Kyungsooyu ayaklandığı yatağa geri fırlatıp pelerini eline geri aldı Kyungsooyu köşeye sıkıştırmışken sakince pelerini üzerine örttü.
"Pelerinlerimin sen kokmasını seviyorum"
Kyungsoo şaşkınlıkla karşısındaki avcısına bakıyordu.Bir umut olabilir miydi? Kurtulmak için küçücük bir umut.Bu umuda tutunmak istiyordu Kyungsoo, sıkıca tutunup bırakmamak.
"Hadi şimdi uyu yorgun gözüküyorsun" Kai Kyungsoonun alnına bir öpücük kondurup kapıya doğru yürüdü,kapıyı kapatmadan önce arkasını dönüp Kyungsooya dikti gözlerini.
"Bir dahakine bu kadar kolay kurtulamazsın" hafifçe tebessüm edip kapıyı kapattı.Kyungsooyu umutlarının çatırdama sesleriyle baş başa bırakmıştı.
"Luhan" Kai çoktan gelmiş mutfakta eşyaları yerleştirmekte olan Luhanın yanına yürüdü, duvarın dibine dayanmış iskeleyi gıcırdatarak çekip oturdu.
"Yukarıda mı" Luhan malzemelerden hiç kafasını kaldırmadan konuştu.
Kai görmeyeceğini fark etmeden başını salladı daha sonra konuşmayı akıl etti "Evet"
Luhan derin bir iç çekti "Kai onu seviyor musun?"
Kai tereddüt etmekle etmemek arasındaki ince çizgide gidip geliyordu.Sevmek,hoşlanmak en kötüsü aşık olmak ya da bunların hepsine birden sahip olmak.O şu anda en kötüsüne ulaştığına emindi aşık olmuştu.O muhteşem ve yenilmez ejderha avcısı küçücük savunmasız bir bedene aşık olmuştu.Oysa onu ne görkemli kadınlar,erkekler istemişti.
Kai derin düşüncelerden ayrılıp Luhana döndü "En kötüsü Luhan ona aşık oldum"
Luhan bir süre Kaiye baktı "Kötü Kai bu kötü"
Kai endişeyle Luhanı süzdü "Bir şey mi biliyorsun.Bir şey mi hissettin?" Heyecanla Luhanı sorgularken kapıda büyük gözlerle Luhana bakan bedeni göremiyordu bile.
"Sadece Kai..." derin bir soluk aldı,dudaklarını yalayıp önündeki bardaktaki suyu yudumladı. "Aşk kötü" lafını tamamladığında Kyungsooda derin bir soluk alıp başını eğip Luhana sessizce teşekkür etti.
Kai uzaklara daldığındaki birkaç saniye içinde kapıdaki bedeni fark etti. "Uyuyacaktın" sinirle tısladığında Kyungsoo iyice kapıya doğru sindi.
"Onu korkutuyorsun" Luhan sakince Kyungsoonun yanına yürüyüp pelerini iyice ona sardı.
Kai Luhanın bu aşırı ilgisine sinir olsada belli etmeden onların yanına gitti "Neden kalktın"
Kyungsoo Luhana daha da sokuldu "Efendim bekliyor"
Kai Kyungsoonun bir tek ona efendim demesini istiyordu.Bir tek ona sokulmasını,kokusunun üstüne sinmesi,artık pelerinlerindeki kokusunu değil de tenindeki kokusunu içine çekmek istiyordu.
"Peki tamam efendine söylediğim konu hakkında düşünmesini söyle" sert bir tonla mırıldandığında Kyungsoo üzerindeki pelerini katlayıp kibarca Luhana verdikten sonra Kainin önünde reverans yaparak uzaklaştı.
Eve adım attığında Sehun mutfakta yemek hazırlıyordu.
"Neden yemeği sen hazırlıyorsun?" Kyungsoo şaşırarak sorduğunda Sehun ona kocaman bir gülümseme sundu.
"Sana kendini daha iyi nasıl hissettirebilirim diye düşünüyordum" Kyungsoo da ona aynı sıcaklıktaki gülümsemesini bahşedip arkadan beline sarıldı.
"Sehun her ne olursa olsun senin yanına olacağım seni seveceğim biliyorsun değil mi? Sen benim tek ailemsin" Kyungsoo dolan gözleriyle Sehunun sırtına doğru mırıldanıyordu.
"Sorun ne?" Sehun korkarak sorduğunda Kyungsoo gülümsedi.Sehun sırtındaki kıpırtıyla Kyungsoonun gülümsediğini hissetmişti.
"Kai senden ne istedi" sesinde hiçbir titreme olmamıştı.
"Sadece seni ona vermemi istedi,senin efendin olmak istedi" Sehun Kyungsonun elini okuşuyordu.
"Bu imkansız" Kyungsoo kaşlarını çatarak sızlandı "Bana aşık olduğunu söyledi.Az önce onu duydum bana aşıkmış Sehun inanabiliyor musun? Avcı avına aşık"
Kyungsoo Sehundan ayrılıp kahkaha atmaya başladığında.Sehun ona sarılıp yatıştırmayı denedi,şu anda sinirden kahka attığını biliyordu.
"Kyungsoo onu kullan" Sehun bütün soğukkanlılığıyla kelimeleri Kyungsoonun kulağına fısıldamıştı.Kyungsoo korkarak geri çekilmeye çalışsada Sehun bırakmamıştı.
Şimdi Sehunun keskin sesi hırıltılı ve kalın çıkıyordu.Bu bir günahın habercisiydi belkide.
"Hayatını kurtar Soo o seni seviyorsa ona tutun"
Kyungsoo Sehuna yalvarmak hayır bunu yapamam demek istiyordu ama elbette yapacaktı.Sehun bunu emretmişti geri çeviremezdi.
"Emredersiniz efendim" ağzındaki mırıltıların dökülmesine engel olmazdı.Ona itaat etmek zorundaydı,daima dediklerini yapıp onu onaylamalıydı bu hırıltılı ve kalın ses onu buna mecbur bırakıyordu, aciz ve mecbur.
"Özür dilerim Kyungsoo" Kyungsoo kollarının arasında baygınca yatarken Sehun onun alnını öpüp fısıldadı.
Kyungsooyu yatağa yatırıp üstünü örttü,yavaşça saçlarıyla oynuyordu.Kardeşi gibi gördüğü bu adamı birileriyle paylaşma düşüncesi ya da öldürülme düşüncesi beynini yiyip bitirirken verdiği kararın en mantıklısı olduğuna kendini ikna etmeye çalışıyordu.
Bu küçük savunmasız korkakça yetiştirilen ejderhanın.Kendi özgürlüğünün bile verilmediği sadece bir canavar gibi görüldüğü,ailesinin gözü önünde katledildiği bu dünyada ruh sağlığının bu kadar bozuk olmasından dolayı Kai'yi suçluyordu Kai gibileri fakat elinden başka ne gelebilirdi ki ?
Üzgündü çok üzgündü Ejderhasını kendi elleriyle bir avcıya verdiği için üzgündü ama belki severse ona aşıksa kıyamazdı.Acımasız ejderha avcısı Kai belki gün gelir bir ejderhaya kıymazdı...
Göterip ama elletmedim sdfgh üzgünüm üzgünüm ama her ficimde Kaiyi Kyungsooya tecavüz ettirirsem adım sapkın yazara çıkacak Bölüm azcık kısa gelebilir ama bidahaki bölüm telafi edeceğim merak etmeyin Öpüldünüz ve ayrıca yorumlar için çok çok çok teşekkürler :D