0.1

55.1K 1.1K 367
                                    

GİRİŞ

Merhabalar herkes hosgeldi.

Öncelikle cok özel duygular hissediyorum  bu platformda yazmak kurgu yapmak çok mutlu.

*
Barış' ıma adam akıllı hiç kurgu yokmuş.. E bir el atalım bari.

Kurgudaki bazı sahneler, kıskançlıklar, sorulan hesaplar ve yaşanan tartışmaların ilham kaynağı ömrümdür.🥹

Bölüm Şarkısı: Deeperise- Raf ft. Jabbar

İyi okumalar 🖤

..

" Teşekkürler."

Kapının önündeki kuryeye ufak bir gülümseme gönderip kapıyı örttüm elimdeki poşetlerle.

Altı iki, üstü üç kere kilitledim.

Taşınma işlerinin bu kadar yorucu olduğunu söyleselerdi gelmezdim taa İstanbul'a.

Ne işim var benim burada?

Oflayarak ayağıma takılan koliye büyük bir tekme savurdum.

" Ya yeter yeter! Ne bitmezmişsiniz ya! Toplamıyorum sizi var mı? Toplamayacağım kalın böyle."

İki adım atmamla ayağımın kayması ve popo üstü düşmem ne kadar kısa sürdü bilemiyorum.

Artık yorgunluktan ağlayacak hale geldiğim için de ufak bir çığlık atıp önüme gelen saçlarımı çekiştirdim.

Yemeklerin olduğu poşette kenara doğru düşmüştü.

Sakin ol Nazlı, bitecek bu eziyet.

Yatacağız kalkacağız bitecek. Sakin ol.

Zilin yeniden çalınmasıyla oturduğum, düştüğüm, yerden kalkıp hızla kapıya gittim ve delikten baktım.

Karanlıktı.

Kapıyı açıp açmamakta kararsız kalırken aynı kararsızlık sesime de yansımıştı.

" Kim o?"

" Benim desem tanıyacak mısınız?" Gelen yabancı erkek sesiyle istemsizce tedirgin olmuştum.

" Kimsiniz?"

" Açarsanız, söyleyeceğim."

" Belki hırsızsınız? Belki sapıksınız? Kapıyı açınca beni bayıltıp kötü kötü şeyler yapacaksınız?"

"Hanımefendi bunları yapacak olsam kapıyı niye çalmak, çalayım? Allah rızası için tamam açmayın ama eğer biraz daha ses yaparsanız, kapıyı az sonra polislere açacaksınız, söylemedin beyefendi demeyin bana sonra. "

Kaşlarım çatılırken hemen kilidi açtım, karşımdaki tanıdık olmayan simaya göz gezdirdim.

" Ne polisi pardon?"

Çatık kaşları ve değişik alnına düşmüş saçlarıyla sinirli gözüküyordu, ama benim kadar olamazdı elbette.

" Niye açtınız kapıyı? Belki hırsızım, belki sapığım?"

Bir iki defa gözlerim kendiliğinden kırpışırken baştan aşağı süzdüm uzun boyunu.

" Siz kimsiniz pardon?" yanağındaki kısa sakallarını kaşırken gözlerini kapattı ve bir şeyler söylendi.

" Öyle içinize içinize konuşmayın, söyleyin söyleyin." Benimde sinirim sesime yansırken saçma tavrı oldukça bozmuştu sinirlerimi.

" Bakın, üst katta oturuyor oluyorum aman oturuyorum ben. Yarın sabah çok erken evden çıkıp gideceğim ki sabah dediğime bakmayın şunun şurasında 4-5 saatlik bir uyku sürem kaldı ben hala burada size laf anlatmakta olup duruyorum o zaman ne yapacaksanız yapın. Adım sesi bile duymak istemiyorum. Yeterince anlaşılır konuştum mu? Tekrar mı edeyim?"

Tek nefeste konuşmuştu. Konuşmayı bildiği biraz şüpheli gibiydi ama. Hayatımda ilk defa bu kadar hızlı konuşan birini gördüğüm için istemsizce şaşırmıştım ve karşıda gördüğüm izlenime bakılırsa şaşkınlığımı dışa da vurmuştum.

" Maşallah sizde de ne çene varmış.."

Sabır çeker gibi yukarı baktığında kanlanmış gözleri ortaya çıkmıştı. Dikkatli baktığımda göz altlarının morardığını, kapaklarının ise şişmeye yakın olduğunu fark etmiştim.

Bu haline üzülüp gerçekten erkenden çıkıp gideceğini anlayınca sessiz bir nefes verdim.

Üzülmüştüm. Sinirim hemen uçup giderken sesime yansıttığım yumuşaklığımla, dudaklarıma konan samimi olduğunu düşündüğüm gülümsemeyle söze girdim. Buydum ben işte.

" Peki, kusura bakmayın. Yeni taşınıyorumda, ses yapıp rahatsız etmek istemezdim. "

Ani geri çekilişime karşı bir iki saniye bakıp başını salladı.

" Önemli değil, iyi geceler. Kolay gelsin size ama mümkünse sabah."

Yüzümdeki gülümseme hala silinmezken başımı salladım.

" İyi geceler size de."

..

Ayy ,bilemedim nasıl oldu ?

Değişik | Barış Alper Yılmaz • TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin