18 Ağustos Cumartesi 2018
Sevgili günlük bugün cumartesi sabahı ve yanımda uyuyan Kim Taehyung ile uyanmıştım. Telefonum çalıyordu ve küfür ediyordum. Arayan atımdı.
"Ne var hyung? Daha sabahın körü."
"Ne zaman döndün? Dün arayacaktım yoğundum hasta da olmuşsun gevşek Yugyeom öttü bana."
"Döndüm işte hastayım sal beni uyuyacağım."
Telefonu kapatıp yastığın altına soktuğumda ancak aklıma bakmak ve adam akıllı bir şeyler yapmak geldi. Kim Taehyung yanımdaydı. Saat sabah ondu ve ben daha iyi hissediyorum ama ona dokunmadım günlük.
Jimin olayı canımı biraz sıkıyordu işte ve ben de kolay unutan birisi değilim biliyorsun. Kaç yıldır yanımdasın sonuçta günlük tanı bir zahmet beni. Ona kolay kolay yaklaşamam işte anla beni de.
Daha iyi hissetsem de biraz kırgınlık vardı üstümde. Hala halsizdim ve bedenim ağrı içindeydi, ateşim düştü denebilirdi. En iyisi kalkıp kahvaltı hazırlamaktı ama onun için önce bir şeyler almam gerekti.
Sessizce markete gidip kahvaltılık şeyler ve birkaç da donut aldım. Aceleydi işim günlük. Ama anlık olarak evli eşine bakıyormuş gibi de hissetmiştim. Çok karmaşık duygular içindeydim ayrıca.
Döndüğüm gibi mutfağa girdim. Bakma sakın öyle aslında iyi bir de aşçıyım ama üşeniyoruz işte. Hazıra alıştık günlük ne beklersin. Yoksa ben de bilirim döktürmesini. Bizi ne sandın canım günlüğüm?
O uyurken kahvaltı için hızlıca kahve bile yaparak eksiksiz bir masa kurmuştum. Gayet güzeldi bence günlük. Yumurta rulosu bile yapmış hatta ve hatta tüm hamaratlığımla çeşit çeşit sebzellerle süs yapmıştım. Yeni evli dersen seni şef bıçaklarımla doğrarım günlük.
"Jungkook? Manyak mısın sen? Hastasın ne işin var sabah sabah bunlarla?"
"Daha iyiyim merak etme sen beni. İlaçlar ve afiyetle yediğim kol kadar serumdan sonra mükemmelim. Gece de benimle kaldın diye bir şeyler hazırlamak istedim teşekkür gibi."
Masaya şaşkınca bakışı ve bir karış ağızla sandalyeyi çekip oturuşu çok tatlı gelmişti gözüme. Annemin zamanında aşçılık yapması ilk kez olmasa bile en güzel şekilde işime yaramıştı. Mutlu gördüğüm yüzü gün boyu beni mutlu etmeye yeter de artardı.
Kahvaltıda sohbet edip gülmekten aç kalmıştık çünkü yiyememiştik. Birimiz anlatırken diğeri dinliyor, biri konuşmaktan diğeri de dinlerken gülmekten yiyemiyordu. Ama kazasız belasız atlattık günlük.
Yanımda birkaç kez Jimin'e mesaj çekmişti hatta. Daha kalacağını yazdığını görmüştüm. Biliyorum gizlice mesaj okumak kötü ama zarar vermemişti sonuçta kimseye. Kimseye giren çıkan yoktu. Zamanla o da olur günlük, bizde bu libido varken o da olur korkma sakın.
Sonra beraber evde kalarak konuştuk çokça. İnanamazsın günlük dizine bile yattım. Detaylandırmazsam ölürmüşüm hemen detaya iniyorum.
Beraber koltukta film açmış ama tam izlemiyor yarı yarıya sohbet edip video izliyorduk bir yandan. Film ayağı göt ayağıydı yani. Ama mutsuz da değildim. Günüm yeterince mutlu geçiyordu ve ona bulduğum çok komik şeyleri gösteriyordum arada.
Tam onlardan bir tanesini gösterecektim ki aramızdaki mesafeden dolayı üstüne doğru çökmek durumunda kalmıştım. Amacım koluna yaslanarak yatmaktı ve amacımın sadece bu olduğuna yemin edip kutsal ne kitap varsa el bile basardım.
Ona yaslandığımda kolunu çekmesinden dolayı devrilmiştim ama ben devrilmişken açtığım videoya bakıp gülüyordu o. Evet gülmesi güzeldi ama o durumda da kolunu üstüme atmıştı. Kalbimi duysaydı utançtan yerlere girerdim ama onun yüksek sesli kahkahası bunu bastırmış gibiydi.
Gözünden akan bir damla yaşı silerken kendime ancak gelerek kalkmaya çalışıyordum. Ama o koluyla daha da bastırıp iyice yerleşmeme sebep olmuştu.
"Yat film izleyelim."
Bir şey demeden geri uzandığımda elleri saçlarımdaydı. Kalbim durmasa bile o an yaşamama engel olacak bir takım değişiklikler yaşanmıştı. Ayrıca parmak uçlarına nikotin sürdüğüne bile yemin ederdim çünkü ilkte bağımlısı olmuştum.
O an gözlerim öylesine doldu ki anlatamıyorum günlük ama bana annem ve Hoseok hyungdan başka kimse böyle dokunmamıştı. Yüzümü direk görmediği için birkaç damla yaş akıtırken o sadece saçlarımı seviyordu. İçimde uyandırdığı duygular ve yaşadıklarımdan bir haber olarak yaşıyordu ve ben korkmaya başlıyordum.
Ondan gelen bu sevgi ve şefkatin bağımlısı olup onun tarafından başlamamış şeylerin bitirilmesine dayanamazdım günlük.
Elleri saçlarımdayken uyuyakalmıştım ve uyandığımda da her şey güzeldi. Dizinde uyuduğumdan uyanırım diye hareket bile etmemişti ve televizyonda farklı bir film açıktı.
"Saat dokuz oldu bir hayli de uyudun. Hastasın diye galiba."
Ellerinin saçlarımda olmasından, parmaklarının verdiği huzurdan diyemedim.
"Sanırım öyle oldu."
Sonra da aç olduğumuz için bir şeyler yememiz gerektiğini söylediğinden mutfağa gittik ama tek yaptığımız şey hazır noodle oldu. Olsun günlük buna da şükür.
Daha fazla yanımda kalmak istediğinde bu kez ona karşı çıkarak eve yolladım. Bu gece yalnız kalmak istedim günlük. Hissettiğim huzur saçlarımda kalmışken ve o yokken açmak istedim kendimi. Bu yüzden yarım saat önce tüm boyalarımı çıkarttım, tuvallerimi ve paletlerimi açtım, fırçalarımı dizerek odamdaki küçük ışığı açtım ve üzerimdekileri değiştirerek hazırlığımı tamamladım.
Ne de olsa yarın pazardı günlük. Tüm gece bana ait ve ben artık çizmek istiyorum. Bu yüzden sana iyi geceler günlük bu gece bana ait. Bu gece bazı şeyler belli olacak ve düşünmek istiyorum.
Ona söyleyeceğim günlük. Zamanı gelince söyleyeceğim ve anlatacağım kendimi. Öğrenecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ DEAR DIARY ~
Fiksi Penggemar"Sevgili Sikik Taehyung, Günlerden pazar ve ben pazarlardan nefret ederim. Ama şimdi düşününce, sanırım artık pazarı seviyorum."