5. Bölüm Ateşle Dans

126 93 7
                                    

Yeni bölümümüz geldi. İyi okumalarrrr

O depo da gördüğüm manzara, hayır hayır gerçek olmaz. Ben az önce bir adamın öldürdürlmesine şahit olmuştum. Ölüm emrini veren kişi de benim patronum, bugün okulda karşılaştığım adam Ateş Bey'di. Hayır hayır böyle birşey olmamalı ben bir cinayete tanıklık etmemeliydim. Depodan çıkar çıkmaz bizim olduğumuz locaya gittim. Hâlâ kendime gelemiyordum olanları aklım bir türlü anlamıyor. Bu durumu kimseye fark ettirmemem lazımdı ama kireç gibi olmuş yüzüm ve titreyen vücudumu bunun tam tersi davranıyordu. Acelece çantamı alıp bu mekândan kurtulmam gerekiyor. Hızlıca locaya varıp eşyalarım alıp herkese kendimi kötü hissediyorum diyerek eve gidip dinlemek istediğimi söyledim. İlk başta kabul etmeselerde daha sonra yüzümedeki yorgun ifadeyi gördüklerinden sonra daha fazla beni zorlamadan gitmeme sorun etmediler. Boğucu ve sıkışık olan mekân son gördüklerimden sonra daha daha üstüme üstüme gelmeye başlamıştı. Bu duruma karşılık gecenin başından beri olan midem bulantım iyice kendini belli ettiğinin sinyallerini veriyordu. Çıkışa doğru artık midemdekiler içimde püskürmeyi bekleyen bir volkan ateşi gibi boğazımı yakmaya başladı. Dışarı çıktığım anda ilk bulduğum köşeye içimdeki Her şeyi boşalıncaya kadar bekledim. Biraz olsun rahatladıktan sonra gözlerimi kapayıp derin derin nefes almaya başladım aynı zamanda aklımda hâlâ o adamın vuruluş, yalvarışları, en son da hayatına son verişi gözlerimin  önünden gitmiyor. İçimden "ben şimdi ne yapacağım bu gördüklerimi polise anlatmam lazım diye kendime telkinde" bulunuyordum ta ki onun sesini duyasıya kadar. "Mehir, sen iyi misin?" diye soru sormasıyla içimi kemiren düşüncelerim anında sustu ardından içimi bu sefer panik kapladı. Ateş Bey'in az önce olan olaylardan sonra karşımda olmamalıydı. Yoksa depoda olan olayı gören kişinin ben olduğunu biliyor muydu? Aklımda geçen bu düşüncelerimle birlikte korkuyla hemen gözlerimi açtım. Karşımdaydı az önce bir insanın yaşamına son vermesi için emir veren kişi Ateş Alazgil tam olarak karşımda tüm asaleti ve görkemiyle bana bakıyordu endişeli gözlere. Masmavi gözlerinde az önce yaşanan olayla ilgili hiçbir duygu kalıntısı yoktu. "Bu adam bu kadar acımasız birisi miydi?" diye içimden soru sordum kendime. İç sesim bana düşünme fırsatı vermeden  "ne bekliyordun Mehir adamın pişmanlık duymasını mı adam az önce birisini infazını verdi " böylelikle sorumu cevapladı iç sesim. Onu karşımda görünce ister istemez panik ve korkuyla kapıldım. Hemen telaşla ne yapacağımı bilmeden konuştum. " e evet iyiyim Ateş Bey şey içeride çok fazla bunaldım alışık değilim böyle ortamlara" sesim titreterek  diyerek cevapladım. Ateş Bey yüzme şüpheyle bakmaya başladı. Kahretsin kendimi çok belli ediyordum hemen kendime gelip dik durmaya çalıştım. "Anladım. Dediğine rağmen çok iyi görünmüyorsun. Emin misin iyi olduğuna"dedi. "Evet iyi değilim evet kendimi berbat hissediyorum. Az önce gözlerimin önünde bir hayata son verdiniz. Sizi gören benim şimdi buradan çıktığım ilk anda sizi polise şikâyet edeceğim."dedim ama tabii bu düşüncelerimi kendi içimden söyledim. Bana hâlâ meraklı gözlere bakmaya devam ettiğini görünce daha fazla dikkat çekemek için cevap verdim. "İyiyim Ateş Bey az önce dediğim gibi böyle ortamlara akışın değilim. okuldan yakın bir arkadaşımın doğum günü için geldim. Ama daha fazla kalamadım. Bildiğiniz gibi bu aralar iyi dönemlerden geçmiyorum. " dedim gayet mantıklı bir açıklama yaparak. Iç sesim bana kocaman aferin diyerek ayakta alkışlamaya başladı. Bu cevabımla Ateş Bey'in de şüpheci bakışları bir nebze olarak yumuşamıştı. Bir süre konuşmadan etrafa bakınmaya başladık. Bu kısa süre zarfında aklımdan tek bir şey geçiyordu bu adam benim olaya şahit olduğumu biliyor. Yoksa niye hâlâ yanımda duruyordu diye düşünürken Ateş Bey konuşmaya başladı." Mehir çok iyi görünmüyorsun istersen seni evine kadar bırakabilirim bu halde araba kullanma"diye bir teklifte bulunmuştu. Olmaz kesinlikle onunla gidemem bu geceden sonra onunla bir daha aynı ortamda bile olamam. " hemen bu düşüncelerimden sıyrılıp cevap verdim."Ateş Bey ben kendim gidebilirim. Teşükkürler ince düşünceniz için " dedim. Ama yüz ifadesinde Anladığım kadarıyla beni kendisi götürmesinde ısrarcı olacak gibi duruyor. "¥Mehir sakın o adamın teklifini kabul etme hemen uzaklaş buradan hemen" dedi iç sesim. Bu sefer iç sesimi dinleyip "Size iyi geceler Ateş Bey görüşmek üzere hoşçakalın" dedim ve kaçarcasına uzaklaştım yanından. Ama iki üç adım  attıktan sonra hiç beklemediğim bir anda Ateş Bey kolumdan tuttu. "Mehir lütfen kötü gözüküyorsun bu hâlde gitmene izin veremem ısrar ediyorum seni ben bırakayım." dedi. İlk önce kolumdaki eline daha sonra yüzüne baktım. Sinirlenmemeliyim hayır kendine gel Mehir diye kendimi telkin ettim sonra konuştum." Ateş Bey lütfen ısrar etmeyin ben kendim gidebilirim."dedim kelimelerimi bastırarak. Ateş elini kolumdan teslim olurcasına çekerek" peki sen nasıl istersen Mehir ama seninle yakın bir zamanda tekrar buluşmak kahve içmek istiyorum tabii sende istersen"dedi pişkin pişkin. Onu başımdan savuşturuk bir an önce bu geceyi biterebilmek için tamam diyerek yanından hızlıca uzaklaşıp arabamın yanına gittim.
Arabama binmeden önce en son arkama baktığımda Ateş ellerini paltosunu cebine sokmuş öylece bana bakıyordu. Arabama bindiğimde her hareketimi dikkatlice izledi. En son ben arabayı çalıştırıp uzaklaşıncaya dek gözlerini benden çekmedi. Yolda gittikçe aklımdaki düşüncelerde yolla birilikte aklıma akmaya başladı. Tam olarak emin değilim ama bence Ateş benim onları izlediğimi olan olayları gördüğümü biliyor. Ben artık ne yapacaktım. Polise gitmem gerekiyor ama gidemiyorum. "Offf ne yapacağım ben" diye bağırdım arabanın içinde. Sessizce yolda giderken bir anda arabanın içinde yükselen telefon sesiyle korktum. Ben hiç iyi değil gerçekten. Neyse kendime gelip telefonuma uzandım. Can'ın aradığını görünce biraz rahatladım. Geçikmeden aramayı cevapladım." Efendim Can" dedim. "Mehir sen iyi misin sesin kötü geldi bir şey olmadı di mi gittiğiniz mekânda istersen hemen gelebilirim" dedi Can nefes almadan. Buna ne diyecektim şimdi bu şekilde ona olanları anlatamazdım.  "İyiyim Can sadece biraz bugün fazla yoruldum galiba kalabalık ortama girince bunaldım eve geçiyorum yoldayım."dedim onun iyi olduğumu inanacağını umarak." İyi yapmışsın git eve dinlen bensiz kızlarla buluşunca sıkıldın tabii bir akşam benle de çık nasıl eğlenilir öğrenirsin" dedi. Onun dediklerine yorgunca gülerek "Can senin hastaların yok mu ya gidip onlarla ilgilensene bak hem araba kullanıyorum dikkatimi dağıtma" dedim. "Tamam gidiyorum sadece nasıl olduğunu merak ettiğim için aradım aldığım cevaplardan sonra gayet iyi olduğuna karar verdim ve kapatıyorum telefonu"dedi. Aslında Can'ın araması iyi de oldu en azından düşüncelerimden uzaklaşmış oldum. "İyiyim Can merak etme eve gidip bir an önce uyumak istiyorum sadece" dedim. "Tamam Mehir eve gelince bana haber ver, kapıları her şeyi kilitleyip yat aklım sende kalmasın olur mu?"dedi. Bu söylediklerinden sonra Can'a minnet dolu güldüm." Tamam Concon'um haber veririm, kapıları da kitlerim merak etme hadi dön artık işine sonra görüşürüz iyi geceler" dedim ve telefonu kapattım. Eve varmama da çok az kalmıştı.

Ev geldiğimde ilk işim kendimi sıcak bir duşa atmaktı. öyle de oldu. kaç saattir suyun altındaydım bilmiyorum. kendimi suyun içinde daha rahat hissediyorumdum ama artık çıkmam gerekiyordu. hızlıca işlerimi halletikten sonra banyodan çıktım. Mutfağa girip kendime sıcak bir bitki çayı yaptıktan sonra her zamanki gibi odamdaki koltuğuma oturup tüm geceyi düşünmeye başladım. Ne yapacaktım şimdi Ateş'i görmemek ve onun bulunduğu ortamda bulunmamak için işten ayrılmam gerekiyordu. ama nasıl ayrılacaktım. şimdi kendimi yeni yeni toplamışken tekrardan bir boşluğa düşmeye hazır mıyım onu da bilimiyordum. Allahım ben ne yapacağım bana bir çıkış yolu göster. artık bu konuları daha fazla düşünmemek için uyumaya karar verdim. gözlerimi yumduğumdan beri gözleriminn önünde o zavallı adamın yalvarışları ve Ateş'in o adama acımadan ölüm emrini vermesi uyumama engel oluyordu. hayır daha fazla düşünmemeliyim ve uyumalıyım. Bir şekilde uyuduktan sonra uykudan gördüğüm rüyadan dolayı erkenden uyandım. Telefonumdan saatte baktığımda saat 5.45'i gösteriyordu. yatakta biraz daha oyalandıktan  sonra kalkıp hazırlanmam gerekiyordu. banyoya girip hızlıca işlerimi hallettikten sonra mutfğa geçip Can için kahvaltı hazırlamaya koyuldum. işim bittikten sonra kendime kahve yaptıktan odama geçip hazırlanmaya başladım. dün olan olaylar ve bugün gördüğüm rüyadan sonra artık Ateş'in sahip olduğu okulda yer alamam o yüzden okula gidip istifamı verecektim ve Ateş defterini bugün itibariyle  son bulacaktı.     
Evden çıkıp arabama binip hemen yola koyuldum. yolda hiçbir şey düşünmeden sadece bugün okulda vereceğim istifa dilekçesi daha sonra polise gidip dün olan biteni anlatıp Ateş' i ihbar edecektim. yolda bu düşüncelerime boğuşmaktan okula ne ara geldiğimi anlamadım. Otoparkta arabamı park ederken sanki dün olduğu gibi Ateş'le karışlaşacağım hissine kapıldım anlık olarak kapıldığım histen hemen kurtuldum ve arabadan çıkıp okulun girişine doğru yürüdüm. Okul müdürünün odasına girdim. Yaklaşık yarım saat süren konuşmamız sonunda yaptığım haklı gerekçelerle istifamı kabul etti. Müdür Bey'e iyi günler dilelerek   odasından ayrıldım. Bugün bu işin kolay tarafını hallettim geride en zor olan ihbar etme olayı vardı. okuldan çıktığımda derin bir nefes alarak emin adımlarla yola koyuldum. okuldan çıkıp en yakında olan polis merkezine gittim. yaklaşık 20 dakika süren yolculuk sonra polis merkezine ulaştım. Kendime yapabilecek öz güveni sağlamak için derin derin nefes alıp gözlerimi kapatarak annem ve babamdan bana yardım etmelerini temmeni ettim. Gözlerimi açıp som kez aynada kendime bakıp yapabileceğimi inandığımda arabadan indim. ama bir türlü ileriye doğru adım atamıyordum. Tam adım atacağım anda önümde siyah bir araba  durdu. Arabanın siyah film kaplı camı yavaşça açıldı.  Camın açılmasıyla gördüğüm kişi asla aklımın ucundan bile geçmeyecek olan kişi tüm soğuk kanlıyla gök mavisi gözleriyle bana bakan Ateş Bey'den başka kimse olamazdı. " Mehir Hanım isterseniz anlatmak istediğiniz şeyleri ilk önce biz bir oturup konuşalım ne dersiniz."dedi bütün kelimelerin üstüne basa basa altında yatan büyük imayla birlikte benim konuşmama fırsat vermeden tekrar konuştu bu sefer biraz sinirle "Bu söylediklerim rica değil Mehir hemen bin şu arabaya konuşacağız sadece korkma" dedi. Ben ne yapacaktım şimdi o arabaya binersem kendime verdiğim sözü çiğneyecektim ama binmezsem Ateş'in bana yapacaklarından korkuyorum. Kendimi büyük bir bilinmezin içinde kaybolmuş gibi hissediyorum.

merhaba arkadaşlar nasılsınız? Evet merakla beklenen yeni bölümler serimiz bu bölümümüzle başlamış bulunmaktadır. size söz verdiğim gibi bu hafta 5 bölüm yayınlamaya çalışacağım. Sizi daha fazla Ateş ve Mehir arasında olacak olaylardan uzaklaştırmayacağım :) kendinize iyi bakın diğer bölümlerde görüşmek üzere hoşçakalın......
Bu bölüme oy vermeye ve yorum yapmayı unutmayınnnnn.....:)   

Ateşi Yakalamak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin