MÜHÜR (BXB)

21. BÖLÜM

Merhaba bebeklerim, üzgünüm buraya gelemedim sizi de boşlamış gibi oldum ama depremzede bir aileyi misafir etmek istedik çokta güzel bir aileyle tanıştık. Tüm vaktimi misafirlere ayırdığım için buraya gelmedim hiç.

Şükür aile biraz toparladı ben de onların toparlama süreciyle ilgilenerek kafa dağıttım. Onlar mutlu şimdi ben ise daha mutluyum. Allah bir daha böyle bir felaket göstermesin inşallah.

Çok öpüyorum sizi, kendinize iyi bakın ve dikkat edin ❤️

⭐⭐

İtbarakların olayı tamamen çözüldüğünde hepimiz rahat bir nefes almıştık. Liam ve Sam'in yaralarıyla ilgilenildikten sonrası pek yoktu bende çünkü adeta bayılmıştım.

Harcadığım enerji nefilim bedenim için hiçbir şey olsa da insan tarafım için oldukça yorucuydu.

Liam burnumun kanamasını sorun etmiş olsa da bunun üstünde fazla durmamıştım. Güç çok fazlaydı sonrasında olan burun kanaması da bundan dolayı olmalıydı.

Benim hamlemden sonra kalan itbaraklara saldıran erler sadece birkaç itbarakın kaldığını onların da kaçtığını söylemişti.

Biraz toparladıktan sonra buradan gitmeden önce Liam klan etrafına olası tehlikeye karşı ufak bir büyü yapacağını söylemişti.

Şimdi ise hiçbir şey buraya geldiğimiz ilk günkü gibi değildi. Öncelik olarak ne yaptığıma şahit olanlar artık beni gördüklerinde birkaç saniye yüzüme kilitlenip kalıyordu.

Klanın kızları arasında sanırım artık hedef ben olmuştum.

Odak noktası olmayı sevmeyen kişiliğim bundan rahatsız olsa da takmıyordum.

Boş boş yatmaktan sıkıldığım için dışarı çıkmış, kılıç yapılan yere gelmiştim. Demirin demire çarpma sesi bir yandan kızgın ateşlerin ısısı bir yandan beni daralttığında usulca dışarı çıktım.

Alnımda biriken terleri silmek için elimi alnıma götürdüğümde klanın merkez noktasına yapılmış kuyunun hemen yanındaki kızların bakışlarını üstümde hissettim.

Dört kişilerdi. Liam'ı kıskandığımdan olsa gerek hep negatif hisler beslediğim kızlar her ne kadar kabul etmek istemesem de çok güzellerdi.

Üçü esmer biri sarışın bu dört kişilik kız grubunda en göze çarpan özellikleri kesinlikle gözleriydi. İri, safir mavisi gözleri uzaktan bile belli olurken üstlerine giydiği bileklerine kadar inen kalın elbiseler oldukça şıktı. Sırtlarına örttükleri yün şallar onları soğuktan koruyorken iki yana örüp bıraktıkları uzun saçları parlaktı.

Yanlış anlaşılma olmaması için özellikle göz göze gelmekten kaçınarak klan reisi Harold'ın evine yöneldiğimde kapının hemen önünde duran Liam'ı fark ettim.

Omzunu kapı pervazına yaslayarak ayaklarını çaprazlamış, kollarını ise kaslı göğsünde birleştirmiş, yüzünde asılı kalan gergin bir ifadeyle bana bakıyordu.

Onun bu karizmatik hâli derince yutkunmama neden olurken kaçamak bakışlarım hâlâ kuyu başında su çeken kızlara kaydı. Neyse ki dikkatlerinin bende olduğunu görerek rahatladım.

Cidden!

Birini sevmek bende böyle duygular mı yaratacaktı hep?

Zaten onu görünce şaha kalkan kalbimle zor baş ediyordum. Bütün bu karmakarışıklığın içinde nasıl kendime hakim olacaktım acaba?

Derin bir nefes alarak ona doğru iyice yaklaştığımda tam önünde durarak sert bakışlarına usulca karşılık verdim.

Ne olmuştu?