Ben de sana aynısından

7 1 0
                                    

28 Ağustos Salı

Chan'ın evden çıkma isteğine tüm gün karşı koymaya çalıştım. İnatçı herif yüzünden çıkmak zorunda da kaldım günlük. Yenildiğim için beni plaja götürmek istedi. Neyse ki çantam ona göre hazırdı.

Yolda Chan arabayı kullanırken ehliyeti olmasına şaşırmıştım. Chan'a da şaşırıyordum. Sanki Felix yüzünden kendini kahredip geceleri uykusu kaçan benmişçesine gülüyordu. Gülümsemesi ne olursa olsun bir şekilde oradaydı.

Yol boyu bana bir sürü şey anlattı günlük inanır mısın bilmem ama her yerde egzotik hayvan görüyorduk. Ben evde ve sokakta çığlıklar atarken onun sadece bakması çok komikti. Büyük olan ben, uzun olan ben, sert görünen ben ama çığlık atıp bir şeylerin arkasına saklanan yine ben.

Plaja geldiğimizde yanımda yüksek faktörlü güneş kremim olmasına dualar etmiştim. Günlük güneş öylesine parlak, öylesine yakıcıydı ki sanki koca kutuyu üstüme boşaltsam yine de yetmez gibi hissetmiştim. Berbat bir histi. Chan benim aksime hafif bir şeyler sürmüştü. Teninin biraz kavrulmasını istediğini söylemişti.

Geldiğimiz gibi üstünü çıkartıp tişörtünü atmıştı. Gayliğim biraz açık kalmış olabilir günlük ama umurumda değil. Canım arkadaşım sen nasıl bir cevhermişsin böyle...

Yanına gidip elimi karnında gezdirdiğimde sanki soyunan kendisi değilmiş gibi kaçıp eliyle kendini kapatmıştı. Yemeyiz Chan yemeyiz.

"Ya Jungkook sapık mısın? Öyle ellenir mi?"

"Yemedik korkma iyi çalışmışsın sadece. Kalite kontrol."

Gülerek bana geldiğinde anlamıştım bir bok olacağını günlük. Ama çok geçmeden bir ses duydum. Evet cenabetim biliyorum.

"Jungkook! Chan! Size Bambam ve kendimi getirdim!"

İyi bok yedin Yugyeom. Canım arkadaşım.

Sonra her şey öyle hızlı gelişti ki günlük. Bambam koşunca mal gibi ona baktım, Chan beni arkamdan sıkıca tutunca Bambam ayaklarımı tuttu ve Yugyeom da gelip tişörtümü çıkarttı. İki dakika sonra Chan kollarımdan, Bambam ayaklarımdan tutmuş ve iskeleye gitmiştik. Yugyeom arkadan bağırıp tezahürat yapıyordu.

İskele ucuna gelince Chan başını eğip bana baktı.

"Seviyor musun itiraf et bize."

"Neyi seviyor muyum?"

Yugyeom gülüp bana baktı.

"Kimi olacak o Jungkook kimi."

"Yugyeom mal mısın?"

Bu kez söze Bambam girdi. O olmasa olmazdı sanki günlük. Yugyeom yeterliydi bana.

"Taehyung işte seviyor musun?"

"Oğlum siz ne kafasındasınız?"

En son Chan ve Bambam göz göze geldikten sonra Chan'ın birden "Hadi atalım." demesi üzerine kendimi suda bulmuştum. Su sıcak diye beklemiştim ama değildi. Donmuştum resmen. Tam o sırada Chan yukarıdan bağırdı.

"Balığa falan dokunursan kaç! Burada her şey var!"

Daha sonra kendisi balıklama bir şekilde suya daldı. Benden uzakta dalmasına rağmen ayağıma dokunan şey yüzünden ani bir çığlık basmış, Chan'ın sözleri yüzünden de daha da korkarak son sürat en yakın merdivene yüzerek iskeleye geri çıkmıştım. Sonra ne gördüm peki biliyor musun günlük? Köpek balığı taklidi yapan Yugyeom adında bir mal. Evet koca bir mal.

İskeleye çıkıp tekrar suya baktım. Aşağıda bir şey var mı yok mu diye incelerken arkamdan itilmemle incelediğim suya düşmem bir oldu. Biraz su yutmama rağmen çıkınca elimi tutan elle gözlerimi açtım. Onun olmasını dilerdim ama eh işte. Hayat sana limon verdiğinde yapmak istediğin limonata için sıktığın limon bazen gözüne kaçabiliyordu. Elimi tutan Chan'dı.

~ DEAR DIARY ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin