7. Bölüm (Deniz&Balık)

57 8 1
                                    

Tüm karakterler ve olaylar hayal ürünü olup, kurgudan ibarettir.

Keyifli okumalar...

🌊🐟


Batı kültüründe balık hayatın akışını, psikolojik olarak suda yaşadıkları için kişiliğin derinliklerinden gelen canlı materyalleri, içimizdeki anneliğin yaşam verici güçlerini ifade eder.

Kendimi hep bir balığa benzetirdim. Uzun kuyruklu bir beta balığı. Sadece kavgacı mizacımla değil, aynı zamanda mükemmel görünümü dolasıyla.

Dışarıdan etkileyici göründüğüme emindim.

Balık tek bir denize sahipken, deniz bir çok balığa sahipti. Beni endişelendiren de buydu.

Bir balık gibi hissediyordum, ancak denize aşık değildim. Onu kullanıyordum, bana yaşam, nefes vermesi için. Çünkü ben denizden başka hiçbir yerde yaşayamazdım.

Ancak bakış açıma giren balık denizinden acımasızca koparılmış, organları bir kenara atılmış, baharatlarla banyo yapmış, kızararak bir tabağa konmuştu. Yanımda oturan erkekler canice, çatallarıyla balığa işkence ediyorlardı.

Barlas yemek yemediğimi görünce "Beğenmedin mi? Neden yemiyorsun?"diye kibarca sordu. Elim köprücük kemiğimdeki balık dövmesine gidince parmaklarımla üzerinde ritim tuttum. Aynı anda Barlas'ın bakışları da dövmemin üzerine gitmişti.

Zemheri yemek yemeyi bırakmış, bizi izliyordu. Ceza hâlâ görünürde yoktu. Gözlerimi balıktan çekip "Ben balık yemiyorum."dedim. Barlas yakut irislerini yüzümden çekip korumalarından birini çağırdı. "Yiyebileceğin bir şeyler söyle, çoçuklar alıp gelsin."

Biraz düşündükten sonra gülümseyip "Sen hazırlasan?"diye şansımı denedim. Zemheri elindeki çatalı döndürdü. Mutluluktan uzak bir şekilde tebessüm etdi. "Onun için yemek mi hazırladın, abi? Sen yemek yaparken bizim mutfakta dolanmamıza bile izin vermezsin."dediğinde kaşlarım havalandı. Bakışlarım Barlas'a kayarken sessiz kalışı içimdeki özgüvenli kadının gururunu okşamıştı.

"Kıskanma canım. Söylerim sana da bir şeyler hazırlar."dediğimde masadaki bakışlarını öfkeyle üzerime sabitledi. İkimiz de Barlas'ın bana tolerans gösterdiğinin farkındaydık. Bu farkındalık sadece Zemheri'yi rahatsız ediyordu.

Zemheri Barlas'ın sözlerime müdahale etmesini bekledi, ancak sessizliğini görünce ayağa kalktı. Barlas'ın bakışları geriye kayan sandalyeyi bulduğunda "Yerine otur!"dedi sakin, bir o kadar emredici bir ses tonuyla.

Zemheri ayakta kalmaya devam ederken abisinin sözünü çiğneyip gitmedi, ancak yerine de oturmadı. Ortam gerilirken Ceza "Böö!"diyerek salona geçti. Kimsenin tepki vermediğini gördüğünde "Pardon, gençler ve orta yaşlılar. Sizlerin korkusuz herifler olduğunuzu unutmuşum. Ancak bir roket fırlatsam tepki verirdiniz."dedi. Aklına gelen düşüncelerle konuşmaya devam etti. "Ama maalesef fakirim. Roketin logosunu alırım ancak."

Ona dönüp "Aynı hastalıktan muzdaripiz, azizim."dedim dudaklarımı büzerek.

Masaya geçip oturduğunda Barlas başıyla Zemheri'nin de oturmasını söylemişti. Zemheri onu ikiletmeden oturduğunda korumaya dönüp "Bana acılı bir lahmacun, yanına da iki ayran söyle. Hadi koş, gel."dedim.

Beyaz ölümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin