Ailesi yüzünden sevgilisinden ayrılıp başka şehire götürülen Melis İmge senelerce sevdiği çocuktan haber alamaz. İstanbul'a babasının işi yüzünden geri dönmek zorunda kaldıklarında Uras Barlas ile karşılacağından habersizdir.Bu beklenmedik karşılaşm...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lafı çok uzatmak istemiyorum. Bol bol yorum karşılığında yeni bölüm gelecek. Sizleri seviyorum:') iyi okumalar!
...
"Sen yine Lal'e ne yaptın!" Bağırması ile koridorda bulunan insanlar bize doğru dönmüştü. Beril, Mert ve Anıl Atakan'a anlamaz gözlerle bakarken ne yapacağımı şaşırmıştım. Atakan, bir kaç adım da yanıma vardı ve tam karşımda durdu. "Sen Lal'den ne istiyorsun çocuk? Ona bir daha zarar verirsen eğer seni doğduğun güne pişman ederim! Bir daha seni lal'in yakınında falan görmeyeceğim!" Yanımda duran Uras elini Atakan'ın omzuna koydu ve sertçe geri itikledi. Atakan'ın öfke dolu bakışları hızla yanımda kalan Uras'a döndü.
"Sen kim olarak benim kız arkadaşımla bu şekilde konuşuyorsun?" Uras, Atakan'ın yakasını sertçe tutmuş ve sorduğu sorunun cevabını bekliyordu. Atakan her zaman ki gibi gür bir kahkaha patlattı.
"Kız arkadaş mı? Dostum ben sizi ayrı biliyordum. Yanlış mı düşünmüşüm yaa," diyerek alayla Uras'a takıldı. "Yanlış düşünmüşsün birader! Lal senin için ne kadar değerliyse, Melis de benim için öyle. Onunla konuşurken söyleyeceklerini dile getirmeden önce tekrar düşün derim. Ha eğer düşünmem, direkt söylerim diyorsan olacakların sorumlusu ben değilim." Yakasını sertçe bıraktığın da Atakan sendeledi.
Uras beni arkasına aldığın da Atakan bana döndü. "Söylediklerimi anladın mı Melis?" Hırsla öne doğru atıldığım da Uras hemen kolumu yakaladı.
"Sen neden buradasın Atakan? Lal'in burada olabileceğini nereden biliyordun? Ah, dur! Yoksa siz beraber mi geldiniz? Karşıma geçip savunduğun kız neden burada biliyor musun? Dur sen bilmiyorsundur şimdi, ben söyleyeyim sana. Uras için burada! Onun için buraya geldi. Lal senin için ne kadar önemli bilmiyorum ama sen lal'in umrunda bile değilsin! Gerizekalısın oğlum sen! Aptal, hiç bir zaman sevilmeyecek olan o kalpsizin tekisin!" Bağırarak tek nefeste söylediklerime karşı sertçe yutkundu. "Lal hamile ve bebeğinin Uras'tan olduğunu söylüyor. Ve sen geçmiş onu bana savunuyorsun. Kafana sıçayım amına koyayım!" Uras eliyle ağzımı kapattı ve beni arkasına çekti. Atakan bana öyle bir bakıyordu ki yerinde kaskatı kesilmişti. "Aptalsın sen!" Uras beni sandalyeye oturttu.
Atakan'a taraf döndü. "Adam akıllı duracaksın dur yoksa siktir git şuradan!" Atakan bir şey demeden duvara doğru yürüdü ve duvara doğru sırtını verdi. Önüme dökülen saçlarımı Uras geriye doğru taradığın da başımı kaldırıp Atakan'a baktı. Öfke dolu bakışları bendeydi. Başımı başka bir yere çevirip sertçe yutkundum.
Kapının açılması ile ilk önce görüş açıma sedye girdi. Lal'in gözleri açıktı. Uras ve ben milim kıpırdamadan yanımıza doğru gelen sedyeye bakarken Atakan hızla lal'in yanına gitti. Atakan lal'in elini tuttu sıkıca. "Buradayım, korkma." Lal'in gözünden akan yaşı gördüm. Bakışları bana doğru döndü ve sonra Uras'a döndü. Kuruyan dudaklarını araladı ama bir şey diyemeden yanımızdan uzaklaştı. Büyük ihtimalle bu gece burada kalacaktı. Atakan geldiğine göre bize gerek kalmamıştı.
