Merhaba, duvarıma ve mesaj kutuma öyle güzel şeyler yazıyorsunuz ki ne diyeceğimi bilemeyip kilitleniyorum bazen. İlk kitabım olduğu için çok heyecanlıyım ve siz bu heyecanımı büyük bir mutluluğa çeviriyorsunuz.
Gün geçtikçe çoğalıyoruz bunun için tekradan çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız hepiniz ❤️
Serçe parmağımda oluşan bir rahatsızlıktan dolayı buraya uğrayamadım fazla. Yarın hastaneye gidiyorum bakalım ne olacak?
Neyse ben yine boş yaptım biraz sizi seviyorum, sağlıkla kalın ❤️
Dünyada yaşayan herkes büyülü dünyaya merak salardı. Hatta içlerinde benim gibi bu büyülü dünyanın hayalini kuranlar bile olmuştur illa ki.
Ama büyük bir şeyi unutmuştum.
Bu büyülü dünyanın içinde yaşamanın bir bedeli oluyordu her zaman.
Daha güçlü, daha savaşçı ve daha yetenekli olmamız gerekiyordu.
Mesela Liam gibi klanın alfası olmak asla kolay değildi. Betalar güvenlik erleriydi, onlar kadar savaşçı olmakta çok zordu. Bu büyülü dünyada klan kadınlarından oluşan omega grubu olmakta zordu.
Hepsi olası bir savaşta nasıl davranması gerektiğini çok iyi biliyorlardı.
Ve bu yetenek onlara doğuştan verilmişti.
Şimdi karşımda perişan hâlde duran bir er varken bunları düşünüyor olmak gerçekten aptalcaydı belki de ama düşünmekten de kendimi alıkoyamıyordum.
Ona verilen bu yetenekler varken bunu kötüye kullanması beni bile rahatsız ediyordu.
Liam, Edwin meselesini gitmeden önce halletmek istemişti. Ben tam olarak iyileşene kadar zindanda tutulan Edwin ise epey hasarlı görünmüştü gözüme.
Ki kurt olduğu için çabuk iyileştiğini varsayarsak sağ omzundan bileğine kadar ulaşan derin yaranın ilk hâlinin nasıl olduğunu düşünmek bile istemiyordum.
Etrafa toplanan halktan kulağıma kadar ulaşan kelimeler beynimde çınlıyordu.
Bazıları Edwin'in en ağır şekilde cezalandırılmasını isterken bazıları ise bunun yanlış olduğunu söylüyordu.
Benim için değmeyeceğini düşünüyorlardı.
Derin bir nefes alarak diz çöken Edwin'i izledim.
Üstündeki üniforma yer yer yırtılmıştı. Özellikle sağ omuz tarafı.
Yüzünde oluşan morluklar neredeyse geçmek üzereydi.Etrafında Sam ve diğer erler tetikte duruyordu.
Dün gece gideceğimiz yeri konuştuktan sonra Edwin meselesini açmıştı Liam.
Ne kadar ben gelmek istemesem bile Liam gelmem gerektiğini savunmuştu.
Açıkçası ona ne olacağını bilmek ya da görmek istemiyordum. Karşımdaki kişi ne kadar suçlu olursa olsun acı çektiğini gördüğümde aptal vicdanım sızlıyordu.
Ne kadar kötü olurlarsa olsunlar insanların acı çektiğini görmeye dayanamayan bir yapım vardı. Bu her zaman böyle olmuştu. Okuldaki zorbalar için bile vicdan yaptığım zamanlar olmuştu.
Bu durum beni yoruyordu.
"Sen!" diyerek yüksek sesle konuşan Liam'ın kasılan suratına baktım.
Elinde büyük bir kılıç duruyordu. Duruşu gergin, çenesi kaskatıydı. Yeşilleri irice açılmışken, bakışları ölüm saçıyordu.
"Benim mühürlümü bile isteye tuzağa düşürdün Edwin, üstelik onu sana emanet etmişken."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR (BXB)
WerewolfOna hediye edilen bir kitapta alfa kurdun mühürsüz olarak birini sevdiğine anlam veremeyen Aiden bir sabah uyandığında kendisini o kitabın içinde, mühürsüz alfa ile mühürlenmiş olarak bulursa ne olur? Eşcinsel içerik bulunmaktadır. Rahatsız olacakl...