Bir kaç parça kıyafet almıştım. Amacım temeli bir şekilde İstanbul'da kalmak değildi. Gerçekleri öğrenmek istiyordum ve öğrenecektim. Küçük bir çantaya bir kaç parça kıyafetimi ve lazım olacak malzemeleri koymuştum. Şarj aletimi ve kulaklığımı da ön göze koyup ayağa kalktım. Çantamı köşeye yerleştirdim ve Beril'e döndüm. Hala çantasını hazırlıyordu. Makyaj cüzdanına makyaj malzemelerini koyarken kıkırdadım.
"Şu anda bile makyaj malzemelerini düşündüğüne inanamıyorum!" Başını kaldırıp bana baktı. Kalçamı arkamda ki masaya dayamış onu izliyordum.
"Şu evde yangın çıksa ilk önce makyaj malzemelerini kurtarırım kızım!" Eline aldığı bir kaç ruj ve rimelleri dudaklarına bastırdı. "Bunlar benim bebeklerim!" Özenle cüzdanına dizmeye devam etti.
Sırıttım. "Demesen de belli oluyor," dediğim de gülümsedi. "Yalnız ben bu Altuğ Pamir kim hala anlamış değilim!" Kalktığım yere tekrar oturdum ve Beril'e bıkmış bir şekilde baktım.
"Kızım kaç kere daha anlatacağım ya! Bayıldığım da beni hastaneye götüren çocuk işte. Yardım etti bana ve ben şimdi ona ikinci kez tekrar borçlandım." Dudaklarını büzdü.
"Çocuğu keşke Uras'ın eline bırakmasaydın! Nasıl dövmüştür şimdi," dediğin de omuz silktim. "iyi gözüküyordu. Dudağının ve kaşının patlamasını saymazsak." Beril başını salladı ve hazırladığı makyaj cüzdanını da çantasına yerleştirdi. Sanırım hazırdı. Yani ben öyle umuyorum.
Çantasına bir kaç daha malzeme koyduktan sonra fermuarları çekti. "Melis," dedi ve bana döndü. "Kızım bu sene son senemiz biliyorsun. Ben yine çalışıyorum, ediyorum da sen? Kafan dağınık biliyorum ama şurada çok az bir zaman kaldı biliyorsun. Mezuna kalman doğru olmaz. Zaten konulara hakimsin ama şu son bir kaç ayda Uras ve sen okula bile gitmiyorsunuz. Yine biz son sınıf olduğumuz için okulumuz izin veriyor. Sen ne yapacaksın? Kariyerin çok önemli biliyorsun." Okul. Okul kelimesi artık bana çok yabancı geliyordu. Bir kaç aydır okula adım attığım yoktu. Sadece ben değil, Uras'ta.
"Sanırım girmeyeceğim." Beril anında kaşlarını çattı. "Kızım sen hukuk okumak istemiyor musun? İki gerizekalı yüzünden geleceğinden vazgeçme! Lal'in babası zengin, ister okur ister okumaz. Demek istemiyorum, hatırlatmak hiç istemiyorum ama senin artık bizden başka kimsen yok. Okuman gerek Melis."
"Okuldan atıldım."
Beril sertçe yutkundu. "Ne demek okuldan atıldım?" Omuz silktim. "Babamı ve annemi hiç bir zaman aklımdan çıkarmıyorum Beril. Her cümlenin başına hatırlatmak istemiyorum demeyin. Onları hiç bir zaman silmedim. Babam öldükten sonra okula zaten bu saçma olaylardan dolayı gidemedim. Ve bu ayın para miktarı yatırılmadığı için okuldan attılar. Başta parayı getirip getiremeyeceğimi sordular tabii. Fakat o parayı bulamayacağım için direkt reddettim. Bu ayın borcunu ödemek için işe girmeyi düşünüyorum. Hukukmuş, tıpmış," dedim titrek bir nefes alarak. "Unut bunları."
Beril içi acıyarak bana baktı. "Ne zaman oldu bu?" Dudağımı büktüm. "Dün akşam mesaj aldım. Müdür kısaca basit bir şeymiş gibi bastırıp atmıştı mesajı. Satırları okuduğum da zaten direkt reddettim. O parayı bulup okumam imkansızdı! Bende çalışmayı seçtim." Beril'in dolan gözlerine baktım. Ayağa kalktım ve tam karşısında durdum. Soğuk olan ellerini tuttum güven vermek için. "Üzülme bee! Dolusuna iş var girer çalışırım." Başını iki yana salladı.
"Çocukluk hayalindi hukuk okumak." Güldüm.
"Hayat önümüze her zaman istediklerimizi sunmaz Beril." Başını kaldırıp bana baktı. "Ben ayaklarımın üstünde durmayı da bilirim. Senden tek isteğim beni bırak ve kendi sınavına odaklanan. Yapacağına inanıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVSENE BENİ! | Yarı Texting
Genç Kız EdebiyatıAilesi yüzünden sevgilisinden ayrılıp başka şehire götürülen Melis İmge senelerce sevdiği çocuktan haber alamaz. İstanbul'a babasının işi yüzünden geri dönmek zorunda kaldıklarında Uras Barlas ile karşılacağından habersizdir.Bu beklenmedik karşılaşm...