Eve geldiğimde kendimi direkt odama atmıştım. O kadar şube varken onunla aynı sınıfa düşmem beni sinir ediyordu. Sınıf değiştirsem onun gözünde korkak olarak görünceğimi biliyorum ve korkak görünmek de hiç istemiyordum. Hayır, korkmuyordum. Bugün sınıfa gelen o Lal denen kızın konuşma tarzı, giyimi, davranışları her şeyi belli ediyordu.
Dün gece o kadar seni bekledim, neden gelmedin? Aralarında bir şey vardı. Aşk denir miydi? Hayır, aşk değildi bu. Kızın görünüşü tam olarak tek gecelik kızlara benziyordu. İnsanları tek sefer de çözerdim ve bunda da yanılmadığıma eminim.
İlk defa, ilk defa yanılmak istedim.
Ben İstanbul'a gelmeden önce de Uras ile bir şey yaşamış olması büyük olasılıktı. Lal dışında başka kızlar da olabilir miydi? Bunları düşünmek istemiyordum ama dolusuna anımın olduğu birisiydi Uras.
Ve ben isteyerek ayrılmamıştım. Zorunlu kalmıştım ve o benim o süreçte neler yaşadığımı kesinlikle bilmiyordu. O süreç o kadar zor bir süreçti ki... Ve ben o süreçten daha zor bir sürece girdiğime adım kadar emindim. Çünkü o benim yanımdaydı, sesi yakınımdaydı, kokusu, nefes alış verişleri... Her şeyi ile yakınımdaydı ama biz bi o kadar da birbirimize uzaktık.
Ve bu en zoruydu.
Odamın kapısının açılması ile düşüncelerimden kurtuldum. Annem elinde bir meyve tabağı ile tam karşımda duruyordu. Bana gülümsedi ve tabağı çalışma masama koydu.
"Ders çalışırken yersin diye düşündüm annem." Eğildi ve dudaklarını saçıma bastırdı. Eğildi ve yüzüme baktı. "İyi misin sen? Yüzünün rengi atmış." Elimi alnıma götürdüm ve gözlerimi kapattım. Bir kaç derin nefes alıp tekrar anneme baktım.
"İyiyim anne, sadece biraz yorgun hissediyorum. Meyve tabağı için de teşekkür ederim." Annem elimin üstünü öptü ve odamdan çıktı.
Yatağımdan kalktım ve çalışma masama oturdum. Önümde duran fizik test kitabına baktım. O kadar hoş gelmiyordu ki... Resmen şu testleri çözerken eziyet çekiyordum.
Ağzıma bir tane mandalina attım ve nefesimi vererek test kitabının kapağını açtım.
****
03.55
Bakışlarım saate kaydı. Başımın ağrısı ile kafamı masama koydum ve gözlerimi kapattım. Kendimi iğrenç hissediyordum.
Yeni ev, yeni oda, yeni şehir, yeni okul ve ortam, eski sevgilim ile aynı okulda olmam ve en önemlisi gelecek kaygısı.
Yapamam düşüncesi kafam da yankı yaparken gözlerimi açtım. Ayağa kalktım ve odamdan çıktım. Annemin odasına girdiğimde annem de babam da uyuyordu.
Uyandırmak istemediğimi isteyince kapıyı sessizce kapattım ve odadan ayrıldım. Balkona yöneldim. Balkona çıktığımda minik koltuğa oturdum. Bacaklarımı kendime doğru çektim ve kollarımla bacaklarımı sardım.
Uras'ın evi bir üst sokaktaydı. Bakışlarım mahalle de gezindi. Sokak lambasının ışığı bizim evin önüne vuruyordu. Bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. Alttan gelen seslerle aşağı doğru eğildim.
Sokak lambasının ışığının yüzüne vurması onu çok güzel gösteriyordu. Kahverengi tonlarında olan gözleri gözlerim de gezerken nefesini verdi. Bakışlarımı kaçırmadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/332320421-288-k852328.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVSENE BENİ! | Yarı Texting
ChickLitAilesi yüzünden sevgilisinden ayrılıp başka şehire götürülen Melis İmge senelerce sevdiği çocuktan haber alamaz. İstanbul'a babasının işi yüzünden geri dönmek zorunda kaldıklarında Uras Barlas ile karşılacağından habersizdir.Bu beklenmedik karşılaşm...