45.Bölüm

293 31 13
                                    

Neler oluyor hikayede bir de şu rüya gerçek olsa olsa sabah olup uyanınca okurlarım beni özlemiş olsaaaa.

Ay kız daha yeni bölüm attım nasıl özliceksiniz beni di mi? Ama nen sizi özledim. Ahhh ahh.

Neyseee uzatmadan bölüme geçelim. Kalbinizi hazırlayın ve kemerlerinizi takın.

İyi okumalarrrr.

🥀

Hepimiz bir olmuş mutluymuş gibi davranıyorduk. Hastanede olduğumuzu unutmuş gibiydik.

Birkaç gün öncesine kadar bana demediğini bırakmamış Eylül, o kadar iyi davranıyordu ki çok şaşırtıcıydı. Gaye... Gözleri kıpkırmızıydı. Göz altları   mosmordu. Makyaj yaptığı için anlaşılmıyor sanıyordu ama ben anlamıştım.

Çok üzülmüştü. Ben üzmüştüm onu. İçinden bana çok kızıyordu yüksek ihtimal. Ondan böylesine önemli bir şeyi sakladığıma inanamıyordu belki de.

Poyraz. İyi görünmüyordu. Herkes çok güzel rolüne bürünmüştü ama o yapamamıştı. Çok üzüldüğü her halinden belliydi. Poyraz'ı ilk defa böyle görmek canımı daha çok yakıyordu. Enerjisini bir an olsun kaybetmeyen çocuğun enerjisinden eser kalmamıştı.

Rüzgar.. Onunla olan iletişimimiz çok garipti. Ama onu her şeye rağmen hala çok seviyordum. Çok yardımı dokunmuştu bana. Ben gittikten sonra bile mahkemelerde benim davam için uğraştığını öğrenmiştim mesela. Çok iyi biriydi o. Üzgündü ama rolüne iyi bürünmüştü.

Yıldız'ım.. Yalın'ın ne kadar kardeşiyse benim de o kadar kardeşimdi. Çok güzel bir kalbi vardı. Bana en iyi gelen kişilerden biriydi. Çok garipsediğim bir durumdu ama Yıldız gerçekten üzgün değildi. Gayet de iyi görünüyordu. Hep böyle olsundu.

Onların buraya gelmesini sağlayan kişi Yalın'dı. Mutlu olacağımı düşünmüştü. Haklıydı da. İyi gelmişti bana hafifte olsa normal hayata dönmek.

"Yıldız'ım bana bir içecek alır mısın kantinden?"

Gülümseyerek kafasını salladı. Ardından da gitti. Odada sadece 'büyükler' kalmıştı.

"Bir şeylerin farkında değilmiş gibi davranmaya çalıştığınızı anlıyorum ama hem sizin için hemde gerektiği gibi olması için biraz gerçekler hakkında konuşmalıyız arkadaşcıklarım."

Hepsinin gardı bir anda düştü. Yüzlerine yerleştirdikleri sahte gülümsemeler yok oldu.

"Biliyorum size söylemediğim için içinizden bana çok kızıyorsunuz ama bunları konuşmak için artık çok geç. Sizden tek isteğim fark edemediğiniz için kendinize kızmamanız. Çok iyi bir oyuncuyum, oyunculuğuma saygısızlık etmeyin lütfen."

Gülümsedim hafifçe.

"Bir suçlu varsa o da benim. Kendinize kızmayın. Ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum, bu hastaneden çıkabilir miyim onu da bilmiyorum ama ne olursa olsun sizin sayenizde çok güzel anılar biriktirdim ben. Kaderimizde bu varsa yaşarız nolucak? Hem hepimiz bir gün ölmeyecek miyiz ya? Sıkmayın canınızı yaa. Suratlarınız sirke satıyor ve ben sirkeyi hiç sevmem."

Gaye sözü benden hemen devraldı.

"Sirke demişken benim getirdiğim poşetin içinde doğal bir karışım var, günde iki defa onu içir Yalın. Birde yemek yaptım ben doktora sorarsınız izin verirse yedirirsin Mila'ya. Hastaneden çıkar zaten yakında, sonra ben ona bakarım güzelce."

Poyraz konuşmaya başladı.

"Bende Mila'nın okumayı çok sevdiği kitapları getirdim. Sen ona okursun Yalın. Bir de yatağının üzerindeki ayıcığı da getirdim. Onsuz uyumayı sevmiyorsun ya hani."

Yıldız Çiçeği •Texting• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin