2 Kasım 2018 Salı
Kasım ayına çoktan girdik günlük. Havalar berbat soğuk ve Taehyung yardımıyla bugün tüm kışlıklarımı indirdik. Bakma günlük her şeyi hallettik ama ben yine belirli şeyleri giyeceğim.
Yazılı olmayan bir öğrenci kuralıdır günlük. Eğer çok sevdiğin kombinlerin varsa suyu çıkana kadar o kombinleri giyersin ve diğer geri kalan giysiler dolabın bir köşesinde unutulur. İşin düşmedikçe hatırlamazsın bile.
Gelelim bugünün manşetlerine. Saat sabahın körüydü. Ciddi anlamda körüydü ve daha iki hafta olmasına rağmen Yugyeom doğum günü heyecanıyla geziyordu.
Ciddiyim bu arada günlük. Simsiyah giyen arkadaşım bugün rengarenk gelmişti resmen. Işıltısı gözümü kör etti.
Onun bu hali yüzünden Bambam bana o iyi mi diye bile sordu. İyi olduğunu söyleyip gülmekle yetindim.
Bugün ciddi anlamda sıkıntıdan ölebilirdim ki tüm ders boyunca grupta birbirimizle mesajlaşmıştık. Yarım kalan çizimlerimizi bitirmek için atölyeye indiğimizde kolumdan dolayı biraz marhamet görmüştüm.
Günün yıldızı Yugyeom kişisel kölem olmuştu. O kendine asistan diyordu ama bakma sen günlük. Köle demek daha zevkli. Bu yüzden köle.
Tuvalleri taşıyamadığım ve zorluk yaşadığım her anlamda Yugyeom bana yardım etti. Yeri geldi tuvalleri taşıdı yeri geldi boyaları sıkmamda yardımcı oldu.
Tüm gün onu böyle uğraştırdığım için biraz da suçlu hissediyordum. Kendi işlerini yapamıyordu benim yüzümden ama üzerimdeki baskı büyüktü.
Aralık ayına bir sergi açılması planlanmıştı. Bölümümüzden çok beklenti vardı. Okula dereceyle girmemiştim ama ilk yılımı fena bir dereceyle kapatmıştım. Bu fakülteye girmeden önce de yaptığım çalışmalarla adımı duyurmayı da başardım.
Ortaokul ve lise dönemlerimde arkadaşım yoktu ve pek konuşkan bir tip olmadığım için de kendimi resme çok vermiştim. Resim derslerinde hocadan sürekli övgü alan, ama sanki her zaman yaptığı şeymiş gibi basit bir teşekkürle övgüyü kabul eden götü kalkık tipler olurdu hep.
İşte o tip bendim günlük. Ortaokuldan itibaren dersime giren tüm resim hocaları beni bir şekilde yarışmaya sokmuştu. En büyük başarım da ortaokulun son yılı ülke çapında derece almamdı.
Canım ülkem sanata o kadar önem vermiyor olabilir ama mutlaka takip edenler vardı ve çalışmamdan etkilenenler çoktu.
Lisenin ilk yılı okullar arası bir yarışma yapıldığında yine dereceye girmiş ve bir kurstan ücretsiz yararlanma fırsatım olmuştu. Anneme yalvar yakar bir şekilde kursa gitmeye başlayınca yetenek üstüne teknik işlemiş oldum.
Ama sonralarda bunu bir hobi değil de iş haline getirmek istediğim için bu fakültenin sınavlarına girdim. Yetenek sınavlarında aldığım derece okula girmem için yeterliydi.
İlk seneden hocaların gözdesi olmuştum ve beni tanıyanlar bile çıkmıştı. Hoşuma gitmişti böyle olması.
Şimdiyse aralık ayı için olan sergiye yoğunlaşmıştık. Belirli kişilerden beklenti çoktu. Bunların başını da ben çekiyordum.
Şu ana kadar sergi için bitirdiğim resim çok azdı. Benim için koca bir bölüm ayıracağını söyleyen hocama o bölümün ziyan olacağını söylemiştim. Ama o bana geri dönüşünü o kadar büyük bir alanı kaplayan resimler yap o zaman diyerek yapmıştı.
Anlayacağın sıçmıştım günlük. İlham perileri inatla benden kaçıyordu ayrıca. Aklıma gelen en ufak bir şey bile yoktu.
Tüm bunların üstüne Yugyeom da benimle ilgilenmekten kendi çalışmalarına yönelememişti. Beni bırakmasını söylesem de biliyordum onun inadını. Asla benimle ilgilenmeyi bırakmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ DEAR DIARY ~
Фанфик"Sevgili Sikik Taehyung, Günlerden pazar ve ben pazarlardan nefret ederim. Ama şimdi düşününce, sanırım artık pazarı seviyorum."