OTUZ

5.9K 433 486
                                    

Kanaması vardı. İçimden sanki bir parça kopmuş gibi sertçe yutkundum. Bakışlarım Lal'e döndüğünde sıkıca yumduğu gözlerine baktım. Korkuyordu. Bebeğini ellerinin arasından kayıp gitmesinden çok korkuyordu. Dolan gözlerimi yumdum. Belki şuan onun yerinde ben olsaydım o beni umursamadı. Hatta bebeğimin düşmesini bile isteye bilirdi. Fakat şuan ben korkuyordum. Hem Lal'e, hemde bebeğe zarar gelmesinden deli gibi korkuyordum. Uras anında ambulansı aramış ve bulunduğumuz yeri söylemişti. Anında gelmeleri lazımdı yoksa durum iyice boka sarardı. Titreyen elimi kaldırdım ve lal'in elinin üstüne koydum. Gözlerini açtı ve dolan gözleriyle ellerimize baktı. Dudaklarını birbirine bastırarak inledi ve elimi daha sıkı kavradı. Elimi itmesini beklemiştim fakat o öyle yapmamıştı. Daha sıkı tuttum elini. Sanki ona güç vermek istercesine, daha sıkı kavradım.

İçeriye giren sağlık ekipleri ile ayağa kalktım. Lal'in elini bırakmak zorunda kalmıştım. Uras, beni yanına doğru çekti ve bir adım arkasına aldı. Arkasında kalan bana döndü ve kısa bir süre yüzüme baktı. İçi acımıştı. Neden biliyor musunuz? Beni defalarca yaralayan o kıza yardım ettiğim için. Acısı acım olduğu için canı acımıştı. Ben böyleydim, kimseye zararım olsun istemezdim. Umarım ikisi de iyiydi. Uras'a döndüm. "Bizde gidelim. Onu orada yalnız bırakmayacağız değil mi?" Uras hırkama uzandı ve hırkayı üstüme giydirdi. Elimi sıkıca kavradığın da birlikte evden çıkmıştık.

Binadan çıktığımız da Lal'i ambulansa alıyorlardı. Gözünü kısa bir süre açtı ve bize taraf baktı. Dudaklarını yukarı doğru kıvrıldı. Bana gülümsemiş miydi o? Şaka olmalıydı. Uras'ın arabasına ilerledik. Arabaya hızla yerleştikten sonra ambulansın peşine takıldık.

"Neden bu kadar panik oldun?" Uras'ın sorusuna karşı kaşlarım çatıldı. Bu soru çok saçma ve yersizdi! Ne demek bu kadar panik oldun? Ortada bir çocuk söz konusuydu.

"Ortada bir bebek söz konusu farkında mısın? Küçük, el kadar bebeğe neden zarar gelmesini isteyeyim?" Başımı iki yana salladım. "Hem Lal'e de zarar gelmesini istemem. O yakında anne olacak ve bebeğini kendisi büyütecek."

"Lal'e bir şey olursa ne olacağını hiç düşündün mü? Bebeğin babasının ben olduğunu söylüyor ve bu çok korkunç." Elim alnıma gitti.

"Bir şey olmaz umarım." Başını salladı. Araba kısa bir süre sonra hastanenin önünde durmuştu. Arabadan indim ve ambulansın yanına doğru ilerledim. Uras arkamdan geliyordu ve bu rahat tavrı beni rahatsız etmişti. Ben mi çok panik olmuştum?

Ambulansın arka kapıları hızla açıldı ve Lal'i seri bir şekilde indirdiler. "Kanaması var! Çok fazla kan kaybetmiş..." Lal'in bağırışları ile elimle ağzımı kapattım. Uras elimi tuttu ve beni peşlerinden sürükledi. Lal'i muayeneye aldıklarında biz dışarı da kalmıştık.

Yanımıza doğru koşan Beril, Anıl ve Mert'i beklemiyordum. Burada ne işleri vardı? Beril direkt lafa girdi. "Neden hastaneye geldiniz? Kime ne oldu Allah aşkına! Eve gelmiştik ki evin önünde ambulans gördük. Uras'ın arabasını da görünce direkt sizi takip ettik. Ne oluyor burada!" Bakışları Uras'a kaydı. "Hem senin evin önünde ne işin vardı?" Uras'ın onun evinde kaldığını az çok anlamıştı.

"Lal," dedim. "Lal'in kanaması var. Ne oldu anlamadık," dediğim de Beril kaşlarını çattı. "Uras'ın hamile bıraktığı kız?" Uras'ın çenesinin seğirdiğini gördüm.

Anıl direkt lafa girdi. "Uras kimseyi hamile falan bırakmadı Beril. İçeri de şuan can çekişen o aptal kızın saçma sapan oyunları. Yani... Oyun olduğuna eminim!" Beril bir şey demedi. Hepimiz susmuş sadece içeriden haber bekliyorduk.

"Lal nerede?" Duyduğum sesle olduğum yerde kaldım. Uras ile arkamızdan gelen ses ile birbirimize baktık. O burada mıydı? Sertçe yutkunarak arkamda kalan kişiye döndüm. Atakan'ın sert bakışları bana döndü. "Sen!" Gür sesi ile sıçradım. "Sen Lal'e yine ne yaptın?"

...

Sizce bir sonra ki bölümde ne olacak? 🎸🎸

Atakan'ın bu bebek olayı ile ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz?

SEVSENE BENİ! | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin