"Anlamıyorsun beni Jimin, kimse anlamıyor amına koyayım!"Taehyung yeni evinde volta atıp Jimin'le konuşurken o sırada ev arkadaşı Hyungshik aşağı indi. Genç adam hazırlanmış dışarı çıkıyordu.
"Jimin sonra konuşalım tamam mı? Şu an sinirliyim" Taehyung telefonu kapattıktan sonra ev arkadaşına baktı. "Çıkıyor musun?"
"Evet, proje ödevi için arkadaşıma gitmem lazım hyung."
"Tamam iyi çalışmalar size~"
Hyungshik, Taehyung yalnız kalmaktan korktuğunu bilmiyordu, Taehyung'ta bahsetmemişti ona. O yüzden Hyungshik onu yalnız bırakmayı sorun etmedi.
"Ha unutmadan Taehyung hyung, ben ne zaman dönerim bilmiyorum sen uyuduğun zaman kapıyı kilitle, benim yedek anahtarım var"
"Tamam merak etme"
Genç adam çıktıktan sonra Taehyung salona geçti. Yalnız kalma korkusunu yenmek istiyordu fakat her yalnız kaldığında sürekli annesi aklına geliyor, o gece yaptıkları kazayı hatırlayıp kendini suçluyordu. O gece kendisi yüzünden kaza yapmışlardı ve kaza sonucu da annesi ölmüştü. Eğer o gece sürekli mızmızlanıp ağlamasaydı belki de şu an annesinin yanımda kendi evlerinde olduklarını düşünürdü hep.
"Annem gelmeyecek, sakinim kimse yok"
Yalnız kalma korkusu ve hayaletlere inanması ise yine annesi yüzündendi. Her yalnız kaldığında sanki annesinin hayaleti gelip onu öldürmeye çalışıyordu Taehyung'a göre. Şu an olduğu gibi yine annesinin geldiğini sanıyordu.
"Anne l-lütfen..." gözlerini sıkıca kapattı. "Özür dilerim o gece ağlamamalıydım. Lütfen böyle gelme yanıma k-korkunç gözüküyorsun, korkunç bakıyorsun bana!"
Tabi ki hayalet falan yoktu. Taehyung'ta travma sonucu oluşan kalıcı belki de geçici bir hasardı. Bunu yenmesi gerekiyordu ve nasıl yeneceğini bilmiyordu.
"Anne beni çok s-seviyorum seni, sen neden beni ö-öldürmek istiyorsun ki?"
Genç adam yine titreyerek ağlamaya başladığında tam o sırada zili çaldı. Jimin diye düşünüp koşarak kapıyı açtığında Jungkook'tu. O an umursamadı ve sıkıcı sarıldı Jungkook'a.
"İyi ki geldin..."
"Hyung.. iyi misin?"
Taehyung'a göre yanında biri olunca annesi hemen kayboluyordu. O yüzden Jungkook'a sarılmayı bıraktı.
"İyiyim. Nerden çıktın sen, evimin adresini nasıl buldun?"
Jungkook, Taehyung'un ani ruh değişimi karşısında kaşlarını çattı. Biraz önceki tatlı Taehyungie hyungie'yi çok sevmişti. Şu an gıcık Taehyung'u görünce şaşırdı.
"İyi olduğununa emin misin? Biraz önce nasıl içten sarıldın ama bana" Jungkook ona gıcık olsun diye güldü.
"Sarılmışsam sarılmışım sana ne?"
"Peki peki, anlaşılan regl olmuşsun sen" Jungkook kahkaha atarak eve girdiğinde Taehyung'u sinirden çıldırmak üzereydi.
"Sana eve girmen için izin verdiğimi hatırlamıyorum!"
Jungkook onu umursamadan evde dolaştı. Küçük sevimli bir evdi. Tamda Taehyung'un zevkine göre dizayn edilmişti.
"Evin çok güzel" dedi Jungkook. Etrafa bakmaya devam etti. Hyungshik'i arıyordu gözleri. "Arkadaşın yok m?"
Taehyung onun bu tavrı karşısında sinirlendi. Jungkook fazla sakin ve rahattı. Bu da Taehyung'u sinir ediyordu.
"Sana ne? Gitsene sen evine, yokum işte evinde, artık rahat rahat yaşayıp gidersin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lolita | taekook
FanfictionJungkook'un izleri Taehyung'un üzerinde çok güzel durdurdu, her anlamda. Texting ağırlıklı< 01072022