44.Bölüm

250 31 3
                                    

Neler oluyor hikayede bir de şu rüya gerçek olsa olsa sabah olup uyanınca okurlarım beni özlemiş olsaaa.

Helloooooo. Ben geldim. Nasılsınız?? Biliyorum çok uzun zaman oldu. Hatta belki de hikayenin ne olduğunu bile unuttunuz ama cidden tüm suç Wattpad'de. Beni attı bir daha da almadı hain. Sonra telefonumu değiştirdim derken şu zamanlarda buralara dönebildik. Umarım hepiniz iyisinizdir. Çok zor süreçlerden geçtik hatta neredeyse hepimiz hala atlatabilmiş değiliz. Belki yakınlarımızı kaybettik ki kaybetmesek bile hepimizin kalbi oradaydı canı oradaydı ve canımızı kaybettik aslında. Ama pes etmemeliyiz. Çünkü bu ülkenin bize eskisinden daha çok ihtiyacı var. Bu kadar canımızı kaybetmemizin suçlusu kimlerse tek tek hesabını vermek zorundalar. Ve biz de bu davanın en büyük takipçileri olmak zorundayız. Kadere iman ediyoruz hepimiz ama tevekküle de inanıyoruz. Dinin temeli olan tevekküle. Nolursunuz umudunuzu kaybetmeyin çünkü biz umudumuzu kaybedersek herkes kaybeder. Biz beraber çok güçlüyüz.

Bu konuları konuşmak artık canınızı sıkıyordur yüksek ihtimal o yüzden biraz da kitap hakkında konuşalım.

Şimdi size ufak bir bilgi vereyim. Bu bölüm ağlatır mı bilmiyorum ama çok can yakar bilginiz olsun.

Mila'ya çok üzüldüğümü bir kere daha belirtmek istiyorum. Ardından da çok uzatmadan bölüme geçelim.

İyi okumalarrrrr.

🥀

Gözlerimi bir hastanede açmış olmak beni hiç iyi etkilememişti. Hem duygularımı hem de kıyafetlerimi renklendirerek girdiğim bu hastaneye ilk defa bu kadar şeffaf ve renksiz girmiştim.

Korkunçtu.

Odada kimse yoktu. Krem rengi duvarlar üzerime üzerime gelmeye başlamıştı. Çığlık atmak isteyip atamadığım an gözümden bir damla yaş akıp yastığa düştü.

Gitmek istiyordum.

Ölüm duygusu ilk defa bu kadar yakındı.

Korkuyordum.

Yalnızdım.

Korkuyordum.

Canım yanıyordu.

Korkuyordum.

Kolumdaki serumu söküp attıktan sonra zorla ayağa kalktım. Ayağa kalktığım an kendimi aynada gördüm. Üstümde o mavi kıyafetlerden vardı.

Ben hastane kıyafeti giymezdim ki. Annemde giymezdi.

Annemi en son bu kıyafetlerle görmüştüm. Şimdi ise ancak toprağıyla konuşabiliyordum.

Üstümde bu kıyafetleri istemiyordum.

Duvara tutuna tutuna odanın kapısına kadar geldim. Kapıyı açıp koridorda yürümeye başladım. Duvarı bıraksam anında düşüp kalırdım. Hemşire yani Aygül hanım beni bu halde görünce koşarak yanıma yaklaştı.

Kimseyi istemiyordum.

Kriz mi geçiriyordum yoksa?

Aygül hanım bana dokunmaya kalktığı anda boğazımı yırtmak istercesine bir çığlık attım. O da korkarak geri çekildi.

"Mila hanım sakin olun lütfen! Hadi odanıza gidelim. İyi olmanız için dinlenmeniz gerekiyor."

Aylardır bu şekilde kandırılıyordum.

Ben iyi olamayacaktım. Neden anlamak istemiyorlardı?

Birkaç hemşire daha bana doğru gelmeye başladı. Ben suçlu değildim ki. Neden beni yakalamaya çalışıyorlardı?

Yıldız Çiçeği •Texting• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin