Çocuk olmadan kadın oluyordum. Yaşım kaçtı ki benim de kadın olmaya uygun görülmüştüm. Babam beni 65 yaşındaki bir adamla evlendiriyor. Hatta satıyordu. Benim üzerimden kaç paralar aldığındın haberim bile yoktu.
19 yaşındaydım genç kızdım sözde ama ben çocuk olmasını bilmeyen zulüm içerisinde büyümeye çalışan yaşımdan dolayı genç sınıfında adlandırılan biriydim.
Bir insanın doğdu yer ona mezar olur muydu? Hem de doğduğu günden beri. Benim adım Berivan ilk dayağımı daha kundakdayken yemiştim tek suçum ağlamakmış.
Şimdiki suçum neydi de evlendiriliyordum.
Benim hikayem böyle başlalıyor nasıl biter bilmem ama başladığı gibi biteceği kesindi.
Evleneceğim adam babamdan bile büyüktü ama zengin olduğundan babam için yaşı değil parası önemliydi. Aslında ben evlendirilmiyordum bildiğiniz satılıyordum ama bu sefer her şeye tamam dediğim gibi buna tamam demeyecektim. Evet sesimi çıkarmadım çünkü babam evleneceksin diyip beni öldüresiye dövdü bir laf bile etmemiştim halbuki. Onu durduran babaannem olmuştu. Onu durdurma şekli ise dur adam beğenmez parasından keser demişti.
Onun derdi de ben değildim alacağı paraydı. Arkamda yanımda yöremde beni koruyacak kimse yoktu.
Kaçsam diye çok düşündüm ama daha Urfa'dan çıkmadan yakalanırdım Hem nereye kaçacaktım ki?
Denemekten zarar gelmezdi hem buralardan gitmesem bile onların beni bulamayacağı bir yere giderdim.
Kafam çok karışıktı ama bu akşam kaçmayı planlanmıştım hiç bir şey almayacaktım yanıma ne gerek vardı ki buradan bir şey götürmeye yanımda. İçimde küçükte olsa bir umut vardı yakalanmayacaktım. Ama çok korkuyordum ya yakalanır da o adamla evlendirilirsem diye.
Kaçtığım yerde kendimi öldürsem mi diye çok düşündüm ama ya ölmesem o zaman ne yapardım? Her şeyi geçtim Allah'ın bana emanet ettiği bu bedene nasıl zarar verirdim.
Allah'ım sen bana yardım et. Bana bir çıkış yolu göster yarabbim.
Gece olmuştu herkes uyuyordu. Önce her yeri kontrol ettim sonra ise arkadan yavaşça çıktım.
Urfa'nın gecesi ayaz sabahı güllük gülistanlıktı.
Kabanıma sarıldım. Doğup büyüdüğüm yerde sanki her şey bana yabancıydı. Hiç bir şey bilmiyormuş gibi ilk defa buraları görüyormuş gibi bir halim vardı.
Urfa'nın gecesi de güzelmiş. Uzun süre yürüdüm. Evden yeterince uzaktım. Yol beni nereye götürüyorsa oraya gidiyordum. Sonum ne olurdu nasıl olurdu bilmem. Ta ki beyaz ışığı görene kadar. Önce kollarımla yüzümü kapattım sonra ise vücudumdaki o ağrıyı hissettim ama babamın beni dövdüğünden daha az bir acıydı.
" İyi misin ? Ne işin var gecenin bu saatinde dışarı da." Her yerde böyle miydi yoksa Urfa'ya özel bir durum mu bu ? Gece bir kadın dışar da olamazken bir adamın nasıl bir işi olurdu.
Kollarımı yüzümden çektiğimde karşımdaki adam bana yardım etmeye çalışıyordu.
" Hadi kalk seni evine götüreyim." dediğinde onu itip, " Gitmem ben o eve."
" Ne yaptığını sanıyorsun sen ?" diye bağırdı bana. Kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı canım çok yanıyordu.
" Acıyor." dediğimde gözlerimden yaşlar süzüluyordu. Kolumu yavaşça bıraktı.
" Kimsin sen ? " Asıl o kimdi ?
" Berivan ben." dedim sorusunun cevabı bu muydu bilmem ama elimden başka bir şey gelmezdi. Adımı söylemiştim ama ya beni gördüğünü söylerse.