20. Bölüm Shana

11 1 0
                                    

Gerçeğin Rüyası

'Yer ne kadar soğuk' diye düşündüm. Yatakta değildim. Üzerimde pijamalarım vardı ve beyaz çini bir zeminde yatıyordum. Rüyada olduğumu o zaman anlamıştım ve yine gerçeği görüyordum.

"Neden burada okula gitmek zorundayım?" diye sordu biri. Onu tanıyordum. O, Shana idi. Shana insan hayatımdan arkadaşımdı, benim en iyi arkadaşımdı. Bir koridorda yürüyorduk, duvarlarda kilitli dolaplar vardı ve etrafta bizden başka kimse yoktu.

"Kime yakın olmalıyım?" diye sordu Shana. Kiminle konuşuyordu? Etrafta bizden başka kimse yoktu. Yürümeden önce, "İyi" dedi. Birine yakın olmanın anlamı neydi?

     Gözlerimi açtığımda kendimi çok yorgun ve hasta hissediyordum. Kayden da bana sarılmıştı. Bir dakika durup rüyamı düşünmeye başladım. Senaryoya geri döndüm. Bir koridor vardı, duvarlarda kilitli dolaplar vardı. Acaba bu okul anlamına mı geliyordu?

     Kayden'ın kollarından uzaklaştım ve yataktan indim. Yavaşça ilerleyip aynaya baktım. Saçlarım karışmıştı. Normalde gidip hemen duş alır, makyaj yapmaz ve üzerime rahat bir şeyler giyerek güne başlardım. Ama bu kez rahatlığımı bir kenara bırakmam gerektiğini biliyordum. Makyaj yapmam gerekiyordu, gözlerimin altı mosmordu.

     Duştan sonra, havluya sıkıca sarılıp, banyodan dışarı koşup Kayden'ın uyanık olup olmadığına baktım. Şanslıydım, uyuyordu. Hızla giysi odama gidip kapıyı kapattım ve iç çamaşırlarımı giydim. Saçımda havluyla giysilerime baktım. Eteklerin arasından siyah mini bir tane seçtim. Pembe, siyah bir tişört bulup, havlu sarılı başımdan geçirdim. Ayakkabı seçmem gerekiyordu fakat topuklu ayakkabıyla yürüyemeyeceğim kesindi. Düz bir tane bulup ayağıma geçirdim. Havlumu başımdan çıkarıp yere attım ve saçlarımı düzelttim. Annemin çekmecelere makyaj malzemesi koyduğundan emindim. Çekmeceler tıka basa makyaj malzemeleriyle doluydu. Önce fondöten sürdükten sonra, göz kalemi, rimel, göz farı ve biraz ışıltılı pudrayla makyajımı tamamladım.

     Giysi odamdan çıktığımda biraz olsun iyi görünüyordum. Kayden halen uyuyordu, gelinliğimse odanın bir köşesinde yerde duruyordu. Odadan çıkıp, merdivenlerden aşağı indim. Anne ve babamın uyanık olduğunu biliyordum, bu vampirlere özgü bir sezgiydi. Bu tür şeyleri hissedebiliyorduk. Aşağı indiğimde onları yemek odasında buldum.

     "Günaydın" dedim yanlarına oturarak. Hizmetçilerden biri bana kahve ve krema ikram etti fakat ben ekstra kremayı tercih etmiştim. Ekstra krema kandı.

     "Öğlene kadar uyursun sanıyordum" dedi babam.

     "Ben de öyle olmasını umuyordum fakat bir rüya gördüm" dedim bir dakika durup düşünerek. Belki de onlara hemen anlatmamalıydım. "Bir tür kâbustu... Tam olarak hatırlayamıyorum" dedim. Ailemin benim özelime ve onlara anlatmak istemediğim hiçbir şeye karşı benden hesap sormayacaklarını biliyordum. Bunun iki nedeni vardı: Birbirimize güvenirdik ve diğer insanları düşüncelerimden uzak tutmanın yolunu öğrenmeye başlamıştım.

     "Burada da eskiden olduğu gibi okula gidebileceğimi düşünüyorum. Burada da okul var ve bir bakmak istiyorum. Yani nasıl bir yer olduğuna bakabilirim belki..." dedim.

     "Bu çok hoş olurdu ama sanırım bunun için acele etmen gerekiyor. Lise sınıfları bu hafta yeni döneme başlıyorlarmış" dedi annem. Lise öğrencilerinin bir hafta gündüz, bir hafta gece okula gittiğini duymuştum. Yaşlı vampirler, bu şekilde alınan eğitimin daha iyi olduğunu düşünüyorlardı. Saate baktığımda on olduğunu gördüm. Okul başlamıştı.

Sen Olmadan AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin