne bağırıyorsun it? Genç bir hanımın evinde böyle bağrılır mı?''dedikten sonra elimle ağzını kapattım. Bıçağımı göğsünün tam ortasına bastırdım ve aşağı doğru haraket ettirmeye devam ettim. Çığlıkları avuçlarımda kaybolurken, göğsü ikiye ayrılmış, acıdan ötürü bayılmıştı. Bilemiyorum, ölmüş de olabilirdi.

Sadece öfkemi kusmaya odaklandığım için mazur görün.

Ayağa kalktığımda bakışlarım 1779 tl 99 kuruşa aldığım tişörtün üstünde dolandı. Sinirle tişörtü üstümden çıkarıp yere attım. En sevdiğim tişörtümdü.

Karı kıskandıracak bir beyaz renge, koyunların yünleri kadar yumuşak bir kumaşa ve üstünde mavi harflerle işlenmiş, insanların gönüllerini fethedecek bir söze sahipti.

Üzülme param.
Ben de bittim.

Ağlasa mıydım acaba? Doksan dokuz kuruşun yasını tutmam gerekiyordu.

Kendimi telkin edip, akmaya hazır olan gözyaşlarımı geri yolladım.
Güçlü olmalıydım, güçlü olmalıydım.

Bakışlarım yerde yatan adama kaydığında söylediği isim zihnimde yankılandı.

Vasili Çuykov...

Masamın üstündeki kalemi elime alıp saçlarımı gelişi güzel toplayarak sandalyeye oturdum. Bilgisayarımı açıp google'da ismini arattım.

Beyaz ölümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin