18. Bölüm Düğün Töreni

14 1 0
                                    

     Ömrümün en uzun günü sona ermişti. Banyodan sonra Kayden odama kocaman bir plazma getirtti ve adını bile bilmediğim romantik bir film izlerken Kayden'ın kollarında uyuya kaldım. Kediler de üzerimizde uyumuşlardı. Gerçi Kayden kedilerin üzerimizde uyumasından pek memnun sayılmazdı ama ben onları çok sevmiştim. Her uyandığımda Kayden'ın beni sevgi dolu gözlerle ve endişeyle izlediğini görüyordum. Beni dudaklarımdan öperek, yeniden uyumam gerektiğini söylüyordu.

     Sonraki sabah Kayden yanımdan gittiğinde onu düğüne kadar görmeyeceğimi biliyordum. Comet ve Dipper birbirlerine sokulmuş oturuyorlardı. Yin ve Yang gibiydiler. Belki onlara Yin Yang demeliydim.

     Lola ve Miley'in teklifimi kabul etmelerine memnun olmuştum. Mira'ysa baş nedimem olmuştu. Düğün provasına yarım saat ve asıl törene de altı saat vardı.

     Endişe ve cesaretle karışık tuhaf bir ruh hali içindeydim. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Provaya yirmi dakika kala Kayden yanıma gelip düğünün nasıl olacağını anlattı. Bu düğünün, insan hayatımdaki düğünlerden çok farklı olacağına emindim.

     Önce seçtiğimiz giriş müziği çalacaktı ve Sydney misafirlerin arasındaki yoldan aşağıya doğru yürümeye başlayacaktı. Nedimelerimse James'i takip ederek, yolun sonunda rahibin yanında duran Molly ve Henry'e katılacaklardı. Henry ve Molly taçlarımızı taşıyor olacaklardı ve rahibin yanına geldiğimizde taçlarımızı takacaklardı. Taçlarımız takıldıktan sonra Kayden'la birbirimize bakacak ve birbirimizin boynunu ısırıp, kanını içecektik. Bunun ardından öpüşüp, her ikimizin kanının bulunduğu özel kâsede bekletilen yüzüklerimizi takacaktık. Kâseye bileklerimizden akan kan dolacaktı. Yüzüklerin üzerindeki kanı temizleyip, birbirimizin parmaklarına takacaktık. Bu bana gayet seksi ve romantik bir tören gibi gelmişti. Ve tören bu şekilde bitecek; yasal olarak kral ve kraliçe, karı koca olarak sonsuz hayatımıza başlayacaktık.

     Halen yataktaydım ve üzerimde pijamalarım vardı. Beş dakika içinde hazır olmam gerekiyordu ve ben gözlerimi kapatıp yeniden rüyalar âlemine dalmayı tercih etmiştim.

     Kapımın açıldığını duydum. "Eğer beni düğün provası için giydirmeye geldiyseniz, hiç uğraşmayın çünkü pijamalarımı çıkarmaya niyetim yok" diye seslendim. Gözlerimi güçlükle açıp, içeri kimi geldiğine baktım. Gelen annemdi ve elinde domuz kafası pofuduk terliklerimle converseler vardı.

     "Hangisini giyeceğini seç" dedi annem.

     "Kesinlikle terlikler" dedim, yatağımda doğrulup oturarak. Annem gülümseyerek yüzüme baktı ve hemen gelip boynuma sarıldı.

     "Provaya terliklerle gitsem olur mu?" diye sordum umutsuzca.

     "Sence olur mu?" diye sordum annem.

     "Bence olur, sorun da bu. Bunun için tam olarak hazır mıyım bilmiyorum" dedim.

     Annem gülümsedi, "Sen, vampir kraliçelerin en mükemmeli ve en güzel gelini olacaksın" dedi annem.

     Endişeyle anneme bakarak "Ya tabii..." dedim.

     Düğün provası kısa sürmüştü, kan kırmızısı tişörtümü ve kot şortumu giyip, converselerimi ayağıma geçirerek törenin yapılacağı şapele koştum. Kayden orada beni bekliyordu. Üzerinde kot pantolonu ve siyah bir gömlek vardı. Her zamanki gibi yakışlı ve kendinden emin görünüyordu. Beni kapıda gördüğünde gözlerimi devirip başımı çevirdim. Onunla evleneceğim gerçeği artık bir hançer gibi kalbime saplanıyordu. Bu gerçekti,sonsuz hayatımın en önemli gerçeğiydi ve sadece beş buçuk saat kutsal bir törenle gerçekleşecekti.

Sen Olmadan AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin