Ofisimde oturmuş çalışırken telefonum çaldı. Resepsiyondan Ali "Can bey, 18 numaralı odadan Nina hanım sizin aramanızı istedi" dedi. Heyecanlanmıştım. Dünkü sauna deneyimi beni benden almıştı. 18 numarayı aradım. Uzun uzun çaldıktan sonra açıldı. "İyi günler efendim, ben Can. Beni istemişsiniz?" dedim. Telefonu açan Nina'nın oda arkadaşı, sauna partimize sonradan katılan Sevgi hanım idi. "Ninaaa" diye bağırdı içeri doğru "senin ayakçı müdür arıyor" diye seslendi. Biraz bekledikten sonra telefonu Nina aldı "aaa merhaba Can. Mesajımı almışsın. Meyve ve şampanya isteyecektik odaya". "Merhaba Nina. Tabi ki. 15 dakikaya getiririm" dedim.
Mutfağı aradım ve büyük bir meyve tabağı yapmalarını söyledim. Kendi özel dolabımdan da buz gibi iki şampanya alıp mutfağa geçtim. Hazırlanmış meyve tabağını da alarak 18 numaraya çıktım. Kapıyı Nina açtı. Yine enfes gözüküyordu. Halıların üstünde yalınayak dolaşıyordu. Ojelerinin rengi doğrudan birer cazibe merkezi havası veriyordu zaten. Beni içeri aldı, Sevgi hanım yatağında uzanmış tableti ile uğraşıyordu. "Hoş geldin ayakçı Can" diye seslendi yüzüme bile bakmadan. "Merhaba Sevgi hanım, hoş bulduk" dedim. Getirdiklerimi masaya koyduktan sonra sehpayı ikisinin yataklarının arasına koydum. Meyve tabağını sehpaya koyduktan sonra şampanyanın bir tanesini buz kovasından çıkartarak açtım ve iki kadeh doldurdum, sehpalarına koydum. Nina da yatağına uzanmış beni seyrediyordu. "Başka bir isteğiniz var mı?" diye sorduğumda Sevgi hanım yine tabletine bakarak "isteğimiz yok, emrimiz var müdür. Üstünü başını çıkar, iki yatağın arasına gir ve diz çökerek bize meyve ver. Her seferinde doğrul, al, offff sıkılırım ben" dedi. Gözlerim faltaşı gibi açılmış Nina'ya baktım. Nina da gülümseyerek başını onaylar şekilde salladı. Durum anlaşılmıştı, oda servisi köleleri ayaklarına gelmişti. Kenarda her şeyimi çıkartıp koltuğun üstüne koydum ve çırılçıplak şekilde sehpanın önüne yere diz çöktüm.
Birer çatala meyve saplayıp ikisine de uzattım ve şampanya kadehlerini ellerine verdim. Nina bana doğru ayaklarını uzattı ve gözleri ile işaret etti. Ben de hiç vakit kaybetmeden ellerimi uzattım ve yavaş yavaş masaj yapmaya başladım. Arada ikisine de meyve verip işime dönüyordum. Yavaşça eğilip Nina'nın ayaklarını öpmeye başladım. Sevgi hanım yan yan bakıp "aha, sapık müdür ayak yalamaya başladı" diyerek laf attı. Ben hiç istifimi bozmadan Nina'nın ayaklarına yumuldum. Dünyanın en güzel ayakları ağzımda iken başka şey gözüm görür müydü. Kadehleri boşaldı, doldurdum, meyveleri bittikçe verdim. Hem işimi yapıyor hem de Nina'nın ayakları ile sevişiyordum. İkinci kadehin ortalarında Sevgi hanım bana dönerek "hey ayakçı. Bırak şu ayaklara sakso çekmeyi de şurada işe yara" dedi ve yorganın altından bacaklarını açarak içeri girmemi işaret etti.
