0.6

216 156 1
                                    

🎼 Evdeki saat - Uzunlar V2

"Hani ismimi bilmiyordun, Tekin."
İddialı bakışlarımla ona bakıyordum. Küçükte olsa yalanın ortaya çıktı, Tekin demek istedim ama onun sözleriyle duraksadım. Gülüşüm direk sönmüş kalbimde nefret, gözlerim yaş ile dolmaya başlamıştı.

"Ayçin, babanı ben öldürdüm."

Ortamda sessizlik hüküm sürerken ağlamalarım ve bağırışlarım her yeri sarmıştı. "Sen... sen mi yap...tın!?" Ağlamalarım hıçkırıklara dönüşüyordu.

O yapmış olabilir miydi gerçekten? Tabi o yapmıştı kendi ağzıyla söylemişti. Babamın bir çatışmada, çatışma dışı biriyken kalbinden vurulduğunu biliyorduk. Bize öyle söylemişlerdi. Annem annem de öyle biliyordu. Ama annem şahsıda tanıyordu. Anneme yalan mı söylemişti?

"Sen." Dedim ve geriledim. Sesimi ben bile duyamıyordum artık. Nolmuştu bağırıp çağıran Ayçin'e şimdi kendi sesini bile işitmez olmuştu. "Bunu nasıl yaparsın!" Gerilemiştim. Ondan uzaklaşmaya başlamış geriliyordum. Tekin'in de benden bi farkı yoktu. Gözlerinde acı okunuyordu. Bana yaklaşıyordu sadece. "Ayçin dur. Daha hiçbir şey anlatmadım." Ne diyordu bu. Birde onu mu dinleyecektim. "Kes sesini. Hemen, hemen polisi arıyorum." Hıçkırık, bir hıçkırık ve bir tane daha hıçkırık. "Yaklaşma bana. SAKIN."

Dinlemedi. Bana acıyan gözlerle daha çok bakmıştı. "Bak lütfen bir kere dinle beni." Yalvaran gözlerle bakıyordu ve birde acıyan. Bana acıyor muydu? Ben acınacak biri miydim? Hayır, ben çok güçlü biriydim ya da kendimi kandırıyordum.

"Polisi arayacağım şimdi sende ben öldür...düm diyeceksin." Hızlı ama bir o kadar da sessiz çıkan sesime karşılık elimden telefonu ne ara yaptığını anlamadığım bir şekilde almıştı. Bana yaklaşan bedenini tek elimle itmeye çalıştım. İterken hem ağlıyor hemde bağırıyordum. Hareket bile etmemişti. İki elimle itmeye çalıştım hiçbir şey olmamıştı. "Bak sadece beni birazcık dinle." Dedi. Sesindeki titreme belli oluyordu.

"Ne anlatacaksın NE. Babamı nasıl..." Devamını getiremedim kahkahalar atmaya başlamıştım. Evet gerçekten deliriyordum.

"Baban iyi biri değildi Ayçin." Dedi. Titreyen sesi aksine bu sefer çok sinirli tonla söylemişti.

"BENİM BABAM ÇOK İYİ BİRİYDİ!" Diye bağırmıştım. "Burada kötü olan varsa o da sensin Tekin." Bu sözüm üzerine sarsılmıştı. Ellerimin itikleyerek sarsamadığı adam tek bir cümle sarsılmış geriye gidiyordu. "Ben." Dedi. "Ben kötü biri değilim."

Küçük bir çocuk gibi ağlıyordum. Bazen ağlamak rahatlatıcı olurdu öyle değil mi? Bazen utanç verici ve bazende sinir bozucu.

Benden uzaklaşan vücuduna baktım öylece. Şuan uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Kaçsam yakalar mıydı? Heyecana gerek yoktu. Buradan dışarı kaçmaya çalışsam yakalayacaklarına emindim. Sağıma baktığımda tuvalet karşıladı beni. Soluma baktığımda ise bir oda vardı. Kapısı açıktı. Gözlerim kapıdaki anahtara ilişti ve ne olduysa saniyeler içinde oldu.

Soluma dönüp koşar adımlarla odanın kapısından tutup kapatmıştım kapıyı. Kapatır kapatmaz kiliti çevirmiştim.

İçerdeyim. Güvendeydim.

"Beni dinlemelisin." Diye bağırıyordu içeride Tekin. Bunu birkaç dakikadır tekrarlıyordu. Yere oturmuş sırtımı yatağa yaslıyordum. Başım öncekilere göre daha fazla ağrıyordu. Tekin yine dinlemeden kaçamazsın diyordu ki göz yaşlarım ve hıçkırıklarım onu duymama izin vermiyordu. İğrençti. Ağlamak çok iğrençti. Göz yaşlarına hakimiyet kuramamak fazla iğrençti.

Cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki susmuştu ya da benim sakinleşmemi bekliyordu.

Oturduğum yerde bacaklarımı karnıma doğru çektim. Kafamın içinde dönen melodiyle gözyaşlarım yavaşça akmaya devam ediyordu. Her zamanki gibi.

Hayat acımasızsa bu benim suçum muydu? Her şeye göğüs germeye, ayakta durmaya çabalamak zorunda mıydım?

Evet.

Bu benim tercihim değildi ya da hiç birimizin, bu hepimizin kaderiydi.
Ve bu oyuna devam etmeliydim. Kaçmak bu zamana kadar işe yaramamıştı, yaramıycaktı. Üstüne gitmek zordu, daha da zorlaşıcaktı. Ama ne olursa olsun çabalamam lazımdı.

Çünkü bu keder sarmaşık gibi her tarafımı sarmalamıştı.

Ağlamalarımı durdurmaya başlayınca oturduğum halıdan kalkıp bazı yerlerinde çatlaklar olan aynanın karşısına geçtim. Ağlamaktan koyulaşmış kahverengi gözler, kabarmış siyah saçlar, şişmiş kiraz rengi dudaklara bakıyordum. Kendisi ile barışık olamayan benimle.

Hikayelerin yarım kalmaması dileğiyle ,)

Bu benim değil,
bizim hikayemiz.

Hikayemizi yükseklerde oluşuna şahit olmak için oy verir misiniz?

UzunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin