3.Bölüm

67 3 0
                                    

"Hepimiz aşktan bahsedip dururuz öyle, ama acaba kaçımız bilir gerçekten ne anlama geldiğini?
Bilemezssin albayım bilemezssin..."

Sahi neydi aşk ? Kimine göre huzur, kimine göre acı , kimine göre hiç yok...

Ama çoğunluğun aşk diyerek bedenlerini tatmin etmeleri...

İnsan aşık olunca dokunmaya kıyamaz bence , kıymamalı..
Aşk kıyamamak olmalı , bakmaya kıyamamak , dokunmaya kıyamamak , sevmeye bile kıyamamak..

Allah'ım eğer bir gün aşık olursam dilediğim, hayal ettiğim gibi nasip et bana o hissi..

*

Uyandığım da alarm henüz çalmamıştı bile.

Nazlı horlayarak uyurken ona gülüp banyoya geçtim.İki gündür yıkamadığım saçlarım güzel bir temizliği hakediyordu. Güzelce duşumu alıp kıyafet seçmeye koyuldum.

Bugün biraz güzel gözükmek istiyordum. Altıma yeşil çizgili , beyaz kareli , okul eteğine benzeyen , biraz mini bir etek giymiştim.

Üstüme beyaz boğazlı triko bir badi ve lacivert , eteğin boyuna kadar uzanan kapşonlu bir hırkayla hoş olmuştum.

Beyaz spor ayakkabılarımı giyip Nazlı'ya hazırladığım kahvaltı ve notu da masaya yerleştirip evden çıkmıştım.

Bugün hava çokta kötü değildi hoş bir sıcaklık vardı . Önlerine fön çektiğim uzun saçlarım , sıcak rüzgarın esintisiyle yüzüme vuruyordu.

Henüz erken olduğu için yollar kalabalık değildi.

Ders saatime daha olsa da erkenden kütüphaneye gidip biraz ders çalışmak istiyordum.

Bir hukuk öğrencisi olarak , ders çalışmak yerine bol bol ezber yapıyor olsak da , avukat olma hayallerim yaşadığım zorluklara katlanmama yardım ediyordu.

Okula geldiğimde , bir iki öğrenci dışında pek kimseyi görmemiştim.

İkinci katta bulunan kütüphaneye giderken , tuvaletin önünde , Gamze, Demir ve onu görmüştüm. O günden sonra okula gelsede herkesin bakışı ona karşı değişmişti . İnsanlar katil olduğunu ve babasının gücüyle işten sıyrılan bir züppe olduğunu düşünüyorlardı.

Üstündeki siyah kapşonlu sweatshirt,siyah pantolonu ve deri postallarıyla çok karizmatik duruyordu. Sahi bu çocuk neden hep postal giyiyordu?

Gamze ve Demir ona alayla bişiler söylerken o tepkisizce onları izliyordu.

Demir "Gamze hadi gel gidiyoruz" desede, Gamze'nin on metre öteden bile Tugay'a yiyecek gibi olan bakışlarından gelmiyceği bariz belliydi.

Demir umursamayarak bahçeye çıkarken bende heyecanla bişiler anlatan Gamze ve tepkisizce onu izleyen Tugay'a daha fazla bakmayarak kütüphaneye yöneldim.

Kütüphaneye gitmek için onların yanından geçmek zorundaydım. Tugay'a bakmamak için kendimi zorlarken , Gamze'nin iğrenç sesini de duymak zorunda kaldım.

"Bence bu konuları kapatıp akşam bana geçmeliyiz kimse bilmese de olur ne dersin Tugay?" Gamzenin iğrenç konuşmasıyla sinirle durdum.

Koridordaki büyük vazoya çarpmam bakışlarını bana çevirmelerine neden olmuştu.

Bu kadar sakar olmak zorundamıydım ben ? Koskoca koridorda sadece üçümüzün olmasıda cabasıydı.

"Hayırdır Alen bizimi dinliyorsun sen?" Gamzenin sinirli konuşmasıyla ona bakmayarak bakışlarımı Tugay'a çevirdim. Dümdüz mimiksizce bana bakıyordu.

SEVGİLİ KÜÇÜK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin