"Bakın bu çocuk sevgilisini öldüren bir ruh hastası, dikkat edin sizi de öldürüp sonra babası sayesinde kurtulmasın."
Dayak yemiş olmanın verdiği sinirle , öfkeyle konuşan Demir' in bağarışlarını dinliyordu insanlar.
Herkes Tugay'a şaşkınca bakarken, Tugay sinirle Demir'e yaklaştı , tekrar vurucağını düşünürken kulağına birşeyler fısıldayıp okuldan dışarı çıktı.
Onun çıkmasıyla bende peşinden gitmeye karar verdim. Nazlı arkamdan çağarsada cevap vermedim .
Onu ilk gördüğüm yolu tercih etmişti. Bende arkasından gidiyordum. Girdiğimiz sokakta ki tek ses , onun postallarının yere vurma sesiydi .
Beni henüz farketmemiş olsa gerek arkasına bakmamıştı. Sahi ben niye onun peşinden gidiyordum?
İlerdeki eskimiş banka oturmuştu. Burası gerçekten ıssızdı ve hava buz gibiydi. Gerisinde kalıp onu izlemeye başladım.
Cebinden çıkardığı sigarayı yakıp dudaklarına götürürken yüzümü buruşturmadan edemedim.
Ne buluyorlardı bu saçma şeyde anlamıyordum. Alkol ve sigara içen insanların hep kendini savunduğu "sorunlarım var o yüzden içiyorum iyi geliyor" lafını da komik buluyordum.
Allah'a dua etmek yerinde çareyi böyle saçma sapan şeyler de bulduklarını sanmaları , her türlü yaptıkları , yanlışı , sorunları olduğu için yaptıklarını iddia etmeleri, Allah rızası için hiçbisi yapmayıp bide utanmadan isyan etmeleri , gerçekten iğrençti.
"İnsanlara bu kadar nefretle bakmamalısın küçük." düşüncelerimden onun sesiyle uzaklaştım.
Bankta oturmuş , tepkisiz bir yüz ifadesiyle, bana bakıyordu , bense karşısında ayakta dikilmiştim.
"Nefretle bakmıyordum . Ayrıca bana küçük diye hitap etmekten vazgeçer misin? Benim bir ismim var." Duygusuz bakışlarını alay almıştı.
"Benimle tanışmak istiyorsun yani?" Şaşkınca ona baktım cidden bunu nasıl çıkarabilmişti?
"Sürekli karşıma çıkan sensin , bence tanışmak isteyen kişi ben değilim." dedim . Zafer kazanmış bir gülümsemeyle.
Bakışları gülerken çıkan gamzeme kaymıştı. Sonrasında hiçbir mimik olmayan suratıyla konuştu.
"Benden uzak durman gerektiğini anlamamış gibisin . " anlamsızca ona baktım.
"Neden uzak durmalıyım?" acı bir tebessümle bana baktı ve ayağa kalktı, adımları yanımda durdu ve kulağıma yaklaştı.
Kokusu naneyle karışık kahve gibiydi ve adlandıramadığım bir koku daha vardı. Kahretsin , çok güzel kokuyordu.
Buz gibi sesiyle fısıldadı , "Yanlış sulardasın küçük." elindeki sigarayı yere atıp , ayakkabılarıyla söndürüp yanımdan uzaklaştı.
Az önce okulda duyduklarımdan sonra ondan korkmam gerekirken neden peşinden gelmiştim? Neden bu kadar hızlı atıyordu kalbim ve neden donup kalmıştım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİ KÜÇÜK
Teen FictionKafamı kaldırıp gökyüzüne bakıp gülümsedim . Karanlığı güzelleştiren yıldızlar ne kadar asil duruyorlardı . Kendini karanlığa bırakmış gökyüzüne umut olmuşlardı sanki , gökyüzü hala karanlıktı ama yalnız değildi onu güzelleştiren yıldızlar vardı... ...