Yorganın altından yılan gibi içeri süzüldüm ve bacak arasına geldim. Elini yorgan altına sokup saçımdan tuttuğu gibi yüzümü kutusuna yapıştırdı. Aşağıda karanlıkta köpek gibi yalıyordum kutusunu. Hem bastırıyor hem inliyor hem de kısrak gibi hareket ediyordu. 5 dakika sonra ağzıma boşaldı. Sonra eli ve ayağıyla itti beni dışarı. Üstünü başını düzeltip bir sigara yaktı ve kadehini eline aldı. "Nina, bu ayakçı sapık iyi am yalıyor ben sana diyim" derken Nina "Bakarız şimdi" diye kahkahayı bastı. Ayağa kalktı ve camın önünde duran tabureyi işaret ederek "başını şuraya yasla bakalım" diye talimat verdi. Taburenin yanına gittim, yere oturup ensemi yasladım oturulacak yerine.
Nina yaklaştı, bornozunu sıyırıp yüzüme oturdu. Arka deliği burnuma, kutusu ağzıma gelecek şekilde yerleşti. Nefesimi kesmişti. "Hadi başla bakalım. Ara sıra sana nefes almana izin vereceğim" dedi. Kutusunu yalarken ara sıra hafifçe doğruluyor burnumla da nefes almama izin veriyor, hatta arka deliğini dudaklarıma yapıştırıp orayı da emip yalamamı sağlıyordu. Tam onun ön ve arka delikleri ile ilgilenirken taş gibi olmuş aletimin üstünde Sevgi hanımın ayak parmaklarını hissettim. "Ooo maşallah, bu arkadaş coşmuş. Şuna bir ders verelim" dediğini duydum. Baskısını arttırıyor, hunharca aletimi parmaklarının altında eziyordu. O canımı yaktıkça Nina beni daha çok nefessiz bırakıyordu. Ara sıra hele toplarıma tekme attıkça daha da acı çekiyor, üstüne nefes almaya çalıştıkça Nina beni daha da çaresiz bırakıyordu. Sevgi hanım bornozunun kuşağını çıkarmış benim alet ile toplara sarmış, çekiştirip durmaya başladı. Hem nefes alamıyor hem de aşağıdan acayip acı çekiyordum. Onlar benimle oynarken deli gibi eğlenirken bu oyun benim için bir işkenceye dönüşmüştü. Nina yüzümden kalkıyor, kuşağı kendi eline alıyor, Sevgi hanım yüzüme geçiyordu. Sevgi hanım 2 deliğini de köpek gibi yalatırken beğenmezse Nina'ya işaret ediyor, Nina da hem kuşağı sertçe çekiyor hem de aletimi ve toplarımı eziyordu ayağı ile. Aletimin ve toplarımın her yeri tırnaklarından yara olmaya ve rengi mora değişmeye başlamıştı. Hem Sevgi hanım hem de Nina yüzümde boşalmışlar ve beni resmen haşat etmişlerdi.
İkisi de yüzümle işlerini bitirince Sevgi hanım aletimdeki tasmamdan tutup beni çekiştirmeye başladı. Beni banyoya götürdü ve yüzüm duş kabinine gelecek şekilde yatırdı. Başıma geçti ve 2 ayağını ayırarak yüzüme işemeye başladı. "Ninaaa, buraya gel" derken ağzım burnum çiş içinde kalmıştı. Nina, omzunun arkasından bana bakıp gülüyordu. "Yana çekil bittiyse benim de var" dedi ve Sevgi hanım ile yer değiştirip yüzüme çöktü ve sıcak sıcak yüzüme işemeye başladı. İşi bittikten sonra ikisi de kabine girdiler ve suyu açarak bellerinin altını yıkadılar. Kendilerini yıkarken benim de yüzüme suyu tutup kahkahalarını basıyorlardı. Yıkama işleminden sonra çıkıp gittiler. Ben de iyice temizlendikten sonra odaya geldim. Nina "hadi giyin ve git. Şimdilik seninle işimiz bitti. Sıcak şampanyanı da içtiğine göre bizi yalnız bırak" dedi. Sevgi hanım da yattığı yerden kutusunu tutup bana "şampanya şişen burada sapık müdür, seni çağırınca gelir yine içersin" diye güldü. En sert oda servisi hizmetim olmuştu benim için. Şimdilik ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nina'nın Bakımlı Ayakları
Fanficİzmir'in en güzel ayaklı kadınlarından biridir Nina. Alımlı, zeki, güzeller güzeli. Onun ayaklarına olan aşkın bir hikayesi bu... Hikayelerin yıldızı: @ninasfeet.toes