BÖLÜMÜ DÜZELTMEDEN ATIYORUM UMARIM BİR YERDE HATTA YOKTUR SİZLERİ DAHA FAZLA BEKLETMEK İSTEMİYORUM.FİNALLE SON İKİ BÖLÜM KALDI..
KÜÇÜK BİR NOT : BERİVAN'IN ALPASLAN'A AĞAM DEMESİ SİZİ NEDEN RAHATSIZ ETTİ BİLMİYORUM AMA KURGUNUN AMACI BU ZATEN DİĞER BÖLÜM DE BUNU ÇOK İYİ ANLATACAKSINIZ.
BÖLÜMÜN NE ZAMAN GELECEĞİNİ BİLMEYENLER İÇİN HAFTA SONU GELİYOR.
HERKESE İYİ OKUMALAR...
Günler geçmişti çiflik evinden geleli... günlerim aynı geçiyordu. Bu günde o günlerden biriydi. Ağam İstanbul'a gitmişti bu sabah kendimi bir boşlukta hissediyordum. Öğlen olmuştu ve sonunda Dilan özel dersinden çıkmıştı hiç olmasa onunla vakit geçirirdim diye düşündüm ama onunda işi varmış gitmek zorunda kaldı.
Tek başıma avluda oturuyordum. Babaannem ve Gürdan hanım bir yere gitmişti, evde ben ve çalışanlardan başka kimse kalmamıştı.
Bu durum bozuk olan ruh sağlığımı daha fazla bozdu. Oturup içim dışım çıkana kadar ağladım. Neden ağladığımı da bilmiyordum.
Önümde uzatılan mendili gördüğümde önce mendile sonra onu bana uzatan Baran'a baktım. Elindeki mendili alıp gözyaşlarımı sildim.
" Bir sorun mu var yenge ?" Bir sorun yoktu ki ben bile bilmiyordum neden ağladığımı bu hamilelik çok farklı bir durumdu, beni o kadar garip etkiliyordu ki bazen ne yapacağımı şaşırıyordum.
" Yenge." Ne zamandır bana sesleniyordu Baran.
" Efendim." Ne diyecektim ki.
" Sorun ne yardım edeceğim bir durum var mı ?" Yoktu..
" Teşekkür ederim ama yok."
" Peki bir isteğin olursa söyle." Başımı sallayıp odama geçtim.
Yatağa oturup biraz kitap okudum, sınavdan sonra bir boşluğa düşmüştüm. Sınav varken hep ders çalışıp kendimi oyalıyordum şimdi ise zaman geçirecek bir aktivitem yoktu ki.. oğlum sağ olsun ne yapıyorsam hemen yoruluyordum.
" Yenge." Dilan'ın sesini duyduğumda gözlerimi açtım. Ne ara uyumuştum ben böyle...
Telefonum çalınca Dilan'ın üzerinde olan bakışlarım komidin üzerindeki telefonuma kaydı.
Telefonum sustuğunda uzanıp komidinden aldım. Ağam aramıştı hemde 35 defa ve ben hiç birini mi duymamıştım.
" Nasıl duymadım bu kadar aramayı ?" Bir türlü anlam getiremedim.
" Avluda bırakmışsın yeni getirdim." Dilan'a onu anladığımda dahil kafa salladım.
" Hadi kalkta yemek ye." Dilan odadan çıktığında telefonum bir kez daha çaldı. Hemen açtım.
" Sonunda açabildin küçüğüm." Sesi biraz telaşlı çokça sinirli geliyordu. Ne diyeceğimi bilemedim.
" Avluda kalmış telefonum ağam, bende uyumuşum." Ağam derin bir nefes aldı.
" Kötü bir şey yok demi."
" Yok ağam bir sorun."
" Madem bir sorun yok neden ağladın?" Baran mı söylemişti ? Başka kim söyleyecekti ondan başka kimse yoktu.
" Bilmiyorum ki birden ağlayasım geldi." Ama şimdi iyidim yani sabahki gibi hissetmiyordum.
" Canın bir şey isterse mutlaka beni ara saat kaç olursa olsun." İstanbul'dan buraya ne yapacaktı ki aramızda kaç kilometre vardı kim bilir.