Bu bölümü beni yorumlarıyla ve pozitifliğiyle beni yalnız bırakmayan fyz---14
İthaf ediyorum.Güneş sarı tepelerin ardından yükselip tüm ihtişamıyla mavi gökyüzünü süslerken yatağında hafif gerinerek dün akşam mutlulukla yumduğu gözlerini araladı Murat. Her yeni bir gün yeni bir umutsa eğer, dün akşam yaşadığı o mutluluk umut etmeye değerdi. Bir günlük ömrü olan bir kelebek bile yarınından umut kesmeden kanat çırpmaya devam ediyorsa elbet Murat da umutsuzluğa kapılmayacaktı. Hayat şartları onu ne kadar zorlarsa zorlasın o yine de mücadele edecek, Meryem için, kendi için ve mutlu yarınları için umut etmeye devam edecekti. Kararlı bir şekilde yataktan kalkıp kıyafetlerini giyindikten sonra odasının perdelerini açıp içeriye temiz havanın girmesi için pencereyi açtı. Açar açmaz yüzünü okşayan hafif bir esintiyle birlikte tandırlıkta pişen taze ekmek kokusunun odaya doluşmasıyla gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Yağmurdan sonra toprak kokusu, bir de taze ekmek kokusu gibisi yoktu. İnsana huzur veriyordu. Karnı açlıktan guruldamaya başlayınca gözlerini tekrar açıp pencereyi kapattı. Aldığı kokuya bakılırsa annesi tandırda yine ekmek yapıyordu. Mutfağa gidip buz dolabından bir tepsinin üzerine bir kase çömlek peyniri, bir kase de zeytin çıkardıktan sonra ocakta kaynamakta olan çaydanlıktan iki bardak çay koyup tandırlığın yolunu tuttu.
Güler oğlunun iyileşip eve dönüşünü kutlamak için sabah erken kalkmış tandırlıkta katmer yapıyordu. Hem de Murat'ın en sevdiği tahinli olanından. Kapıda bir gölgenin belirmesiyle başını hamur açtığı ekmek tahtasından kaldırıp kimin geldiğine baktığında, zeytini, peyniri ve çayıyla birlikte Murat'ı görünce gülümseyerek başını salladı. Ne zaman katmer yapsa hep aynı şeyi yapıyordu Murat. Çayını peynirini kapıp tandırlığa gelirdi sofranın kurulmasını beklemeden. Yüzüne sahte bir ciddiyet takınarak "Yine mi bekleyemedin?" dedi tahtanın üzerindeki hamuru oklavayla açarken.
"Bekleyemedim Vallaha... sen neler döktürmüşsün yine güzel anam? Kokusu benim odama kadar geldi."
"Katmer yaptım. Tahinli. Sen seversin diye."
"Eline sağlık gül yüzlü anam benim." diyerek yere çöktü Murat ve Güler'in pişirdiği katmerlerden birini önüne çekip üzerine peynir serperek dürüm yaptı. Vakit kaybetmeden katmer dürümünü ağzına götürüp ısırdı ve ardından gözlerini kısarak sıcak çayından bir yudum aldı. İlk lokmasını daha yutmadan tekrar iştahlı bir şekilde katmeri ağzına götürürken "Ben ne olsa yerdim anam, niye zahmet ettin?" dedi ağzı dolu bir şekilde.
Güler kendi çayını yudumlarken oğlunun bu iştahlı halini sevgi dolu bakışlarla takip ediyordu. "Ne zahmeti oğlum, hastane yemeklerini yiye yiye zayıfladın, güçten kuvvetten düştün. Boğazına iyice bak da vücutun kendine gelsin." dedi. Ardından gülümseyerek "Yakında damat olacaksın." diye eklediğinde Murat yemesine ara verip "Para bulursam olacağım." dedi düşünceli bir şekilde. Güler bir süre ne diyeceğini bilemedi. Susup önündeki hamuru açmaya devam etti. Bütün birikimlerini hastane masraflarını ödemek için harcamışlardı ve maddi olarak bir ay içinde düğün yapmak çok zor olacaktı. Yine de olabildiğince pozitif olmaya çalışarak "Buluruz oğlum İnşallah, üzme kendini bu kadar. Bak, nişanınız oldu düğünüz de olacak elbet." diyerek Murat'ı teselli ediyordu ki Fırat "Oooh... bakıyorum da ağabeyim için yine katmer yapmışsın ana, bize yok mu?" diyerek içeriye daldı. Güler konuşmasını yarıda keserek Fırat'a baktı. "Olmaz mı oğlum, hepinize yetecek kadar var, gel otur sen de ye." diye eliye Fırat'ın yere çökmesi için işaret yaptı. Fırat gülerek annesinin yanına çöküp katmerlere yumulduğunda Murat da son lokmasını ağzına götürüp ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ara verildi: Bozuk Para - Sevda sınavı
General FictionBozuk Para kitabımın 2. Bölümü. Diğer kitap 40. Bölümden sonra buradan devam edecek. Meryem hayatının seçimini yapacak fakat bu seçim ona ne kadar mutluluk getireceğini gelin hep birlikte okuyalım.