Korkup kolyeyi yere attım ve çığlığı bastım. Melodi koşarak yanıma geldi ve yere attığım kolyeyi eline aldı. Eline aldığında şok olmuştum. Çünkü o havalı kolye gitmiş yerine sade altın bir zincir gelmişti. Melodi kolyeyi uzun bir müddet inceledi,bana döndü ve tek kaşını kaldırdı "Sen bundan mı korktun gerçekten?" "A-ama onun üstünde üçgen bir şey vardı ve zincirle üçgen gümüştü." "Tatlım şoku atlatamamış olmalısın. Sen şimdi biraz uyu ve dinlen ben sonra yeniden gelirim. Bir şey olursa beni ara. Şimdi eve gitmem gerek.Öptüm!" diyerek açtığı kapıdan çıkıp kapıyı kapattı. Ama ben gördüklerimin gerçek olduğundan emindim.
Hala kahvaltı yapmadığımı fark edip aşağı indim ve Zehra Hanımdan bana krep yapmasını istedim. Hazır annem evde yokken istediğimi yiyebilirim değil mi? Annem burada olsa her hafta görüştüğü 'sağlıklı beslenme uzmanı'nın verdiği listeye göre yedirirdi beni. Masaya oturup düşünmeye başladım. Bana son günlerde ne oluyordu böyle? Bardağa su doldurdum ve bir dikişte bitirdim. Yaklaşık 10 dakika sonra Zehra Teyze önüme krebimi koydu ve hunharca yemeye başladım. Zehra Teyzenin ne düşündüğünü yansıtan gözleri 'Acaba bu insan mı?' bakışlarıyla beni süzüyordu.
Bir sandalye çekti ve karşıma oturdu. Ben Zehra teyzeyle çok iyi anlaşırdım, küçüklüğümden beri bana o bakmıştı çünkü annemgil çoğu zaman ya yurt dışında ya da iş yerinde oluyordu. "Beste , kuzucum bana anlatmak istediğin bir şey var mı teyzem?Bilirsin ben sen benim evladım gibisindir, benimle her şeyini paylaşabilirsin." "Hayır canım teyzem yok! Neden olsun ki? Hem ben sana söylemez miyim?"bu sözleri neden bebek gibi bir ses tonuyla söylediğimi bilmiyordum ama berbat bir yalancı olduğumu biliyordum. Zehra teyze beni 'iyi öyleyse' bakışlarıyla süzdü ve salona geçti.
Depar atarak odama gittim ve kolyeyi aradım. Ama bulduğumda eski haline dönmüştü. Gümüş rengi,çok farklıydı. Onu elime almaya korkuyordum çünkü bana zarar vereceğini düşünüyordum. Ama ben Beste Kaya tabi ki korkmazdı. Korkmuyordu,korkmayacaktı. Kolyeyi elime aldım ve yine aynı şeyler olmaya başladı. Üçgen sallandı,yazılar hareket etti. Ama bu sefer ne olacak diye izlemeye başladım. Üçgenin içinden belli belirsiz fısıltılar duymaya başladım. Sanki birisi Beste demişti ama. Tabi talibim çok. Aman şu durumda düşündüğüm şeye bak. Her neyse.
Kolye ellerimden kurtulup havalanmaya başladı. İşte şimdi iyi tırsmıştım. Zincirlerin arasından ışıklar süzülüyor ve bu ışıkların içinde siyah yazılar geziniyordu. Hafif bir çığlık attım. Ne hafifi ya anırdım resmen. O sırada biri odaya dalacak diye korktum ama evdeki herkes artık müzik dinlerken de attığım çığlıklara alışmışlardı.Adım adım arkaya gittim ve yatağa oturdum. Nefes almaya çalışıyordum. Bir anda üçgenin içi açıldı ve büyük bir ışık her yeri kapladı.
Zindan gibi bir yerdeydim. Demirlerin arkasında çığlık atanlar, kahkahayla gülenler-ki bu baya korkunç bir kahkahaydı- vardı. Oturduğum yerden kalktım ve yürümeye başladım. Yol biraz sonra 3 koridora ayrılıyordu.Koridorların sonunda kapılar vardı ve önümdeki kapı açıktı.Diğerleri kapalıydı. Açık olanın yanına gidip göz attım. YOK ARTIK! Aras ve Ayaz'ın orada ne işi var? Tam hesap soracakken bir şey konuştuklarını duydum.
Aras Ayaz'a bir şeyler anlatıyordu ama duyamıyordum.Biraz daha öne eğildim derken kapıyı ittirdim ve kapı gıcırdadı.Aras bana döndü. Yanıma yaklaştı ve yakalarımdan tutup var gücüyle havaya kaldırdı."Sen niye üstüne vazife olmayan işlere karışıyorsun." Diye tısladı."B-ben bilmiyordum." "Ve artık biliyorsun!" "N-neyi?" "İNSAN OLMADIĞIMIZI!"
VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUZ
ÇOK HEYECANLI BİR BÖLÜM OLDU BİZ SİZE GİZEM GELECEK DEMİŞTİK :D
MULTİ'DE BESTE'NİN GİTTİĞİ TÜNEL VAR
SİZİ SEVİYORUZ (YAZARLARIN İÇİNDEN GELDİ) :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Misteri / ThrillerYaşanmış olanlar kalır.Ya yaşayamadıklarımız? Her günü kopyalanmış gibi basit bir hayata sahip olan her zaman neşeli sadece arada bir ağlayıp susan mutlu bir kız. Kimin verdiği bilinmeyen kızın istediği zaman daha iyisine sahip olabileceği gümüş bir...