Luhan güne içindeki acıyla uyanmıştı. Yanınada yatan Hyunili kucağına çekip sıkıca sarıldı. Biricik oğlunu bırakamazdı bırakmak istemiyordu.
Sehunun yatakta yarattığı boşlukla Luhan derin bir iç çekti.
Sehun dünden beri Luhanın bilhassa Hyunilin yüzüne bakmıyordu. Luhana bakınca içi acıyordu kendi elleriyle oğlunu öldüren bir baba görüyordu,biliyordu bunun tek sebebi Hyunilin istemesiydi ama Sehun bunu gururuna,kalbine yediremiyordu. Hyunile baktığında acıdan başka hiçbir şey göremiyordu kendi elleriyle onu acının koynuna bırakmış gibi hissediyordu. Bütün gece uyumamanın verdiği huzursuzlukla Sehun yavaşça yatak odasına ilerlerdi. Oğluna sıkıca sarılmış ağlayan bir Luhan onun içini binlerce defa daha paranmparça etmişti.
Kim isterdi ki kendi evladının geleceğini ölümle şekilendirmek. Tabi ki Luhanda bunu istememişti ama elden ne gelirdi ki. Kader bir kere yazgısına boyun eğdirmişti onları...
Sehun Luhanın çeşme gibi akan göz yaşlarını usulca sildi. Luhan gözlerini açtığında karşısında gördüğü Sehunla ağlamasını daha da arttırmıştı.
" Özür dilerim hayatım" Luhan sesinin detone çıkmasını engelleyemiyordu şayet titremeside bunu oldukça tetikliyordu.
"Senin suçun değildi.Biliyorum.Ama benim de elimde değil Luhan,daha yeni onu bulmuşken kaybetmek acı değil mi ? Çok acı..." Sehun acısını ne denli tarif edeceğini bilmiyordu.Çektiği acı büyük ve derindi.Belki Hyunilin ne kadar yaşadığını bile göremeyecekti ama erkenden bu dünyadan ayrılacağını,hayatının baharında solup gideceğini bilmek üzüyordu onu.
"Benim hatam.Özür dilerim" Luhan defalarca daha özür dileyebileceğini biliyordu, binlerce defa hatta.Yaptığı büyük bir sapkınlıktı,kendi elleriyle bebeğini ateşe atmıştı.
"Umursama Luhan.Yalvarırım unutalım bunu" Sehun mantıklı konuşmak için çaba sarfediyordu.Kalbinin acısını bir kenara bırakıp mantıklı davranmaya çalışıyordu. "Sadece olmamış gibi davranalım.Her günü güzel yaşayıp mutlu olalım" Sehun cümlesini bitirdiğinde gözünden akan bir parça yaşa son acısını da ekleyip sonsuzluğa uğurlamıştı.
****
Kyungsoo karmaşık olayların koynunda deliricekmiş gibi hissediyordu.Şu an dünya umrunda değildi sadece geleceklerini merak ediyordu.Herşey nasıl olacaktı ? Kainin, bebeğinin ve kendi geleceğinin nasıl şekilleneceği hakkında en ufak fikri bile yoktu ve bu Kyungsoonun daha çok canının sıkılmasına neden oluyordu.
Kai usulca Kyungsooya yaklaştı "Sorun ne?"
"Düşünüyorum" Kyungsoo kafasını Kainin omzunda koyarak yatakta iyice yayıldı.
"Neyi düşünüyorsun" Kai şimdi Kyungsoonun ipeksi saçlarının yumuşaklığında kendini kaybediyordu.
"Geleceğimizi...Ne olacağız biz Kai ? Nasıl olacağız?" Kyungsoo derin bir iç çekti.