15. Bölüm Mahzende Açılan Kapı

6 1 0
                                    

     Kayden'ın annesi Molly, cadılar âlemine tüm bu olanları anlatan bir mesaj göndermişti. Yanıt bekliyorduk ve ben lanetleneli iki gün olmuştu. Ama halen neler olduğuna bir anlam veremiyordum. Omzumdaki yarayı görebiliyordum ve onu düzeltecek hiçbir ilacın olmadığını, o yaranın üzerime lanet saçtığını biliyordum. İçime giren zehir yüzünden kana duyduğum susuzluk ve istek dinmişti. Kendimi ölümle yaşam arasında bir yerde, boşlukta hissediyordum. Arada açlıktan başım dönmeye başlamıştı ama henüz kendimi çok güçsüz hissetmiyordum. Üzerimde Drakula'nın laneti bile olsa, son iki gün benim için kötü değildi. Her şeyden önemlisi ailem yanımdaydı ve düğün hazırlıkları başlamıştı. Annemin modacı kabiliyeti sayesinde gelinliğim hazırlanıyordu ve benim tek bildiğim renginin beyaz olduğundan fazla bir şey değildi. Lola ve Miley ise anneme gelinlik konusunda yardım ediyorlardı.

     Müstakbel görümcem Sydney çiçek kız olacaktı. James'se yüzük taşıyıcı çocuk olacaktı ve ben de nedimelerimi seçmiştim. Austen, Kayden'ın baş sağdıcı olacaktı ve Miguel'le, Jiro da yardımcı sağdıçlardı. Jiro'nun kim olduğunu bilmiyordum. Evdeki herkes endişeliydi, bense her şeye rağmen soğukkanlılığımı korumaya çalışıyordum.

     Düğün hazırlıkları sırasında, ben de vampirler ve öte âlemler hakkında ders almaya devam ediyordum. Önce Cadılar Âlemi'ni öğrenmeye başladım. Elimde otuz sayfalık bir cadı kılavuzu vardı. Öncelikle Cadı Krallığı'na erkeklerin alınmadığını öğrendim. Orası sadece kadınların krallığıydı. Büyücülerin krallığı farklıydı. Cadılar ilaç bilimi ve iksirler alanında özellikle uzmandılar. Cadılar ülkesi kadınların hükmündeyken, büyücülükse sadece erkeklerin alanıydı ve sadece doğum töreninde yılda bir kez bir araya gelebiliyorlardı. Her yıl cadılar, büyücülerin bölgesine geçiyor ve bir büyücü seçip, gece onunla birlikte oluyorlardı. Bu birlikteliğin sabahı cadılar kendi diyarlarına göçüyorlardı ve dokuz aylık sürecin ardından bebek doğduğunda, eğer erkekse iki gün annesinin yanında kaldıktan sonra babasına veriliyor, eğer kızsa annesiyle kalıyordu. Soyları bu şekilde tükenmeden sürüyordu.

     Cadıların yaptıkları iksir ve ilaçlar hakkında öğrenmem gereken pek çok formül de vardı. Cadılar hakkındaki temel bilgileri aldıktan sonra, formülleri bir kenara bırakıp, müstakbel kocam hakkında düşünmeye başladım. Kayden, her ne kadar kaba ve zor biri gibi görünse de kalbinde bir yerlerde bana karşı gerçekten çok güçlü hisler beslediğini biliyordum. Üzerimdeki lanet için herkesten çok çaba harcayıp çözüm yolları bulmaya çalışıyordu. Cadılardan gelecek cevabı endişeyle ve sabırsızlıkla beklemeye devam ediyordu. Düğün detaylarıyla hiç ilgilenmiyor, tüm gün kendini kütüphaneye kapatıp, eski kitapların arasında çözüm yolunu bulmaya çalışıyordu.

     Annemse gelinlik için çalışmadığı ve Molly'yle çay içmediği zamanlarda, öte âlemler hakkında bilgi edinmeye çalışıyordu. Benim gibi özel ders almasa da, kendi çalışmalarıyla öğrenmeye devam ediyordu. Su Âlemi'yle yakından ilgilenmişti. Ben de cadılardan sonra Su Âlemi'ne yeni giriş yapmıştım. Babamsa Kayden'ın babası Henry'den eğitim alıyordu. Babam zaten insan hayatında da tarih ve krallıklar üzerine okumayı severdi. Henry'yle çok iyi anlaşmışlardı. Ailemin yeni hayatlarından memnun olmaları beni çok mutlu ediyordu. Müstakbel kayınpederim Henry'nin, babam için 'İyi adam, tam bana göre bir dost' diye düşündüğünü duymuştum, bu gerçekten ailelerimizin uyumlu olduğunu gösteriyordu. Annem de Molly'yle düğün ve diğer âlemler üzerine konuşmaktan çok keyif alıyordu. Günün büyük kısmını birlikte geçiriyorlardı. İkisi de bakımlı, kibar ve hoş giyinmeyi seven, ailesine düşkün, iyi eğitimli kadınlardı. Bu, iyi anlaşmalarını sağlıyordu.

Sen Olmadan AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin