17 Kasım 2018 Çarşamba
Gördüğün üzere büyük gün geldi de çattı günlük. Yugyeom'un doğum günü ve okula nasıl geldiğini sana anlatmazsam çatlarım.
Canım arkadaşım saçlarını boyatmış öncelikle. Saçları açık renkti artık. Karamelin biraz açığı gibiydi ve yine özene bezene giyinmişti. Şaşırmamıştık. Bu havada birde güneş gözlüğü takmıştı. Üstelik o koca çantasından da söz etmiyorum. Tüm gün boyunca sürekli makyajını tazeleyip durdu günlük.
Okulda çok bir şey olmamıştı. Asıl olay gece başladı.
Okuldan çıktıktan sonra Taehyung'la beraber eve geçtik. Kendimi direk banyoya attım günlük çünkü cidden banyosuzluğa daha fazla tahammül edemezdim.
Bu sefer Taehyung yardıma gelmedi günlük. Gerek olmadığını söylemiştim ve yoktu da. Kendim halledebiliyorum artık. Biraz zor ama o da hazırlanacak sonuçta.
Kazasız belasız çıktığımda Taehyung da kendisine ancak giyecek şeyler hazırlamıştı. Masama koyduğumuz küçük kutusundan takı ayarlıyordu. Bir sürü yüzüğü baka baka ayırdığında sırıtmama engel olamadım. Ellerine yüzük fena halde yakışıyordu günlük.
Dolabımın başına geçip benim de giyecek hazırlamam gerekiyordu çünkü yaklaşık üç saatimiz falan kalmıştı. Yol derdimiz yoktu çünkü kapıda buluşacağımızdan Yugyeom geçerken sizi de alırız demişti.
Bu arada saçlarım fazlasıyla uzadı günlük. Artık bağlayabiliyorum. Kestirmeyi düşündüm ama Taehyung manyak mısın dediğinde vazgeçtim günlük.
Saçlarımı güzelce taradıktan sonra altıma giymem gerekenleri giydim hızlıca. Çok cepli güzel ve bol bir alt seçmiştim. Üzerine yakası açık uzun kollu siyah bir üst giymiş ve belime bir de kemer takmıştım.
Yeni kemerler almam gerek günlük. Bunları ekstradan dele dele süzgece döndüler.
Üzerime de güzel desenli siyah bir ceket geçirdim. Ne de olsa içeride duracaktık günlük. Orası sıcaktı ve arabadan içeriye kadar da zatürre olacak değildim.
Taehyung'un yardımıyla önce onun verdiği kuş tüylü küpeyi, sonra da boşta kalanlara halka küpeleri takmıştım. Ardından boynuma hediye ettiği kolyeyi takmış ve üzerine bir de zincir geçirmiştim.
Saçlarım hala ıslaktı bu yüzden Taehyung'dan rica etmiştim ve o da biraz kremle saçlarımı şekillendirmişti. Tek elle çok zor oluyor inan günlük. Ama sonunda saçlarım dalga dalga olmuştu.
Biraz makyaj yapmak istediğim için ayna karşısına geçtim. Çok değil hafif kırmızımsı bir ruj, hafif pembe göz farı, kirpik diplerine biraz siyah far ve biraz da maskara. Bu kadardı işte. Hazırlanmam bir önceki sefere göre daha kısa sürmüştü.
Taehyung tam bir beyefendi gibiydi günlük. Zıt kişiliklerimiz beni benden aldı.
Saçları uzamıştı ama benimkiler daha da uzundu. Hafif dalgalanıyordu ve bunun için krem bile kullanmamıştı. Üzerinde beyaz bir gömlek, bej rengi bir yelek, yine bej rengi bir pantolon ve ceket giymişti. Aynı zamanda kahverengi kravatı üzerinde sarı detayları da vardı. Sol bileğine taktığı altın rengi saatten söz etmiyorum.
Benim gibi belirgin bir makyajı yoktu. Sadece dudaklarını renklendirmişti. Biraz da maskara vardı.
Evden çıkmadan önce küpesini aceleyle takmış ve bir eline de yüzük geçirmişti. Parfümlerimizden birer fıs sıktıktan sonra tamamen hazırdık ve ayakkabılarımızı giydik.
Üzerine giydiği uzun kabandan konuşmak istemiyorum bile. Özellikle de ayakkabı zıtlığımızdan. O deri bir klasik ayakkabı giyerken ben tabanlı siyah bir bot giymiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ DEAR DIARY ~
Fanfic"Sevgili Sikik Taehyung, Günlerden pazar ve ben pazarlardan nefret ederim. Ama şimdi düşününce, sanırım artık pazarı seviyorum."