Eğildim ve önümde ki papatyayı nazikçe kopardım. Eteğimi düzelterek ayağa kalktım ve yanımda duran Beril'e papatyayı uzattım. Gülerek elimde tuttuğum çiçeğe baktı.
"İlk çiçeğimi senden aldığıma inanamıyorum Melo!" Çiçeği eline aldı ve bana bakarak sıcak bir gülümseme verdi.
"Kim versin isterdin Bero? Altuğ mu?" Anında hafifçe inledi. Hoşuna gitmemiş gibi mırıltılarak çıkardı ve yalandan öğürür gibi bir ses yaptı. Güldüm.
"O serseri ve bana çiçek vermek?" Başımı salladım. "Hem o bana neden çiçek versin Melis?" Omuz silktim ve bluzumu çekiştirdim.
"Bilemiyorum hayatım," dedim imalı imalı. "Resmen çocuğun ağzına bakıyorsun."
"PEEEHHH! şaka yapıyor olmalısın şekerim çünkü yanlış anlamışsın." Kıkırdadım.
"Neden elma şekeri gibi yanakların al al oldu Bero?" Dudaklarını büzdü ve beline kadar uzanan saçını arkaya doğru savurdu.
"Çünkü," dedi ve bir süre bekledi. "Sıcak."
Başımı salladım. "Haklısın sıcak, fakat sebebin bu mu orası şüpheli miniğim." Utanarak önüne döndü.
O sırada bahçe kapısından içeri giren Altuğ ve Uras'ı gördüm. Uras'ın bana göz kırpması ile iç çektim. Beril sert bir şekilde koluma vurduğunda yüzümü buruşturdum.
"Eridin salak!" Kaşlarımı çattım ve kendime gelmeye çalıştım. "Naz yap azıcık kızım, okey?" Göz devirdim anında.
"Okey değil Berrin'cim," diyerek Uras'ı işaret ettim. "Şuna baksana... Resmen MERMER SANATI!" İç çektim, bir tane daha ve bir tane daha...
Uras ve Altuğ yanımızda durduğun da anında Uras'ın kolları arasına girmiştim. Eğildi ve dudaklarını saçıma bastırdı. Evin ihtiyaçları için mahallenin bakkalına gitmişlerdi. Güller teyze ise komşuya altın günü için gitmişti.
Altuğ, Beril'in elinde tuttuğu papatyayı çekip aldı. "Kim verdi sana bunu?" Çatılan kaşlarına baktım. Bence aşık. Uras zihnimi okumuş gibi bana doğru fısıldadı. "Sana katılıyorum sevgilim." Sevgilim diyor birde!
Beril anında öne atıldı. "Sanane bee! Çiçeğimi derhal ver yoksa olacaklardan sorumlu ben değilim." Altuğ alaycı bir şekilde güldü.
"Ne yaparsın? Ayağıma falan mı basarsın?" Altuğ dudaklarını büzdü ve yapmacık bir şekilde mırıldandı. "Ama acır!" Beril ileri doğru atıldı ve Altuğ'nun bacak arasına sert bir tekme attı. Altuğ inleyerek bacak arasını tutarken kızarmış yüzünü kaldırdı ve Beril'e baktı.
"Siktir!" Beril uslu bir kız gibi yere düşen papatyayı aldı ve Altuğ'ya baktı.
"Bir daha işime karışmazsın diye düşünüyorum Altuğ Pamir!" Yanımızdan geçip giderken Uras gür bir kahkaha patlattı.
"Kardeşim sen az önce bir kızdan dayak mı yedin?" Uras ile gülmeye başladık. Altuğ ortaya bir küfür savurdu.
"Lan bu canavar neymiş amına koyayım! Kısır kalmam demi?" Sorduğu soruya daha çok gülmeye başladım. "Hem kardeşim daha demin sen şey demiyor muydun," diyen Pamir ile ikimiz de sustuk. "Yengen kızar biraz hızlı ol diyen kimdi? Azıcık takılır öyle geçeriz dedim eve verdiğin cevap içler acısıydı!" Altuğ bana döndü. "Ne dedi biliyor musun Melis?" Başımı iki yana salladım. "Korkuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVSENE BENİ! | Yarı Texting
ChickLitAilesi yüzünden sevgilisinden ayrılıp başka şehire götürülen Melis İmge senelerce sevdiği çocuktan haber alamaz. İstanbul'a babasının işi yüzünden geri dönmek zorunda kaldıklarında Uras Barlas ile karşılacağından habersizdir.Bu beklenmedik karşılaşm...