5. Bölüm (Bir varmış, kimse de yokmuş)

70 8 1
                                    

Tüm karakterler ve olaylar hayal ürünü olup, kurgudan ibarettir.

Keyifli okumalar...

🖤

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur zaman içinde güzel bir kadın varmış.

Güzel miydim?

Sanmam.

Şayet güzellik bedenden değil, eylemden doğuyorsa, ben gerçekten çirkin bir kadındım. Evet, bunu kabul ediyordum.

Merhametsizdim , yalancıydım, sahtekardım, bencildim,  düzenbazdım, en önemlisi bir katildim. Aksini iddia edebilir miydim?

Elbette, hayır. Kendime karşı hep dürüst olmuşumdur.

Bir insanın kötü olması için bir gün yeterdi. Dokuz yaşımda içime düşen kötülük tohumu, bu gün köklerini bedenime salmış bir ağaçtı. Ben sadece amaçlarım için kötü olmuştum.

Yaralarım kapanana kadar, intikamım kırmızı renkle boyanana kadar, aradığımı bulana kadar katiyen durmayacaktım.

Ben Hâye Sedef Berzah, karşımda zihnimi okumak ister gibi gözlerime bakan adamdan daha zekiydim.

Tabii ki, Barlas Ilgar bir aptal değildi. İkimiz de birbirimizden faydalanacaktık.

Kısa bir süreliğine.

Bakışlarım Barlas'ın yakut gözlerinde dolanırken, adamlarından biri oturduğumuz yere yaklaştı.

"Bu bavulları nereye taşıyalım, abi?" Elindeki bavulu yere bıraktığında arkasındaki üç koruma da bavulları aynı anda yere koydu. 

Biri yere o kadar sert atmıştı ki "İçindekiler senin kol kaslarından daha değerli. Birine bile zarar gelirse kolunu kırarım."dedim hiddetle.

Barlas tehditlerime karşı susarken Zemheri şüpheyle "Bu kadar değerli ne var onların içinde?"diye sorduğunda "Pamuk."dedim.

"Sokacağım bir yerlerine." Patronu bile bu kadar sorgulamazken onu ne ilgilendirirdi.

"Abi?" Zemheri'nin sorgu dolu sesine karşı, Ceza daha fazla konuşmaması için telefonunu ona fırlattı. Bence de susmalıydı.

Barlas oldukça düşünceli gözüküyordu. Sanki burada değildi, başka bir şeyler düşünüyordu. Sonunda bakışlarını benden çekip "İkinci kattaki odalardan birine götürün."dedi.

Zemheri hızla korumaları durdurup "İçine baksaydık, abi. Kıyafetler bu kadar ağır olmaz."dedi. Dokuz tane bavulla gelmem dikkatini çekmişti.

Barlas ne kadar gerekmediğini söylese de Zemheri ısrar etmeye devam etti. Bu sırada Ceza elimi avuçlarına almış dikkatle inceliyordu.

Zemheri Barlas'ın sözlerini dikkate almayarak öndeki korumaya yaklaşıp bavulumdan birini açtı. Bir çanta dolusu bıçakla karşılaşınca ayağa kalkıp, yanına doğru ilerledim. Ceza arkamdan avuçlarından kayan elime bakıyordu.

Kolumu omzuna koyup "Cık, cık, cık. Bir kadının özel eşyalarını böyle karıştırmamalısın? Sütyen, iç çamaşır  olan bavulu da açabilirdin."dediğimde ters bir şekilde bana bakıp "Nasıl böyle edepsizce konuşuyorsun?"dedi.

Beyaz ölümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin