Bölüm 8: Dert Ortağı

244 35 21
                                    

"Her şeyi bilmek her zaman iyi midir, diye sorduğunu hatırlıyorum bana. Her şeyi bilmek her zaman iyi değildir. Bildiklerim bana yeni kararlar aldırır, bildiklerim beni korkutur. Bildiklerim üzerimde harekete geçme sorumluluğu yaratır. Oysa, bu uçsuz bucaksız evrende göğsümü yırtık bir kağıdı buruşturmuşlarcasına küçük hissederken, biri bana kalkıp bir şeyleri bilmem gerektiğini söylemeliydi.

-Orion / Almina Taner-

*****


Elindeki muzlu sütü kafasına dikip bir yudum aldıktan sonra yüzünü buruşturdu. İçinde muz aroması olan her şeyden nefret ediyordu. Fakat ona eşlik etmek istemişti. Jimin'in aksine Jungkook herhangi bir iğrenme belirtisi göstermeden sütünü içiyordu, eh sevdiği bir şeyi içerken kimse yüzünü buruşturmazdı zaten.

Derin bir nefes alıp Jungkook'a çaktırmamaya çalışarak süt kutusunu oturdukları bankın gerisine itti. Onun bu hareketi yaptığı her şeyin farkında olan Jungkook'u güldürse bile Jimin omuz silkip sütü tamamen yanlarında duran çöp kutusuna attı. Yakalanmıştı zaten, saklamasına gerek yoktu.

"Yani diyorsun ki ihtiyacım olmasa bile bunu yapmak bana zevk veriyor."

Jungkook kafasını sallayıp onu onayladı ve sütünden bir yudum daha aldı.

"Bu bir hastalık mı acaba?"

Jimin kendi kendine mırıldanıp önlerinde duran çocuk parkına gözünü diktiğinde Jungkook konuşmaya başladı.

"Öyle, bir hastalık. Ama ben hiç doktora gitmedim bunun için. Bu yüzden net bir teşhis konulmadı bana."

Jimin'in kaşları anladığını belli etmek için havaya kalktığında başını sallayarak onu onayladı.

"Acaba bir doktora söyleseydin seni tutuklamaları için polise verir miydi?"

Jimin gerçekten merakla sorduğunda Jungkook kafasını çevirip 'ciddi misin' dercesine ona baktı. Bu Jimin'in masumca gülümsemesini ve omuzlarını kaldırıp indirmesini sağlamıştı. Jungkook onun bu şapşal hallerine bir kez daha güldüğünde içinde nedenini anlamadığı bir rahatlık vardı. Biriyle gerçek anlamda ilk defa dertleşmenin(?) ve bunu yaparken hiçbir şekilde yargılanmıyor olmasının getirdiği bir rahatlık.

"Peki bunu neden yapıyorsun? Yani, maddi durumun iyi ve çaldığın hiçbir şeye ihtiyacın yok. O zaman niye, bu hastalığı ne tetikliyor olabilir?"

"Psikolog değilim Jimin, nereden bilebilirim ki?"

Jimin dudaklarını büzüp ayaklarını ileri geri sallamaya başladı.

"Sonuçta az çok bir şeyler tahmin ediyorsundur."

Jungkook bir süre düşündü. Bu soruyu kendisine hiç sormamıştı.

"Bilemiyorum. Bunu ilk yaptığımda henüz yedi yaşında bir çocuktum. Komşumuza misafirliğe gitmiştik ve evin benim yaşımdaki çocuğundan babasının hediye ettiği arabayı çalmıştım. Halbuki benim odamda ondan çok daha iyisi vardı."

Jungkook gülüp başını kucağına eğdi. Jimin onu öylece izlerken ayaklarını sallamayı bırakmış Jungkook'un konuyu getireceği yeri bekliyordu.

"Eve döndüğümüzde oyuncağı çöpe attım, benim için bir değeri yoktu. Fakat gecenin bir saati ailem beni birden bire uyandırıp çocuğun ailesinin onları aradığını ve oyuncak arabasını bulamadığı için ağlayıp uyumayı reddettiğini söylediklerini söylediler. Benim almış olabileceğinden şüphelenmişler, kısmen haklı olsalar bile aileminde bu şüpheye düşmesi ve gelip bana sorması o küçük aklımla beni çok kızdırdı. Onu alıp çöpe attığımı söylediğimde babamın gözlerime nasıl bir öfke ve iğrenti ile baktığını bugün bile hatırlıyorum."

Scenery ~{Jikook}~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin