Kucağında oturmuş sırtını göğsüne yaslayan sarı saçlı sevgilisinin boynuna yumuşak bir öpücük bırakıp gözlerini yumdu. Belki bir gün belki birkaç ay geçmişti sevgili olalı. Jimin'in yanındayken hayat bazı anlar durup sadece ikisi kalmış gibi ağır çekime alıyordu kendisini ama yine bazı anlar o kadar hızlı geçip gidiyorduki Jungkook ne kadar severse sevsin Jimin'e doyamıyordu. Derin derin kokusunu soludu ay parçasının. Eskisi gibi hissetmiyordu. Eskisi gibi heyecan arayıp yanlış şeyler yapmıyordu. Eskisi gibi kırıp dökmüyordu kimseyi. Kendisinden eskisi kadar nefret etmiyordu. Sevmeyi öğrenmişti, sevilmek nedir öğrenmişti. Jimin ona ihtiyacı olan her şeyi vermişti. Jimin onun ihtiyaç duyduğu her şeydi."Sevgilim?"
Jimin uzun süredir boynunda soluklanan çocuğa adını seslendi. Jungkook bunu alışkanlık haline getirmişti. Bazen sadece Jimin'in boynuna sokulur bir süre sonra kendisine engel olamayıp uyurdu. Jimin onun bu hallerini seviyordu. Baskın karakterinin kendi yanına gelince sıcak bir yuvadaymışçasına yumuşamasından çok hoşlanıyordu. Jimin onun katettiği yolların farkındaydı. İyileşmeye çatıştığının ve gerektiğinden fazla çabaladığının farkındaydı. Jungkook tedavi olmaya başlamıştı. Ailesiyle kaldığı, kendisine ev gibi hissettirmeyen dört duvar içindeki o yapıdan çıkıp kendi evine taşınmıştı. Her ne kadar Jimin'i yanına taşınması için ikna etmeye çalışmışsada sarışın henüz erken olduğunu söyleyip onu kibarca reddetmişti. Jungkook'la olduğu hiçbir anı öylesine yaşamak istemiyordu. Tadını ala ala, yavaş yavaş ve birbirlerine doya doya sevmek istiyordu onu. Jungkook ise Jimin ne derse, ne isterse ona tamamdı zaten. Yeter ki o mutlu olsundu.
"Hm?"
"Uyuyacak mısın?"
Jungkook dudaklarının ucundaki boyna ufak bir öpücük daha kondurup başını kaldırdı. Bu öpücüklerin sonu hiç gelmeyecek gibiydi. Temas etmekten hoşlanmayan birinin bir insanın tenine böylesine bağımlı olması normal değildi.
"Hayır. Bu sefer değil."
Jimin memnuniyetle gülümseyip kucağındaki bilgisayarın ekranına döndü. Ne zaman film izlemek isteseler Jungkook çok geçemeden uyuya kalıyor ve Jimin onsuz izlemek istemediği için filmin sonunu asla getiremiyordu. Jungkook bu sefer kararlıydı. Film izlemeyi hiç sevmese bile Jimin için katlanabilirdi.
Öyle de olmuştu. Bir saatin sonunda Jimin Jungkook'un boynuna sarılmış gözyaşı dökerken Jungkook derin bir nefes bıraktı. İçinden keşke uyusaydım diye geçirirken Jimin'in saçlarını okşamaya devam etti. Jimin ani bir hareketle onun göğsünden uzaklaşıp işaret parmağını yüzüne doğru sallarken konuştu.
"Bana bak! Beni bırakıp gitmeyi aklının ucundan geçirirsen seni gittiğin yerde bulur önce bir güzel döver sonra da siler atarım."
Jungkook bıyık altından gülümseyip ellerini Jimin'in yanaklarına koyup dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.
"Yaparsın aşkım biliyorum. Ama benim seni bırakmaya niyetim yok. Çok seviyorum hem, nasıl bırakayım?"
Jimin öpücüğünde etkisiyle sersemce gülümseyip yüzündeki ıslaklığı silen ellere daha çok yaslandı.
"Ben de seviyorum."
Jungkook başını sallayıp onayladı onu. Kızarmış yanaklara bakıp iç çekerken mırıldandı.
"Biliyorum. Sayende öğrendim bir insan nasıl sevilirmiş. En güzel sen öğrettin."
"Canımsın sen benim."
Jimin kollarını iki yana açıp sıkıca sarıldı Jungkook'a. Yetişebildiği her yere sevgi dolu öpücüklerini dizerken gözleri dolu doluydu ama aldırmadı. Belini sıkıca saran ellere kendi ellerini koyup sıkıca tutundu. Kafasını kaldırıp Jungkook'un keskin çene çizgisine dudaklarını yaslayıp biraz soluklandı. Birkaç saniye sonra yavaşça geri çekildi. Gözlerini birbirine kenetleyip dolu gözlerine inat gülümsedi kocaman.
"Bana can veren sensin. Yaşamam için sebepsin, umutsun. Evimsin, odamsın, yatağımsın. Güvende hissettiğim yersin. Bir anda çıktın karşıma. Kafamı karıştırdın aylarca. Öylesine bir insan olmadın hiç benim için. Sürekli aklımdaydın. Sonra beni sevdiğini fark ettim. Her şeye rağmen seni sevebilmek istedim. Sevdim, çok güzel sevdim, seviyorum, seveceğim. Nefesimsin sen benim. Nasıl yaşarım sensiz? Çıkar aklından o düşünceleri. Aşkımsın sen benim. Aşık olduğumsun."
Jimin gözlerini elinin tersiyle silip Jungkook'un bacaklarının arasına iyice yerleşti. Orada kendine yer edinip yüzünü göğsüne yasladı. Kalbinin sesi kulağının altında çarparken huzurla yumdu gözlerini. Jungkook'un onca cümlesine karşılık söyleyecek tek bir kelimesi bile yoktu. Ama önemli değildi. Yüzünü çevirip kendisi için atan kalbe dudaklarını yasladı. Sevgi dolu öpücükten sonra tekrar eski haline dönüp gözlerini yumdu. Jungkook'un kollarında uyuma sırası Jimin'deydi.
"Güzelce uyu bebeğim, ben hep buradayım. Seni seviyorum."
*****
Son:)
Sonuna kadar benimle olduğunuz için teşekkür ederim. Başta öylesine isimlerle yazdığım bu kurgu zamanla Jimin ve Jungkook'un hikayesine dönüştü. Erken bir final oldu ama yoğun bir tempoya girmek üzereyim ve finale en yakın olan kurgum buydu bu yüzden final olma hakkını bu kurgu kazandı.
Tadında kalsın.
Sevin, sevilin. Aşkta cesur olun.
Umarım zevk almışsınızdır. Uzun olacak diye başlayıp mini bir fic olarak biten kurgumdan hepinize selamlar! Hoşça kalın ♥️
Lunastelll🌙⭐️
25.09.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scenery ~{Jikook}~
FanfictionJungkook, hırsızlık yapmak için girdiği evde güzelliğiyle kendisini büyüleyen gencin ona karşı duyguları olduğundan bihaberdi. "Bir öpücük seni sevdiğim için ve bir öpücük beni sevdiğin için." °Jikook °Minific Başlangıç Tarihi:29.01.2022